Fotoğraf: MA
Mardin’in Nusaybin ilçesi Deyrcem köyündeki askeri operasyonda öldürülen Yusuf Akın ile ilgili davanın son duruşmasında, askerlerin tutuklanması talebi reddedildi.
İnşaat ustası Yusuf Akın 20 Aralık 2011’deki askeri operasyonda öldürülmüş, Mehmet Eren yaralanmıştı. Yargılanan askerler beraat etti, Anayasa Mahkemesi ise bu kararla yaşam hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesinde yeniden başlayan yargılamada dün üçüncü duruşma görüldü.
Sanık askerler duruşmaya katılmadı
MA’nın haberine göre, duruşmaya jandarma özel harekat K.E.O., Ş.T., B.Y., Y.E.K. ve D.G. katılmadı.
Duruşma salonunda Akın ve Eren ailesinin müdafisi olarak İnsan Hakları Derneği’nden Avukat Erdal Kuzu hazır bulundu.
Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada söz alan avukat Erdal Kuzu, önceki duruşma verilen keşif kararının “güvenlik gerekçesiyle” yerine getirilmediğine dikkat çekti.
Avukat Kuzu, “Sanıkların jandarma olması nedeniyle mahkemenin jandarmaya yazı yazarak, keşif için güvenlik şartlarının oluşup oluşmadığı yönündeki soruya bugüne kadar olumsuz yanıt gelmiştir. Jandarma kendi meslektaşı olan jandarmaları korumaya dönük bir çaba içine girilmiştir. Bu nedenle yazının Jandarma yerine İl Emniyet Müdürlüğü’ne yazılması uygun olacaktır” dedi.
“Sanıklar ‘kasten öldürmekten’ tutuklanmalı”
Sanıklar hakkında AYM’nin verdiği kararın kasten öldürme suçuna işaret ettiğini kaydeden Kuzu, “Suçun alt ve üst sınırı değerlendirildiğinde sanıklar hakkında tutuklama tedbirine başvurulmalıdır” dedi.
Mahkeme askerlerin tutuklanması talebini reddederek, yeniden keşif yapılması için Jandarmaya yazı yazılmasına, 2 Haziran’da da keşif yapılmasına karar verdi.
Bir sonraki duruşma 13 Haziran 2023’te görülecek.
Ne olmuştu?
Mardin'in Nusaybin ilçesindeki Heybeli köyünde 20 Aralık 2011 akşamı Mehmet Eren ve Yusuf Akın askerlerce vuruldu, Akın hayatını kaybetti.
Operasyona katılan ekipteki üsteğmen Y.T.K., olaydan bir gün sonra alınan ifadesinde, öldürülen köylülerden birisinin elinde “şekli silaha benzeyen bir şey olduğunu” ve bu bilgiyi öncü gruba telsizle bildirdiğini anlattı.
Öncü grupta 3 uzman çavuş ve 1 jandarma başçavuşun bulunduğunu söyleyen Y.T.K., sonrasında silah sesleri duyulduğunu, silah seslerinin ardından iki köylüden birinin hareketsiz şekilde yattığını, diğerinin yaralı olarak kendilerine yaklaşarak yardım istediğini söyledi.
Y.T.K., “Yusuf Akın’ın hareketsiz vaziyette, başından yaralı olarak yerde yattığını gördüm. Hemen yakınında da hilti denilen bir inşaat aleti vardı. Onu görünce daha önce termal kameradan silah olarak düşündüğüm şeyin aslında bir hilti olduğunu anladım” dedi.
Öncü grupta yer alan 3 uzman çavuş ve 1 jandarma başçavuşu ise verdikleri ifadelerde “dur” ihtarında bulunduklarını ve kendilerine karşıdan ateş edildiğini, bu ateşe karşılık verdiklerini ileri sürdü.
Hastaneye kaldırılan inşaat ustası Yusuf Akın kurtarılamazken diğer yaralı Mehmet Eren tedavisinin ardından taburcu edildi.
Savcılığın soruşturması sonucunda, öncü grupta bulunan 3 uzman çavuş ve 1 jandarma başçavuşu hakkında “taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma” suçundan kamu davası açılması için fezleke hazırlanarak Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. Operasyona katılan diğer 11 asker için ise kusurları bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.
20 Aralık 2016’ta mahkeme, sanıklara ceza verilmesine gerek olmadığına karar verdi. Akın’ın ailesi, itirazları da reddedilince Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yaptı.
AYM, başvuruda, yaşam hakkının maddi ve usul boyutlarının ihlal edildiğine hükmetti. Yeniden yargılama yapılması için kararın bir örneğini Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderen AYM, başvurucular Fatma Akın ve Mehmet Eren'e ayrı ayrı 175 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. (AS)