Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB, İngilizcede ADHD) tüm dünyada giderek daha fazla tanı almaya başladı. Geçmişte çocuklara, "yaramaz", "sakar" tembel" gibi sıfatlar takılmasına yol açan bir çok davranışın altında tanı konulmayan dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olduğu düşünülüyor.
Sorunun kaynağı tam olarak bilinmese de çeşitli tedavi yöntemleri üzerine açılışıyor. İngiltere'de yapılan bir araştırma ilaç tedavisi sonucu, yeni tanı konmuş kişilerde birçok farklı alanda olumlu etkisi bulunabileceği belirlendi.
BBC Türkçe'nin British Medical Journal dergisini kaynak gösterdiği çalışmaya göre, araştırma, yeni tanı konmuş kişilerin madde kullanımı, intihar eğilimi, trafik kazası ve suç işleme gibi risklerinin azalmasında, ilaç tedavisinin etkisi olduğunu ortaya koyuyor.
Sözü edilen sorunlar, dürtüsel davranma ve dikkatin kolayca dağılması gibi yaygın DEHB belirtileriyle bağlantılı görülüyor.
Dünya genelinde çocukların yaklaşık yüzde 5'inin ve yetişkinlerin yüzde 2,5'inin DEHB belirtilerine sahip olduğu düşünülüyor ve giderek daha fazla sayıda kişiye teşhis konuluyor.
DEHB'ye sahip bireylerin beyni bazı açılardan diğer insanlarınkinden farklı çalışıyor. Konsantre olmakta ve hareketsiz oturmakta zorlanma, yüksek enerji seviyelerine sahip olma ve dürtüsel olma, temel belirtiler arasında sayılabilir.
İngiltere'de ilaç kullanımı üç kat arttı
İngiltere'de 2015'ten bu yana DEHB ilacı reçete edilen kişi sayısı üç katına çıkarken, bekleme listesindeki yetişkinlerin tümünün muayene edilmesinin sekiz yıl alacağı tahmin ediliyor.
Kişilere yalnızca semptomlar yaşamları üzerinde en azından orta düzeyde bir etkiye neden oluyorsa teşhis konuyor.
En yaygın olarak reçete edilen ve uyarıcı olarak adlandırılan ilaçlar günlük semptomların yönetilmesine yardımcı oluyor, ancak insanların davranışları için uzun vadeli faydalar sağladığına dair sınırlı kanıt var.
Baş ağrısı, iştah kaybı ve uyku sorunu gibi yan etkiler, bu ilaçlarla ilgili tartışmaları da gündeme getiriyor.
148 bin 500 kişilik araştırma
Söz konusu BMJ araştırması, İsveç'te DEHB'li altı ila 64 yaş arasındaki 148.500 kişiye dayandırıldı.
Bu kişilerin yüzde 57'sine ilaç tedavisi başlandı ve ilaca başlayanların yüzde 88'ine (Ritalin olarak da bilinen) metilfenidat verildi.
Southampton Üniversitesi ve Stockholm'deki Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar, DEHB ilacı almanın aşağıdaki vakaların ilk kez görülmesinde belirtilen oranlarda düşüş görülmesiyle bağlantılı olduğunu değerlendirdi:
İntihar davranışı - %17
Madde kullanımı - %15
Ulaşım kazaları - %12
Suç teşkil eden davranışlar - %13
Tekrarlayan olaylar analiz edildiğinde, araştırmacılar DEHB ilacının söz konusu vakalarda aşağıdaki oranlarda azalmayla bağlantılı olduğunu buldular:
İntihar girişimleri - %15
Madde kötüye kullanımları - %25
Kaza sonucu yaralanmalar - %4
Ulaşım kazaları - %16
Suç teşkil eden davranışlar - %25
Çalışmanın yazarı ve Southampton Üniversitesi'nde çocuk ve ergen psikiyatri profesörü olan Prof. Samuele Cortese, "DEHB'yi tedavi etmezseniz çoğu zaman risklerin ne olduğunu bilemezsiniz" diyor ve ekliyor:
"Artık elimizde [ilaçların] bu riskleri azaltabileceğine dair kanıtlar var."
Bu durumun en genel açıklaması, ilaçların dürtüsel davranışları ve konsantrasyon eksikliğini azaltması. Bu da sürüş sırasında kaza riskini azaltmak ya da suça yol açabilecek agresif davranışları bastırmak gibi etkilere sahip.
Birçok ülkede DEHB için doğru ilaca erişmek kolay değil ve bazı ilaçların tedariği yetersiz. İngiltere'de teşhis konulduktan sonra ilaçlara erişmek için uzmanları görme süreleri birkaç yılı bulabiliyor.
ABD'de Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, 2016-2022 yıllarında 3-17 yaş aralığında bir milyon çocuğa daha DEHB teşhisi konduğunu açıkladı.
Merkez, bu gelişmelerle birlikte DEHB'yi "yayılan bir halk sağlığı sorunu" olarak tanımladı.
BBC Türkçe'ye konuşan uzmanlar da Türkiye'de de DEHB görülme sıklığında son 30 yılda iki kata varan artışlar yaşandığını söylüyor.
(BBC/Mİ)

