Depremden Çıkan Aşk
İkisinin de gelecekle ilgili beklentileri, hayalleri ve planları vardı.
Ancak, 17 Ağustos 1999depreminde, ikisinin de hayatı geri dönüşü olmayan bir şekilde değişti. 18 Ağustos'da gecenin karanlığı yerini günün telaşına bıraktığında depremin şiddeti de ortaya çıktı.
Depremle başlayan hayatlar
Selin, deprem bölgesinde yaşamıyordu ama, orada yaşananları fark ettiğinde bir şeyler yapmaya karar verdi. Önce işinden istifa etti. Dışişleri Bakanlığı'na başvuruda bulundu. Gönüllü olarak deprem bölgesine gitti. İki ay boyunca, Çekoslovak, Yunan ve İsrailli ekiplere tercümanlık yaptı. Sonra da, Adapazarı'ndaki Mısır Sahra Hastanesi'nde çalışmaya başladı.
Mohamed Saleh Mahmoud El Leisy ise depremden kısa bir süre sonra, Türkiye'de yaşananlardan haberdar olmuştu. Kendisine, Türkiye'de kurulacak Sahra Hastanesi'nde görevlendirildiği bildirildi. Kısa bir hazırlık döneminin ardından arkadaşlarıyla vedalaşıp Türkiye'ye doğru yola çıktı. Adapazarı'nda kurulan Sahra Hastanesi'nde çalışmak kolay değildi. Hastalarla tercümanlar aracılığıyla iletişim kurabiliyorlardı.
Selin ve Mohamed işte o günlerde tanıştılar. Yaşamlarını arkalarında bırakıp deprem bölgesine gelen iki kişi, orada birbirlerini tanıdılar ve yeni bir hayata birlikte başlamaya karar verdiler. Tanıştıkları yerde, Adapazarı'nın Kurtköy Belediyesi'nde 19 Haziran 2000 tarihinde evlendiler.
İstedikleri basit, sıradan, huzurlu bir hayattı:
"Bu yaşlı dünyanın farklı coğrafyalarında doğduk biz. Neredeyse otuz yıldır tanımaya ve tanınmaya çalıştık. Ama tanınmak'tan anladığımız bu değildi...
Basit bir hayatımız olsun
Bir web sitemiz olsun istemezdik mesela! Tanıdık olmadığımız devlet mercilerine, dilini bilmediğimiz dilekçeler yazıp, koridorlarında kaybolduğumuz ofislerde, anlamadığımız yüzlere ne kadar az şey istediğimizi anlatmaya çalışmak yordu bizi. Bizim küçücük dünyamızın taa tepesinde patlayan hükümet krizlerinin, katlettiğimiz uzun yolları bir anda sıfırlanması da bizi şaşırttı.
Oysa biz sadece basit yaşamak istemiştik.
Akşamları arkadaşlarımızla toplanıp film seyretmek, birlikte yemek pişirmek, annelerimizle kavga edip barışmak, ya da yürüyüşe çıkıp müdürlerimizi çekiştirmek istiyoruz birbirimize.
Sıradan yaşamların huzurunu istedik insanlardan sadece.
Sadece karşılaştık ve yaşamı birlikte karşılamaya karar verdik..."
Ancak, devletlerin yasaları vatandaşlarının hayatlarını düzenliyordu. Bu kurallar, onların evlilik macerasını da birlikte yaşama mücadelesine dönüştürmekte gecikmedi. İlk şaşkınlık, nikah sırasında yaşandı. Evlendiği gün vatandaşlık başvurusunda bulunan Mohamed El-Leisy'nin başvurusu "erkek" olduğu için yeterli sayılmadı.Öykünün geri kalanını Selin El Leisy'nin dilinden aktarıyoruz:
"Nikahımız sırasında eşim Türk vatandaşlığına geçmek istediğine dair dilekçesini Sapanca Kurtköy Belediyesi'ne verdi. Ancak Türkiye'de kadın ve erkeğe yönelik muamele farklıymış. Kanunlara göre, Türk bir erkek ile evlenen yabancı uyruklu bir kadının Türk vatandaşlığına geçmesi için nikah sırasında bir beyanat ve dilekçe vermesi yeterli oluyor. Ancak, bir Türk kadın ile evlenen yabancı erkeğin dilekçesinin geçerli sayılması için Türkiye'de en az 5 yıl ikamet etmesi gerekiyor. Yani, 5 yıl ikamet etmeden dilekçe veren bir erkeğin başvurusu hükümsüz kalıyor. (Bkz.Türk Vatandaşlık Kanunu Madde 3)"
Nikah masasında oldu
Selin ve Mohamed El-Leisy'nin Türk vatandaşı olabilmek ve Türkiye'de yaşayabilmek için verdikleri mücadelede karşılaştıkları ilk engel bu madde idi. Ancak son olmadı. Selin ve Mohamed çifti, evlenmeden önce, kendi ülkelerinde evli olmadıklarını ispatlamak zorundaydı. Bu işlem de görevli memurun hatası nedeniyle güçlükle tamamlandı:
"Nikahımız için gerekli olan bekarlık belgesi konsolosluk tercümanı tarafından yanlış çevrildiğinden, soyadım kütüğüme yanlış girilmişti. Kütüğümün düzeltilmesi için belgenin aslının konsolosluk tarafından düzeltilmesi gerekliydi. Fakat konsolosluk bu isteğimizi de reddetti. Bunun üzerine eşimin ailesi, Mısır İçişleri Bakanlığı'ndan aynı belgeyi yeniden temin etti ve bize gönderdi. Noter tercümesini gönderip kaydımızı düzelttirdik."
