Fotoğraf:csgorselarsiv/Dilara Açıkgöz
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Danıştay 10. Daire, İstanbul Sözleşmesi'ni fesheden Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle açılan davada savunma istedi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 20 Mart’ta Resmi Gazete’de yayımladığı kararla, 2011’de Türkiye’nin taraf olduğu “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nin feshedilmesine hükmetti.
Erdoğan, bunu Cumhurbaşkanına uluslararası sözleşmeleri onaylama yetkisi veren 9 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 3. Maddesi’ne dayandırdı.
Savunmanın ardından karara bağlanacak
Erdoğan’ın fesih kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle çok sayıda kişi ve kurum, Danıştay‘a başvurdu. Bunlar arasında CHP, barolar ve kadın örgütleri başı çekti. Açılan davaya bakan Danıştay 10. Daire, yürütmeyi durdurma kararından önce Cumhurbaşkanlığı’ndan savunma istedi.
Ankara Gazetecisi'nden Alican Uludağ'ın haberine göre, Danıştay, sözleşmenin neden iptal edildiğini hem usulü hem de esas yönünden gerekçelerini sordu. Cumhurbaşkanlığı’nın göndereceği savunmanın ardından Danıştay 10. Daire, önce yürütmeyi durdurma, ardından ise iptal talebini karara bağlayacak.
İstanbul Sözleşmesi'nden fesih kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle çok sayıda kişi ve kurum, Danıştay‘a başvurmuştu.
TIKLAYIN - bianet erkek şiddeti çeteleleri
Ne olmuştu?
Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 20 Mart 2021 Cumartesi İstanbul Sözleşmesi'nin tek taraflı olarak feshedildiğini duyurdu. Fesih kararı 23 Mart 2021 Pazartesi günü Avrupa Konseyi'ne de bildirildi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada "Fesih kararının" nedeni olarak "Sözleşme'nin eşcinselliği meşrulaştırıyor olması" iddia edildi.
Kadınlar ve LGBTİ+ hareketi, 20 Mart'tan beri Türkiye'nin birçok ilinde İstanbul Sözleşmesi'ni savunmaya devam ediyor.
İstanbul Sözleşmesi hakkında
Tam adı “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açıldı ve ilk imzalayan ülke Türkiye oldu. Sözleşme 1 Ağustos 2014'te yürürlüğe girdi.
Sözleşme, ''kadına yönelik şiddet'', ''aile içi şiddet'', ''kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet'', ''kadın'' kavramlarını tanımlıyor.
Uluslararası alanda kadına yönelik ve aile içi şiddetle ilgili ilk bağlayıcı belge olma özelliğini taşıyan sözleşme şunları içeriyor:
İstanbul Sözleşmesi psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, tecavüz ve taciz dahil cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini kapsıyor.
Sözleşme çerçevesinde ev içi şiddet, aynı evde yaşıyor olsun ya da olmasın mevcut ya da eski eş ya da partnerler arasında yaşanan her türlü şiddet edimini içerecek şekilde kadının korunmasını esas alıyor.
Kadınları konumlandırırken "aile" olmayı, evlilik birliği içinde bulunmayı ya da aynı evi paylaşıyor ya da paylaşmış bulunmayı gerektirmiyor.
Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler öncelikle devlet görevlilerine yönelik. Devlet kendi adına hareket eden görevlilerinin İstanbul Sözleşmesi'nin gereklerini yerine getirmesini sağlamak zorunda.
Devletlerin sorumluluğu bununla sınırlı değil. Şiddeti gerçekleştiren ister kadının sevgilisi, ister kocası, ister babası, ister patronu olsun, yani kim olursa olsun şiddetin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, zararın tazmin edilmesi yükümlülüğü de devlete ait.
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi'nin tüm maddeleri...
TIKLAYIN - 7 Soru, 7 Yanıt: İstanbul Sözleşmesi Nedir, Ne Getiriyor?
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi nedir, ne değildir?
TIKLAYIN - “İstanbul Sözleşmesi 4 partinin de ortak fikriydi”
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi'nin tüm maddeleri...
TIKLAYIN - 7 Soru, 7 Yanıt: İstanbul Sözleşmesi Nedir, Ne Getiriyor?
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi nedir, ne değildir?
TIKLAYIN - “İstanbul Sözleşmesi 4 partinin de ortak fikriydi”
(EMK)