İnsan Hakları Derneği (İHD) Siirt Şubesi tarafından, 15 Temmuz'da Siirt'te Haydar Koyuncu Caddesi'nde devriye görevi yapan bir polisin açılan ateşle hayatını kaybetmesi ve 16 Temmuz'da Siirt'in Conkbayır mahallesinde bir örgüt militanının güvenlik güçleri ile girdiği çatışmada hayatını kaybetmesinin ardından gelişen olaylarla ilgili bir gözlem raporu yayınlandı.
"Siirt il merkezinde gerçekleşen insan hak ihlallerinin tespiti ve benzer olayların yaşanmaması için sorumlular hakkında idari ve adli işlemlerin başlatılması" amacıyla hazırlanan ve yaşananların "dehşet verici" olarak nitelendirildiği raporda şu bilgilere yer veriliyor:
- 19.07.2011 tarihinde şubemize başvuruda bulunan Methi Aykaç isimli vatandaş 18.07.2011 tarihinde kendisinin aranarak oğlunun cenazesinin Siirt Devlet Hastanesi morgunda olduğunu ve oğlunun örgüt militanı olarak güvenlik güçleri ile girdiği bir çatışmada ölü olarak ele geçirildiği beyanı ile hukuki yardım talebinde bulunmuştur.
- Şube yönetim kurulu üyeleri refakatiyle söz konusu başvurucu Cumhuriyet Savcılığı'na götürülmüş, oradan da Siirt Devlet Hastanesi morguna gidilip teşhis yapılarak cenaze dini vecibelerin yerine getirilmesi için camiye götürülmüştür.
- Cami önünde büyük bir gerginlik ortamı yaşanmış, şube yöneticilerimiz, belediye başkanları, BDP üye ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu kimselere sivil ve resmi polisler tarafından sözlü hakaret ve fiziki müdahalede bulunulmuştur.
- Örgüt militanının cenazesine katılmak isteyen birçok kimsenin, Siirt Emniyet Müdürlüğü tarafından kurulan barikatlar dolayısıyla camiye gitmesine izin verilmediği, cenazenin gömüleceği mezarlıkta bekleyen bazı vatandaşların da mezarlıktan çıkarıldığı tespiti yapılmıştır.
- Cenaze nazmını kıldıran imam tartaklanmıştır. Cenazenin dini vecibelerinin yerine getirilmesi engellenmiştir. Yine Siirt Belediyesi yetkililerince ailenin talebi üzerine mezar kazım işlemi yapmak üzere gönderilen kepçenin mezarlık çevresinde bulunan polislerce engellendiği bilgisi alınmıştır. Bunun üzerine Siirt Emniyet Müdürlüğü'nce mezar kazımı için ayrı bir kepçe çağrılmıştır.
- Tabutun mezarlığa götürülmesinde de engellemeler yapılmış, yalnızca dört kişilik bir grup ve aile fertlerinden birkaç kişinin katılımına izin verilmiştir. Mezarlığa giden bazı kimselere de fiziki müdahalede bulunulduğu bilgisine ulaşılmıştır.
- 20.07.2011 tarihinde örgüt militanı için kurulan taziye çadırına öğleden sonra ziyarette bulunmak isteyen Siirt, Eruh, Kurtalan belediye başkanlarının, BDP Siirt il ve ilçe Başkanlarının ve BDP üyelerinin, çevre illerden gelen bazı vatandaşların da bulunduğu kişilere yönelik hiçbir yasa dışılık dahi yaşanmamışken ve hiçbir uyarı yapılmadan Siirt Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı polisler ve zırhlı araçlar ile müdahalede bulunulmuştur.
- Yaşanan bu müdahalede çadırda bulunan herkes, atılan gaz bombaları ve cop darbeleri ile bir şekilde hafif veya ağır yaralanmıştır. Yaralananların büyük bir çoğunluğu hastanelere başvuruda bulunmaktan kaygılandıklarından başvuruda bulunmamışlardır. Yapılan gözlem, aralarında belediye başkanları da bulunduğu 50'ye yakın kimsenin, çeşitli yerlerinden yaralandığıdır.