Vatandaşlık başvurusunda ismi değişti
"Nikahımızdan hemen sonra eşimin oturma iznini aldık. Eşim Mohamed Saleh Mahmoud El Leisy, 1 Eylül 2000tarihinde İstanbul Nüfus ve vatandaşlık işleri Müdürlüğü'ne vatandaşlık başvurusunda bulundu. İsminin Muhammed Leysi olarak değiştirilmesi önerildi. Bu öneriyi kabul ettik. Başvurumuz, eşimin 5 yıllık ikamet süresi dolmadığından reddedildi."
Türk vatandaşı olarak, Türkiye'de, eşi ile birlikte yaşamak isteyen Selin El Leisy, vatandaşlık hakkı için mücadelesini farklı platformlarda sürdürdü. Öncelikle, TBMM'de görev yapan milletvekillerine durumunu anlatan bir mektup yazdı. Ardından, İçişleri Bakanlığı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Türkiye ve Mısır Dışişleri Bakanlıkları arasında gidip gelen uzun bir süreç başladı. Bu süreçte, heyecan, umut, umutsuzluk kol kolaydı:
Aylarca süren güvenlik soruşturması
"9 Şubat 2001 tarihinde İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nden aldığımız yazıda vatandaşlık işlemlerimizin başlatıldığı yazıyordu. Dosyamızın, güvenlik amacı ile Emniyet Müdürlüğü'ne gönderildiğini öğrendik. Bu haber üzerine ailemizde bir bayram sevinci yaşandı.
Eşimin ikamet süresi bitmek üzere olduğundan, İçişleri Bakanlığı'na gittik. İçişleri Bakanlığı'ndan İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bir yazı gönderildi.Bu yazıda, deprem esnasındaki katkıları ve benimle olan evliliği göz önünde bulundurularak, aile birliğimizin korunması (Bkz. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 16-1) için eşimin pasaportuna bakılmaksızın oturma izninin uzatılması isteniyordu.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne giderek eşimin oturma iznini uzatmak istedik. Fakat, Mısır Büyükelçiliği'nden pasaportunun uzatılamayacağına dair bir belge alınması gerektiğini öğrendik. Elçiliğe gidip bu kağıdı talep ettik. Bu kağıdı almak anayasaya göre her bireyin hakkı, vermek de konsolosun görevi olduğu halde, konsolosluk bize herhangi bir belge vermeyi reddetti. Biz de, Mısır Dışişleri Bakanlığı'na bir yazı ile başvurduk. Fakat, 2 ay geçmesine rağmen henüz herhangi bir yanıt alamadık. Avukatımız, İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurmamızı önerdi . Ancak, davamızın çok uzun sürebileceğini belirtti.
15 Mayıs 2001 tarihinde İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Müdürlüğü'nden aldığımız bir yazı ile, vatandaşlık başvurumuzun halen güvenlik soruşturması aşamasında olduğunu öğrendik"
Eğitimi de kesintiye uğradı
Bu sırada, kendisine Türkiye'de bir hayat kurmayı planlayan Mohamed El Leisy, tıp eğitimini sürdürmenin yollarını arıyordu. Eylül döneminde yapılan Tıpta Uzmanlık Sınavı'na (TUS) girdi. Dil sınavını geçti ama, Türkçe tıp bilgisinin yetersizliği nedeniyle ikinci bölümde başarısız oldu.
Ardından, Nisan 2000 TUS sınavına da başvurdu. Başvurusu kabul edildi, ancak sınava 4 gün kala denklik belgesi alması gerektiğini öğrendi. Ankara'ya gidip denklik belgesi için gereken belgeleri Yüksek Öğretim Kurumu'na vermek isteyen El Leisy'nin bu talebi de kabul edilmedi. Böylece, El Leisy'nin eğitimi yaklaşık 2 yıllık bir kesintiye uğramış oldu.
Binlerce kişi destek verdi
Bu engellerle karşılaşan Selin-Mohamed El Leisy, deneyimlerini aktaracakları bir internet sitesi kurdular. Bu sitede bir de imza kampanyası başlattılar. " Basit Hayatlar " isimli site işte böyle doğdu. www.basithayatlar.com adresindeki siteyi, bugüne kadar onbinlerce kişi ziyaret etti. İmza kampanyasına destek verenlerin sayısı da 4 bin 168.
Sonuç almaya başladılar
El Leisy çifti, çalışmalarının meyvelerini de toplamaya başladı. Mohamed El Leisy, aylardır süren mücadele sonunda 2 yıllık oturma izni almayı başardı. Onlar, hiç değilse 2 yıl daha güven içinde Türkiye'deki evlerinde yaşamlarını sürdürecekler. Bu mutluluklarını da sitelerinde ziyaretçileriyle paylaşıyorlar:
"Teşekkürlerimizi, sizinle mutluluğumuzu paylaşarak göstermek istiyoruz. Sıkıntılarımıza ortak oldunuz, şimdi sıra güzel haberlerde...
Geçen hafta heyecandan yüreğimiz ağzımızda, saatlerce bekleyerek Yabancılar Daire Başkanlığı'ndan küçücük bir lacivert defter teslim aldık. Bir sürü sayfası, her sayfasında da bir sürü yazısı var, hem de kocaman mühürlü, büyük büyük imzalı...
Özetle şunu diyor bu defter: "Mohamed El-Leisy Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde iki senelik oturma iznine sahiptir!!!"
(BB/NA)