Kürt sorununun 30 yıldır çözülmediğini ve derinleştiğini söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu: "Siyaset kurumu çözüm üretmedi, güvenlik güçlerine havale edildi. Bu sorunu biz çözeriz dedik, Başbakan formül istedi. Formül şu: Toplumsal uzlaşmayla bu sorun çözülür. Her partiden akil adamlar toplanacak. Ama çözümsüzlük için değil. Ve bu konu asla ve asla iç politika malzemesi yapılmayacak."
Kılıçdaroğlu Habertürk televizyonunda Teke Tek programında "Bu kapsamda Öcalan'la da görüşülebilir mi?" sorusuna ise "Sorunun çözümü Öcalan ile görüşmekse gitsin görüşsün bu akil adamlar. Amaç bu sorunu çözmekse, insan hakları, özgürlükler, demokrasi temelinde olmalıdır. Bu yolla çözülürse hiçbir siyasi parti 'Ben çözdüm' demeyecektir" yanıtını verdi.
Yerel yönetimlere özerklik
Özeklik konusuna da değinen Kılıçdaoğlu, "Ben ilk kez kendi programından habersiz bir Başbakan gördüm" dedi ve devam etti: "Yerel yönetimlere özerklik şartı, AKP'nin seçim beyannamesinde var. İktidarda kalmak için her türlü yalanı söyleme becerisine sahip. Bu seçim beyannamesi ya AKP tarafından yazılmadı ya da burada yazılanlara rağmen halka yalan söyleniyor. Yerel yönetimlere özerklik şartı en çok bizim belediyelerin işine gelecek. İzmir belediyemiz baraj yapacak, yapamazsın, dediler. Elini kolunu bağlıyorlar."
Bayrak üzerinden siyaset
Başbakan Erdoğan'ın "CHP'nin Hakkari mitingine katılanların elinde Türk bayrağı yoktu" sözlerine ise şu yanıtı verdi: "Bayrak, 70 milyonun bayrağı zaten, bayrak üzerine siyaset mi yapılır? Bizim çoğu mitingimizde bayrak olmadı. Bayrak üzerinden siyaset, toplumu böler, ayrıştırır. Ama Erdoğan'ın görevi toplumu ayrıştırmaktır, kaynaştırmak değildir. Biz mitingi herkes dinlemeye gelsin diye yaparız. Adamdaki kıskançlık öyle noktaya ulaşmış ki, 'Niye sizin mitinginizi dinlemeye geldiler?' diyor. Ne yapalım, adamları niye bizi dinlemeye geldiniz diye dövelim mi?" (HK)