Fotoğraf: Erdoğan Marmaris'te halka çay atıyor/Sözcü.com.tr
Muğla'nın Marmaris ilçesi, Hisarönü Mahallesi Bördübet mevkisinde başlayan orman yangını dört gün içinde 4 bin hektarı aşkın kızılçam ormanını yok ettikten sonra Cuma öğlen saatlerinde kontrol altına alınabildi. Yangının durulmasından sonra Marmaris'e gelen Erdoğan "orman yakanların idam edilmesi"ni tartışmaya açtı. Ardından kentte halka hitap edip, kürsüden çay attı.
Marmaris Belediye Başkanı ve Orman Bakanı:
"Yangın kontrol altına alındı"
Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay medyaya yaptığı açıklamada yangın için "Şu an kontrol altına alındı gibi görünüyor," dedi. Oktay yangının "büyük oranda" söndürüldüğünü, soğutma çalışmalarının da sürdüğünü açıkladı. Oktay yangının "Kent merkezine ilerleme riskinin söz konusu olduğunu" ancak bu olasılığın gerçekleşmediğini söyledi.
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi de Cuma günü medyaya verdiği brifingde "büyük ölçüde sıkıntı giderilmiş durumda diyebiliriz." dedi. Ancak Kirişçi, "O son sözü söyleyebilmek için bugünü takip etmek, bugünü izlemek durumundayız" diye ekledi.
Erdoğan: "İlk müdahale ile
yangının daha da büyümesini önledik"
Avrupa Konseyi: |
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, yangının kontrol altına alınıp söndürülmeye başlaması haberlerinin ardından akşam üzeri Marmaris Değirmenyanı mevkiindeki yangın koordinasyon merkezine geldi.
Yetkililerden bilgi aldıktan sonra merkezin önünde medyaya açıklamalarda bulunan Erdoğan, gözlemlerini aktardı ve AFAD ve Orman Genel Müdürlüğü yetkililerinden aldığı bilgileri tekrarladı. Yangının dört gün sürdükten ve 4 bin hektarı aşkın bir alanı yok ettikten sonra kontrol altına alınabilmiş olmasını bir başarı olarak tanımladı. "Yapılması gereken neyse bunların hepsi anında gerçekleşti. İlk müdahale ile yangının çok daha büyük boyutlara ulaşması engellendi" dedi.
"Dalamandan helikopterle gelişimizi yaptık. Yangın büyük oranda kontrol altına alınmış durumdadır. 4 bin hektarı buldu gözüküyor. Bu 4 bin hektarın kontrol altına alınması ile bir taraftan ağaçlandırma çalışmalarına başlayacağız. Burada da ağaç dikim çalışmaları ile beraber bu sıkıntıyı gidereceğiz. Çam balı ormanlarının yüzde 5'lik kısmı zarar gördü. Bunların zararlarını gideririz" dedi.
Erdoğan konuşması sırasında dinleyecilerin üzerlerinden geçen uçak ve helikopterleri izlemelerine "Ben size yukarıya baktırmayacağım. Siz bana bakın," diyerek müdahale etti.
Erdoğan"AKP ve Cumhur İttifakı lideri" şapkasını giydi
Erdoğan konuşmasının son bölümünü Cumhurbaşkanlığı konumundan AKP ve "Cumhur İttifakı" liderliği konumuna geçerek tamamladı.
Erdoğan "Gerek Vahit Bey, gerek Süleyman Bey, bakan yardımcılarımız, hep birlikte süreci kontrol altında tutmuşlardır. Burada Cumhur İttifakı olarak, AK Parti ve MHP yerlerini aldılar, buradaki süreci sonuna kadar devam ettirdiler." dedi.
Yangının gidişini de şu sözlerlle değerlendirdi: "Büyük oranda bu iş kontrol altına alınmış vaziyette. Son anda 4 bin hektarı buldu, fakat şu an itibarıyla 4 bin hektarın kontrol altına alınmasıyla, soğutmayla vs. bunları bir an önce küçültüp ekime başlayacağız."
"Caydırıcı ceza idamdır tartışılsın "
Erdoğan konuşmasını "yangını ailesinden intikam almak için çıkarttığı"nı itiraf ettiği söylenen kişiye getirerek "idam edilmesinin" caydırıcı olacağını savundu.
"Caydırıcı bir ceza, ben de diyorum ki, ucu nereye dayanıyor, idama mı, idam. Olmalı... Sultan Fatih ne diyor, 'Ormanlarımdan bir ağaç kesenin boynunu vururum.' Bu iş o kadar önemli. Canım, canım bütün ormanları yakıyor, ormanlarla beraber hayvanlar da yanıyor. Bu tartışılmalı ve bunun üzerinde etraflıca durmalıyız."
Erdoğan kısa süre içinde "idam cezasına geri dönmeyi" savunan üçüncü iktidar sözcüsü oldu.
Erdoğan'dan önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamada kadın cinayetleri hakkında "Gerekiyorsa idam cezası bile tartışmaya açılmalıdır" demişti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da Marmaris yangını sürerken, sabotajlar karşısında "İdamın da kendine ait bir caydırıcılık süreci söz konusu. Evet ağıza hoş gelmiyor. Ama başka bir şey var. Bu kadar sorumsuzluğun da kendi adına güçlü bir cezası olması gerekir" demişti.
(AEK)