Danıştay İlaca Sınır Getiren Tebliği Durdurdu
Danıştay 5. ve 10. Dairelerinin Ortak Heyet olarak 9 Kasım'da aldığı kararında tebliğin şu maddelerinin yürütmesini durdurdu:
* Reçetelere yedi günlük tedavi dozunu aşmayacak şekilde ilaç yazılacaktır hükmünü içeren 12.1 maddesinin birinci fıkrası.
* Antibiyotiklerin 5-7 günlük dozunun reçete edilebileceği hükmünü içeren 12.1 maddesinin üçüncü fıkrası.
* İlaçların Sağlık Bakanlığı'nca izin verilen endikasyon ve kullanım dozu dışında kullanımının ancak Sağlık Bakanlığınca verilen onayla mümkün olacağı hükmünü içeren 12.1 maddesinin son fıkrası.
* Yeni nesil (SSRI, SNRI, SSRE, RIMA, NASSA gibi gruplara giren) antidepresanları reçete edebilecek uzmanlık alanlarını sınırlı ve eksik biçimde ifade eden 12.7.2 maddesinin (a) bendinin ikinci fıkrası.
* Yeni nesil antiepileptikleri reçete edebilecek uzmanlık alanlarını sınırlı ve eksik biçimde ifade eden 12.7.25 maddesi.
* Bazı sistemik antimikrobik ve diğer ilaçların reçete edilmesinde uzman hekimler arasında ayrım yapan ve pratisyen hekimlerin reçete yazma yetkilerini kısıtlayan Ek 2-A hükmü.
Danıştay ekimde de tebliğe dur demişti
Danıştay, ekimde de Maliye Bakanlığı'nın 1 Temmuz'da yürürlüğe giren ve kamu ya da özel tüm sağlık kurumlarında verilecek sağlık hizmetlerine ilişkin olarak vaka başı ödeme sistemini başlatan tebliğini Anayasa'nın 56.maddesine aykırı bularak yürütmesini durdurmuştu.
Anayasa'nın 56.maddesi, "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir... Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir" diyor.
TTB: Tebliğ "Sağlığa 1 Temmuz darbesi"; iptal edilmeli
Tebliği "Sağlığa 1 Temmuz darbesi" olarak nitelendiren ve derhal iptal edilmesini talep eden TTB, tebliğin getirdiği olumsuzları şöyle sıralamıştı:
* Vaka başı ödeme miktarını aşan tetkikleri yapılmayan ya da yaptırılmayan kalp hastası bir emeklinin ölümüyle sonuçlanabilecek bir sürecin sonunda "vaka başı" ödeme nedeniyle ortaya çıkacak olan "adli vaka"nın vicdani, hukuki ve sosyal sorumluluğu bu kadar sorumsuzca tebliğ yayınlayanların olacaktır.
* Sağlık ortamı ister kamu ister özel olsun işletme mantığıyla çalışan hastaneler kültürüne teslim durumda. Böylesi bir ortamda ne yazık ki sadece bilimsel kriterlerle bağımsız hekimlik yapma koşullarının her zamankinden çok daha fazla zorlaşmış olduğu bilinmeli.
* Konu basitçe harcama kalemleri kısılarak çözülecek "mali" bir problem olmadığı gibi çözümünü de Maliye Bakanlığı'nın tebliğinde aramak sorumluluktan kaçmak dışında bir anlam taşımıyor. Konu açık olarak 70 milyon insanının sağlık hizmetine ulaşma sorunu ve bunun birinci elden muhatabı Sağlık Bakanlığı.
70 Kuruşa Tomografi, 80 Kuruşa MR
Tebliğe göre devlet, hasta için ayakta tedavi ve her türlü tetkik dahil vaka başına 11 YTL ödüyor. Bu fiyat, özel sağlık kuruluşlarında yüzde 20 artırılarak uygulanıyor. Ayakta tedavi gören hastalar için karşılanacak miktarın üst limiti de 49 YTL.
Tebliğde Manyetik Rezonans (MR) ve tomografi tetkiklerinde de önemli tasarrufa gidildi. Devlet hastanelerinde bile en düşük 80 YTL'ye çekilebilen MR için 80 kuruş, 60 YTL'ye çekilebilen tomografi için 70 yeni kuruş fiyat belirlendi. (KÖ/TK)