*Fotoğraf: HDP Basın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi (PM), Eş Genel Başkanlar Mithat Sancar ve Pervin Buldan başkanlığında Ankara'da toplandı.
Türkiye'deki siyasal gelişmelerin ve yeni dönem demokratik mücadele programının ele alınacağı toplantının açılış konuşmasını Mithat Sancar yaptı.
"Bu dönem artık bir finale yaklaştığımız dinamiklerin işlediği dönemdir" diyen Sancar, şöyle devam etti: "Ya şimdiye kadar gelmekte olan bu mafyatik, inkar ve savaş düzenini hep birlikte değiştireceğiz ya da bu düzen kendini tamir ederek on yıllarca sürecek, aynı zihniyetle uygulamaları yürütecek, bir yenilenme imkanı bulacak."
Eş Genel Başkanımız Mithat Sancar Parti Meclisi Toplantımızın açılışında konuşuyor. https://t.co/UP8sdJE1QE
— HDP (@HDPgenelmerkezi) June 5, 2021
Kürt sorunu
Kürt sorununun ülkenin temel sorunu olduğunu söyleyen Sancar, "Hukukun dışına çıkma anlayışı, Kürt sorununda savaş politikalarının doğrudan ve belki de mecburi bir sonucudur. Eğer topyekûn bir savaşı esas alırsanız bunu hukukla yürütemeyeceğinizi bildiğiniz için hukuku bir kenara bırakırsınız. Bunu devletin hukuka bağlı güçleri ile yürütme imkanını bulamayacağınız için devlet içinde yasa dışı örgütler kurarsınız. Kayıt dışı yapılar oluşturursunuz, devlet dışı çetelerle ve mafyatik yapılarla ilişkiye geçersiniz. Böylece devletle iç içe olan bir kirli savaş ağı oluşturursunuz" dedi.
Susurluk ve sonrası
"Bunun bir de savaşı finanse etme boyutu vardır" diyen Sancar, "Ortaya çıkan rantın devlet içinde ve devletle ilişkili çeteler arasında paylaşımı da işte yeni bir savaş başlatır: Çeteler arası rant savaşı. 93 konseptinin sonucu olarak yaşadığımız durum tam da buydu. Bunun yürütülemez hale geldiği bir durumda Susurluk kazası gerçekleşti ve bütün bu ilişkiler açığa çıktı, ortalığa döküldü. Susurluk'ta bu kadar çok bilgi, itiraf ve belge olmasına rağmen o ilişkilerden ve o ilişkiler üzerine kurulan insanlık düşmanı düzenden hesap sorulmadı. Düzen kendisini bir şekilde restore etti" ifadelerini kullandı.
Çözüm süreci
Sancar, "Belki de bizim demokrasi güçleri olarak, Türkiye'de hakikat, adalet, barış ve özgürlük isteyen güçler olarak o dönemden çıkarmamız gereken en önemli ders budur. Yüzleşmeyi sağlayamadık ve hesap soramadık" dedi ve ekledi:
"Sedat Peker'in ifşaatlarıyla ortaya çıkan düzen 2015 konseptidir. 2013 ve 2015 yılları arasında çözüm süreci vardı. Çözüm süreci, Kürt sorununda demokratik arayış konusunda en önemli girişimlerden biriydi. Eğer o süreç samimiyetle yürütülmüş olsaydı, yani hükümet çözüm konusunda samimi olsaydı bugün karşılaştığımız bu kirli düzen ortaya çıkmayacaktı.
"Ama Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) çözüm sürecine hiçbir zaman barış odaklı yaklaşmadı. Çözüm sürecini kendi hesaplarına araç kılmak istedi. AKP, çözüm sürecini araçsallaştırdı. Oradan kendini güçlendirecek imkanlar ve faydalar yaratmaya çalıştı.
"O nedenle süreci kurumsallaştırmayı kabul etmedi, sürecin yasal güvencelere bağlanmasını kabul etmedi ve sürecin daha derin, açık ve şeffaf bir toplumsal zeminde yürütülmesine yanaşmadı. Kendi kontrolünde ve çıkarına göre yürütmeyi amaçladı. Böyle bir tercihin bu kadar önemli bir süreci başarıya ulaştırması da mümkün değildi."
HDP'nin, "geleceği inşa etme mücadelesini kararlılıkla büyüteceğini ve mutlaka başarıya ulaştıracağını" söyleyen Sancar, "Eğer güçlerimizi birleştirirsek kazanma imkanımız daha da büyüyecektir. Bu, düzeni değiştirme süresini kısaltacaktır" dedi.
"Hakikat ortaya çıksın"
| |
İnce'nin Kürtçe hakkındaki sözleri
Sancar, konuşmasında Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce'nin katıldığı bir yayında "Kürtçe eğitim pedagojik olarak uygun değildir" demesine de yanıt verdi:
"Bu, ırkçı bir anlayıştır. İşte bu ırkçı anlayışa karşı da demokratik çözüm ve anadilde eğitim bizim temel talebimiz olmaya devam edecektir. 'Kürtçe resmi ve eğitim dili olsun' kampanyasına bulunduğumuz her yerde daha sıkı sarılalım, daha çok sahip çıkalım."
"Bu düzeni değiştireceğiz"
Sancar, bugünkü toplantı hakkında da "Başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye'de bütün ezilenlerin, ötekileştirilenlerin, ırkçılığa maruz kalanların, şiddete maruz kalan kadınların, geleceği elinden alınan gençlerin, doğaları talan edilen köylülerin, kuraklıkla geçim kaynakları kurutulan çiftçilerin partisiyiz. Büyüyerek yolumuza devam edeceğiz ve bu düzeni değiştireceğiz. Bu ülkeye barışı, özgürlüğü ve demokrasiyi mutlaka getireceğiz. Bu toplantı bu açıdan tarihi bir toplantıdır" dedi.
(DŞ)