Çözüm Olursa Ekonomik Olarak Gelişiriz
Ticaret Odası ekonomi uzmanı Aysun Önet'in hazırladığı raporda, Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin ekonomik kazanımlarının olduğu vurgulandı.
"AB fonları ülkeyi geliştirecek"
Raporda şu ifadeler yer aldı:
* AB'nin Yapısal ve Kaynaşma Fonları, Avrupa Sosyal Fonu, Avrupa Tarım Yönlendirme ve Garanti Fonu birliğin az gelişmiş bölgelerini ekonomik ve sosyal yönden kalkındırmak için kullanılıyor.
* Birlik bu bağlamda toplam bütçenin üçte birinden fazlasını, dezavantajlı bölgelere yardım etmek için harcar. Bu harcama, AB'nin Bölgesel Politikası doğrultusunda Yapısal ve Kaynaşma Fonları yoluyla kanalize edilir ve Avrupa Yatırım Bankası'nın kredileriyle tamamlanır.
* Bölgesel politika, ülkeleri farklı bölgelerden oluşmuş olarak kabul eder ve bu bölgelerin kişi başına düşen milli gelirlerinin AB ortalamasının yüzde 75 inin altında kalanlar yapısal fonlardan yararlanabilecek öncelikli bölgeler kapsamına girer. Bu fonların etkisini görebilmek için İrlanda örneğine bakmak yeterlidir.
* Anlaşmanın ardından Kuzey Kıbrıs bu fonlardan yararlanma imkanı bulacaktır. AB'nin bu bağlamda Kuzey'e aktaracağı miktar 2004-2006 yılları arasında yıllık 206 milyon euro olarak öngörülmektedir.
* Bu fonlara ek olarak, ülkenin altyapılarını güçlendirmek için altyapı projelerinin finansmanını sağlayabilmekte, teknik ve ekonomik nitelikte mali protokoller imzalanabilmekte ve kaynak yaratılabilmektedir.
"Amborgalar kalkacak, altyapı gelişecek"
* Kıbrıs Cumhuriyeti 1978-1999 döneminde birlikle imzalanmış olduğu 4 finansal protokol bağlamında yaklaşık 210 milyon euro almıştır.
*Sadece Akdeniz ülkelerinin faydalanabileceği kalkınma ve diğer projelerin finanse edildiği yardım programları (MED-Programları) hazırlanmıştır. Üniversiteli eğitim programlarını içeren MED-CAMPUS, KOBİ'leri içeren MED-INVEST. Kıbrıs da bu programlardan faydalanabilecek ülkelerdendir.
* Kuzey Kıbrıs'ın üretimde verimsizlik , işletmelerin kurumsallaşmaması, ekonomik ve politik ambargolar, finansman ve kredi problemleri, altyapı eksikliği, iç piyasada eksik rekabet ve korumacılık, girdi maliyetlerinin yüksek olması gibi sorunlar çözümle birlikte ortadan kalkacaktır.
* Olası bir çözümden sonra tarımdan diğer kesimlere bir işgücü transferi gerçekleşecektir. Diğer üye ülkeler için geçerli olduğu gibi bu transfer, sermayenin bir sektörden diğer sektörlere transferi olarak değerlendirilecektir.
* Sanayide en büyük pay imalat sanayiine aittir ve işletmelerin büyük bir çoğunluğu KOBİ lerden oluşmaktadır. Olası bir çözüm ve AB üyeliği sonrası yüksek gümrük ve ithalat fonlarıyla (ortalama yüzde 50-60) korunan, rekabet gücü zayıf, kurumlar etkilenecektir.
* Çözüm anlaşmasıyla özellikle yer değiştireceği tahmin edilen 45 bin kişinin yaratacağı yaklaşık 10 bin konut ve işyeri ihtiyacı ve altyapı yatırımları dikkate alınırsa inşaat sektöründe büyüme gerçekleşecektir.
* 2000 yılı itibarıyla üretimde ve istihdamda en büyük pay hizmetler sektörüne aittir. Olası bir anlaşma sonucunda bu sektör de inşaat sektörü gibi olumlu yönde etkilenecektir.
* Turizm sektörünün gelişip büyümesi bu sektörde çalışan insan potansiyelinin verimliliğine ve altyapının güçlendirilmesine bağlıdır. Bu kapsamda modern teknolojiyi kullanabilme, eğitim ve öğrenim donanımı bu sektörde çalışan işgücü verimliliğini olumlu yönde etkileyecek faktörlerin bazılarıdır.
* Şu anda turizm kapasitesinin yalnızca yüzde 32'si kullanılmaktadır. Herhangi bir yatırım yapılmadan anlaşma sonrasında yüzde 65 kapasiteye ulaşmak mümkündür.
"Güney'e gelen turistler Kuzey'e de gelecek"
* Ayrıca hemen ortaya çıkacak bir diğer olumlu etki ise şu an Güneyi ziyaret eden turistlerin Kuzey'e serbestçe geçişi ile sağlanacaktır. 2000 yılı itibarıyla Güney'e 2 milyon 686 bin 205 turist ziyaret etmişken, Kuzey Kıbrıs'ı sadece 432 bin 953 turist ziyaret etmiştir.
* Üniversitelerimizin verdiği diplomalar AB'ye üyelikle daha çekici hale gelecektir.Bu bağlamda akademide kalite de artacak ve sektörün büyümesine ve gelişmesine katkı koyacaktır. Üniversitelerimizin kalitesinin artması, AB üyesi olmamız öğrencilerin kişi başı ödedikleri ücretlerin de yükseltilmesine olanak tanıyacaktır.
* Finans sektörü özellikle iyi iletişim ağı ve eğitimli insan gücüne bağlıdır. Ancak bu sektörün şu anki yapısıyla rekabet edebilmesi, büyüyüp gelişmesi zordur.
* AB yasalarına uyum sürecinde rekabete dayalı serbest piyasa ekonomisine tedrici bir geçiş sağlanacaktır. Serbest piyasa ekonomisi en kaliteli ürünün en iyi fiyata tüketiciye sunulmasını sağlayacak, bu da sabit gelirlilerin satın alma gücünü olumlu etkileyecektir.(NK/BB)