- Çadır ve çadır etrafında bulunanlar can havli ile dağılmış, olay yerinde çadıra gelenlere ait araçlar da tahrip edilmiştir. Bu araçlar içerisinde belediye başkanlarına ait makam araçları da mevcuttur. Çadır içerisinde bulunan sehpa, sandalye, çay ocağı vb. tüm malzemeler darmadağın edilmiştir. Çadır yıkılmıştır.
- Olay yerinde olayları takip etmekte olan Belediye basın ve DİHA basın mensubu muhabirlerin de çekim malzemelerine el konulmuş ve darp edilmişlerdir.
- Olayların yaşandığı ilk günden bu yana Siirt il merkezinde olağanüstü güvenlik önlemlerinin alındığı, hemen hemen her köşe başının tutulduğu, neredeyse şehirde yaşayan herkesin potansiyel suçlu olarak görüldüğü bir hava gözlerden kaçmamaktadır.
- 21.07.2011 tarihinde ailece iki defa kurulmaya çalışılan taziye çadırı kurulamayınca, aile taziyeleri BDP Siirt il binası toplantı salonunda alma yoluna gitmiş ve taziyeleri orada kabul etmektedir.
- Konu ile ilgileri olduğu gerekçesi ile Aydınlar ilçe merkezi ve Siirt Merkez'de toplam 13 kişi gözaltına alınmış bulunmaktadır. Sokakta yaşanan bu kadar ihlal var ise gözaltında bulunanların ne durumda olduğu kaygı uyandırıcıdır.
- 16.07.2011 tarihinde genel arama izini çıkarılarak silahlı çatışmanın yaşandığı mahalle olan Conkbayır mahallesinde çatışma saatinden önce onlarca ev aranarak evde bulunan tüm eşyalar dağıtılarak tahrip edilmiştir.
"Ölen kimse çatışma dışıdır ve bir sivil gibi muamele görür"
Gözlem raporunun sonuç bölümünde şu ifadeler yer veriliyor:
- Türkiye'nin de taraf olduğu ve imza verdiği Cenevre Protokolü'ne göre savaş hallerinde veya çatışmalı ortamlarda veya bir devletin kendi vatandaşlarından oluşmuş silahlı gruplardan herhangi biri tarafında meydana gelecek olan bir yaralanma veya ölümde yaralanan veya ölen kimse savaş, çatışma dışı kabul edilir ve ona göre muamele icra edilir. Yani bir sivil gibi muamele görür. Bu uluslararası bir hukuk kuralıdır.
- Bir kentin seçilmiş belediye başkanlarına, saiyasi parti il başkanlarına, insan hakları savunucularına, dini sorumluluğunu yerine getirmeye çalışan din adamlarına, kadın çocuk ayrımı gözetmeden yaşanan silahlı çatışmada hayatını kaybeden örgüt militanı taziyesinde bulunan vatandaşlara, özel ve resmi araçlara varana kadar yapılan sert ve orantısız müdahale nasıl açıklanabilir? Kamu görevi ifa eden kamu görevlilerinin öç veya intikam alma, kin gütme, hissi davranma lüksü olabilir mi? Taziyenin muhatabı ailedir. Yaşanan acılar, ülkenin ortak acılarıdır. Acılar ne yarıştırılmalı, ne de yaşanan acılarda öç alma anlayışı hakim kılınmalıdır. Devlet devlet olma mantığı ile öç alma anlayışına sahip olmamalıdır.
- Başbakan ve hükümet yetkililerinin bir an önce tüm Türkiye'de ve Siirt'te yaşanan polisin sert ve hukuk tanımayan tutumuna, tüm Türkiye'de Kürt Kökenli vatandaşlara dönük linç girişimlerine son verilmesi adına tansiyonu düşürücü bir açıklamada bulunmaları, devlet adamı ve sorumluluk sahibi olunmasının gereğidir.
- Siirt Valisi ve Emniyet Müdürlüğü de bir an önce Siirt'te yaşanan polisin tavrına dönük bir açıklamada bulunmalı, adli ve idari soruşturmalar açılmalıdır. (ŞA)