Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, tutuklu yargılandıkları 6-8 Ekim Kobanê olayları dosyası nedeniyle bulundukları cezaevlerinden Ses ve Görüntü Sistemi (SEGBİS) ile ifade verdiler.
Yüksekdağ ve Demirtaş hakkında 6-8 Ekim Kobanê olayları nedeniyle 20 Eylül 2019’da tutuklama kararı verilmişti.
Mezopotamya Ajansı’nın aktardığına göre, henüz iddianameleri hazırlanmayan Demirtaş ve Yüksekdağ’ın “tutuklanmalarının incelenmesi” duruşmalı olarak gerçekleştirildi.
Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği’nde görülen duruşmada Demirtaş ve Yüksekdağ’ın tutukluluklarının devamına karar verildi.
Yüksekdağ önceki beyanlarını tekrar etti
Figen Yüksekdağ, duruşmaya tutuklu bulunduğu Kandıra Cezaevi’nden SEGBİS’le bağlandı.
Savunma vermeyen Yüksekdağ, önceki beyanlarını tekrar ettiğini belirtti.
“Yargı adı altındaki faaliyetler”
Duruşmaya Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nden SEGBİS ile bağlanan Selahattin Demirtaş ise, şunları dedi:
“Ben şuanda iktidarın açık talimatları ve yönlendirmeleriyle nedeniyle cezaevinde tutulan bir siyasi rehineyim. Benimle ve arkadaşlarımla ilgili yürütülen yargı adı altındaki faaliyetlerin hiç biri hukuki ve kanuni değildir.
“Bize karşı siyaset eliyle ve yargı aracılığıyla aleni bir kumpas kurulmuştur. Bu tutuklama kararı da bu kumpasın bir devamıdır.
“Bu soruşturmalar yargı konusu olacak”
“Türkiye'nin çok da uzak olmayan bir gelecekte hukukun üstünlüğü ve demokrasiyi sağlayacağına inanıyorum. Bize bu kumpasları kuranların bağımsız yargı önünde hesap vereceğinden de kuşku duymuyorum.
“Yürütme gücünün Anayasaya aykırı şekilde pervasızca kullanılması nedeniyle hakkımızda açılmış soruşturmalar birer kumpas belgesi olarak ileride yargı konusu olacaktır.
“Tutuklama kararını hakimler vermedi, hakimler kaldırmayacak”
“Benim hakkımda tutuklama kararını hakimler vermedi, hakimler kaldırmayacaktır. Ancak ben bu ülkede her zaman hukuka inanan hakimlerin var olduğuna hem inandım, hem tanık oldum.
“Burada o günlerin yani hukukun üstünlüğünün hakim olacağı zamanları sabırla bekliyor ve mücadelemi sürdürüyorum.
“Hukukun ayaklar altına alındığı seçilmişlerin cezaevine atıldığı, katillerin ve tecavüzcülerin sokağa salındığı bir dönemde ben tahliye talep etmiyorum. Diyeceklerim bundan ibarettir.” (EKN)