HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kobanê ve Suruç ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada, IŞİD tehdidine karşı hükümetin PYD ile hızla ilişki kurması gerektiğini söyledi.
Demirtaş “Günlerdir halkımız bir yandan IŞİD ile mücadele ediyor biryandan da TOMA ile gazla mücadele ediyor. Bunun hatalı olduğunu giderek bir duygu kırılmasına neden olduğunu hükümetin anlaması lazım. Hızla bir politika değişikliğine ihtiyaç var. Bize düşen neyse biz de yapmaya hazırız” dedi.
Demirtaş’a DBP Eşbaşkanı Kamuran Yüksek ile çok sayıda HDP’li milletvekili ve DBP’li belediye eşbaşkanları da eşlik etti. Demirtaş ve beraberindeki heyet, buradan Mürşitpınar Sınır Kapısı’na giderek, Kobanê’ye geçti.
“IŞİD’den kurtulmanın yolu halkı gazlamak değil”
Demirtaş’ın açıklaması şöyle:
“Biraz önce Kobanê’de PYD Eşbaşkanı Sayın Asya Abdullah ve Kanton Başbakanı ile görüştük. Açıklama yaptığımız yerin 2 kilometre ötesinde IŞİD’in teröristleri bulunuyor. Kobanê’nin üç tarafı IŞİD tarafından kuşatılmış durumda. Sadece Suruç tarafı işgal altında değil. Fakat Türkiye tarafında da ciddi sorunlar var.
“Burada günlerdir insanlar Türkiye’nin her yerinden gelip Kobanê’ye sahip çıkmak istiyorlar. O direnişin insanlık onuru adına yapılan direniş olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. Maalesef ki burada da Kobanê direnişine destek sunmak isteyen IŞİD’in sınır geçişini kullanmayı engellemek isteyen insanlara da yoğun müdahaleler yapılıyor. Haftalardır gazla, copla, panzerle müdahaleler yapılıyor. Dolayısıyla şu an da devam eden Kobanê’deki direniş, Türkiye’nin hükümetin bu direnişe göstermiş olduğu tutum ortaya koyduğu politika içeride devam eden demokratik çözüm arayışıyla ve bunu besleyen bir politika değil.
“Bizler IŞİD’in Sayın Başbakan’ın da dün ifade ettiği gibi Türkiye için de artık büyük bir tehdit olduğunu uzun süredir söylüyoruz. Sayın Davutoğlu’nun ifade ettiği gibi IŞİD teröründen kurtulmak gerekiyorsa bunun yolu burada direnen insanları coplamak gazlamak değildir. Doğru tutum diyalog kurmaktır. Bizler Türkiye’nin menfaatiyle Kobanê halkının menfaatinin aynı olduğunu anlamak zorundayız. Türkiye halklarının çıkarları ile Rojava halkının çıkarının aynı olduğun idrak etmek zorundayız. Birbiriyle çatışan menfaatler söz konusu değil.
“Türkiye halklarının da eminim ki vicdanları Kobanê’de direnen halkın yanındadır. Mevzu sadece sınırları üç saat açıp beş saat kapatarak sivil insanların geçişine izin vermek değil. Çok daha büyük bir krizle karşı karşıyayız. Orada kıt olanaklarla insanlar direniyorlar. Profesyonel ordu gibi savaşmıyorlar. Mahallede yaşayan insanlar elindeki bütün imkanlarla kendi topraklarını koruyorlar onurunu haysiyetini namusunu koruyorlar. Mutlaka geçiş yapan insanlara sahip çıkacağız bizler de belediyelerimiz partimiz halkımızın desteğiyle bu insanları sahipsiz bırakmayacağız. Kış yaklaşıyor bu süreç uzayabilir.
“Burada bulunan insanlar Kürt olduğu için burada değiller. Türk gençleri Arap, Alevi, Sünni’si var. İnsanlık onurunu korumak adına haysiyetli bir duruş sergileyenler var. Hükümetin de bu haysiyetli duruma göre bir politika geliştirmesi lazım. Madem resmi olarak IŞİD’in bir tehdit olduğu söyleniyor o halde şu saatten itibaren Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin hem PYD ile doğru temelde iyi ilişkileri hızla kurması gerekir. Hem de burada sınır hattının güvenliği için IŞİD’in Kobanê’yi dört bir taraftan kuşatmasını engellemek, IŞİD’in Türkiye’ye giriş yapmasını engellemek için sınır hattında nöbet tutan sivil insanlara Hükümetin olumlu yaklaşması lazım.
“Hükümet ile PYD’nin birbirini anlamaya, koordinasyon yapmaya ihtiyacı var. Sadece Kobanê açısından IŞİD bir tehdit değil. Herkes biliyor ki Kobanê IŞİD tarafından işgal edilirse şehir savaşı başlayacak ve bunun ne kadar süreceğini kimse kestiremez. Artık Türkiye de bu tehdidi durduramaz noktaya gelebilir. İş işten geçmeden tedbir almak gerekir. Bunun da yolu oradaki direniş ile dayanışmaktır.
“Bütün halklar bilmeli ki bugün el ele verme günüdür. Kürdü yalnız bırakma günü değildir. Çok kritik saatlerden geçiyoruz.” (ÇT)