"Anlat diyorsun yaşadığın yerleri, gününü, geceni, saatini, dakikanı...
Hangisini anlatsam ki....
Duygularımı mı, kuşkularımı mı..
Hem anlatsam anlayabilir misin?.. O anı yaşamayan anlayabilir mi?.. Mümkün mü?..
Anlat diyorsun o yerleri .. Anlat...
Sen beklemenin ne demek olduğunu bilir misin?.. Yemek beklemek, otobüs beklemek gibi değildir.. Can almayı, ya da
can vermeyi beklersin burada..
Anlat diyorsun yaşadığın yerleri.. Anlat..
Hadi ben anlatayım.. Peki sen dayanabilir misin?.."
Yeri, günü, saati önemli değil, bu batıdaki yavukluya giden Doğu'daki asteğmen mektubunun... 1984'ten bu yana her hangi bir gün..
Tam 23 yıldır sürüyor, Güneydoğu'da "terörle" savaş.. Biter gibi oluyor, ama bitmiyor.. Birden alevleniyor tekrar..
Ne zaman bitecek peki?... Kimse bilmiyor..
Neden bitmiyor?..
Savaşı sadece askeri alanda yapıyoruz çünkü.. Asker kendi savaşını kazanıyor, ardından diyor ki... "Çözüm silahlarda değil. Askeri zaferin arkasını, sosyal reformlarla getirmezsek, bu iş bitmez.."
Dünyanın en üstün teknolojileri ile bataklığı kurut... Ama oraya su veren kaynakları ortadan kaldırmazsan, bataklık yeniden doğar kısa zamanda.. PKK'yı dağlarda yenersiniz... Kaçarlar... Sinerler... Dağılırlar... Onları besleyen kaynağı kurutamazsanız, kısa zamanda yeniden güçlenir, silahlanır, gene dağa çıkarlar...
23 yıldır kaç defa oldu bu..
Mesele kaynağı kurutmak..
Tabii, teslim olmayacaksın.. Tabii dağda savaşı vereceksin.. Ama bu arada düz ovadaki savaşı da kazanacaksın.. Dağı besleyen ovayı yanına çekeceksin..
Son "şehitlerin" üçünün adı Mehmet'ti.. Üç Kürt delikanlısı aslan gibi... Kürtçe ağıtlarla kalktı cenazeleri...
Şimdi 18 yaşına gelen Kürt Mehmet'in eline silah alması kesin.. Ya askere gidecek, ya PKK'ya... Başka şansı yok..
Mesele PKK'ya gitmesini önlemek..
Tamam.. Reformlar.. Taa Osmanlı'dan beri ihmal edilen Doğu'nun, Doğulu'nun kalkınması... "Alavere, dalavere Kürt Mehmet nöbete" lafının artık bir şakaya dönüşmesi.. Ama bunlar uzun vade ister.. Bugün başlasanız, en az 20 yıl.. PKK bekler mi?.. Zehirler saçılmaya, gencecik beyinler yıkanmaya devam edecek.. Bu dünya, olmadı ötekiyle ilgili parlak vaadler.. Irkçı, milliyetçi hamaset edebiyatı.. Kökü taa okyanusların ötesinden, hemen komşuya dış tahrikler, teşvikler, dolaplar, satın almalar.. Hiç olmadı tehdit, şantaj!..
Doğu'daki ortam, yaşan koşulları onların lehine.. Kaybedecek hiçbir şeyi olmayan Kürt Mehmet kanmaya yatkın nasılsa..
Kim anlatacak onlara gerçeği..
Kime inanıp, düz ovada siyasetle işlerin düzeleceğini düşünecek ve sabırla beklemeye başlayacaklar, PKK'ya direnip?..
PKK'ya karşı en çetin savaşı vermiş ve de kazanmış olmanın verdiği güvenle "Kimse beni yanlış anlamaz" diye ortaya çıkıp "Düz ovada siyaset yapalım" der demez tükenen ve sözünün arkasında duramayan Mehmet Ağar örneği ortadayken, hangi partiye, hangi lidere inanacaklar?.. Cumhuriyetin iktidara gelen tüm partileri içinde Doğu'nun yarasına ciddi merhem olan çıktı mı bugüne dek?..
Kim götürdü onlara isteklerini, ihtiyaçlarını..
Gerçekçi olalım..
18 yaşında tercih yapma zorunda olan Kürt delikanlısının PKK'ya sapmasını, umutlarını ona bağlamasını önleyecek "Derdini silahla değil, düz ovada siyasetle söyle" diyecek bir tek parti var günümüzde.. DTP!..
Tamamı kendilerinden oluşan DTP!..
Bu partinin başında Cumhuriyetin siyasal sistemi içinde yetişmiş Ahmet Türk'ün oluşu da büyük şans.. Umutları artıran unsur..
DTP içinde takiye yapanlar var mı?..
Bilemem.. Vardır herhalde.. Hangi partide takiyeci yok ki?.. Kötü niyetliler?.. PKK köstebekleri.. Uyduları.. Olabilir..
Ama her ne olursa olsun, bugün için DTP, PKK'ya yatkın, PKK'ya meyyal Kürt gencine düz ovada siyaset yaparak başarıya ulaşabileceğini söyleyecek, gösterecek, inandıracak, kanıtlayacak, onları PKK yolundan çevirecek tek kuruluş.
DTP'ye güvenmek zorunda olduğumuzu düşünüyorum.. Ve de onlara şans tanıyıp, fırsat verip, sabır içinde beklemek..
Bu süre içinde DTP'yi "Öyle konuş.. Böyle de.. Şunu açıkla" diye de zorlamamak gerek..
Bırakalım adamlar siyaset yapsınlar..
Siyasetin gereğini yapsınlar..
DTP, senden, benden önce, PKK sarmalındaki Kürt gencine kendisini inandırmak, kabul ettirmek, sevdirmek zorunda çünkü.. İnandıramazsa, MHP'den fazla olmaz, onlar üzerindeki etkileri.. Sıfırlanırlar.. O zaman da savaşı düz ovaya indirecek parti kalmaz ortada..
Soğukkanlı, akıllı, mantıklı ve sabırlı davranırsak, bitebilir bu savaş... Öfkeler, kinler, nefretler unutmayalım, kaynağı da canlı tutar, tersine..
DTP'yi köşeye sıkıştırmak yerine, onlara zaman tanıyalım!.. Bu şansı kullanalım. Fazla bir şey kaybetmeyiz, 23 yıldır kaybettiklerimizin yanında... (HU/NZ)