Fotoğraflar: HDP
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, bugün partinin genel merkezinde düzenlenen basın toplantısında, iki gün süren 4. Büyük Konferansın Sonuç Bildirgesini açıkladı.
Günay, konuşmasına, bu sabah gazetecilere yönelik operasyonu kınayarak başladı:
“AKP iktidarı toplumsal desteğini yitirdikçe muhaliflere, partimize, basın emekçilerine saldırmaya devam ediyor, Türkiye'den yükselen alternatif sesi kısmaya devam ediyor. Özgür basına yönelik saldırı daha özel bir anlam taşıyor. Ne zaman bir kırım, saldırı operasyonu başlatmak istese AKP iktidarı önce Türkiye haklarının özgür haber haklarını engellemek için özgür basın emekçilerine yönelik bir saldırı gerçekleştiriyor. Bu gözaltıları kınıyor, özgür basın emekçilerinin yanında olduğumuzu ve dayanıştığımızı ifade etmek istiyoruz.”
HDP, 5. Olağan Kongresi öncesinde, “Büyük Direniş, Büyük Yürüyüş” şiarıyla 6-7 Haziran’da 600 delegenin katılımıyla Ankara’da 4. Büyük Konferansını gerçekleştirdi.
Günay “Türkiye halklarının demokratik geleceği için tek çözüm, sistemin radikal demokratik değişimidir. Çözüm 3. Yol’dur; Demokratik Cumhuriyet’in inşa edilmesidir. 4. Konferansımızda, farklı alanlarda mücadeleyi büyütme irademizi bir kez daha güçlü bir şekilde vurguladık” dedi.
“HDP 4. Büyük Konferansı Sonuç Bildirgesi” özetle şöyle:
Eşit, özgür ve demokratik bir ortak gelecek
- Konferansımız, önümüzdeki dönemde demokrasi, eşitlik, özgürlük ve adalet zemininde bir araya gelme iradesini gösterenler olarak; Demokratik Cumhuriyeti inşa hedefine ulaşmak için ortak mücadeleyi ve dayanışmayı güçlendirmeye karar vermiştir.
- Konferansımız, bu kapsamda eşit, özgür ve demokratik bir ortak geleceği inşa etmek için herkese birleşik mücadele çağrısı yapmaktadır.
- AKP-MHP iktidarının Türkiye’de yarattığı büyük yıkımdan kurtulmanın, yapısal sorunlara kalıcı çözümler üretmenin yolu, toplumun en geniş kesimleriyle buluşmayı hedefleyen Demokrasi İttifakı’yla mümkündür.
- Konferansımız, Türkiye’de yaşanan çoklu krizin bir sebebi olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni değiştirmeyi; bunun yerine demokratik, özgürlükçü ve eşitlikçi bir düzenin kurulması ile güçlü demokrasinin inşasını temel hedef olarak belirlemiştir.
- Türkiye halkları ne demokrasiyi ortadan kaldıran Cumhur İttifakı’na ne de vesayetçi geçmişi özleyen eskinin tekrarı muhalefete mecburdur. Bu sebeple, 3. Yol siyasetimizle Demokrasi İttifakı’nı büyütmek ve sokak sokak, mahalle mahalle toplumsallaştırmak temel hedef olarak belirlenmiştir.
- Türkiye halkları, tarihinin en yüksek işsizlik ve yoksulluk, borçlanma ve mülksüzleşme sürecini yaşıyor. Ekonomik krizin temel sebebi, iktidarın sermayeyi önceleyen politikaları, emek ve emekçi düşmanlığı ile savaş ve silahlanma harcamalarıdır. Bizler, bu ülkede emeğin sömürülmesine ve yoksulluğa son vermeye, adaletsizlikleri ve eşitsizlikleri ortadan kaldırmaya, emeğin ve halkların birlikte özgürleşmesine dair kararlılığımızı bir kez daha ortaya koyuyoruz.
- AKP-MHP iktidarı, NATO ve uluslararası güçlerin onayı ve KDP desteği ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne sınır ötesi harekatlar düzenlemekte; enerji koridorları oluşturmak ve bölgenin demografik yapısını değiştirmek amacıyla, Türkiye’ye en ufak bir tehdit oluşturmayan Kuzey-Doğu Suriye topraklarını işgal edeceğinin sinyallerini vermektedir. Bu kirli politikayı reddediyor ve lanetliyoruz. Savaşa, işgale karşı barışı savunmakta ve barış ittifakını büyütmekte kararlıyız.
- Kürt sorunu, diyalog ve müzakere temelinde Meclis zemini dahil olmak üzere sorunun tüm muhatapları ile demokratik bir şekilde çözülmelidir. Aksi durumda Türkiye’nin ne demokratikleşmesi ne de toplumsal huzura kavuşması mümkün olacaktır. HDP, Kürt sorununun demokratik ve barışçı çözümü için üzerine düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye devam edecek ve bu konudaki tutumunda ısrarcı olacaktır.
- Öcalan’ın 23 yıldır mutlak tecrit koşullarında tutsak edilmesi Kürt sorununda demokratik ve barışçıl çözüm önündeki en büyük engeldir. Tecrit ile birlikte aynı zamanda Türkiye halklarının da barış hakkı ve umudu gasp edilmektedir. İmralı’dan her daim yükselen barış çağrısına kulak verilmelidir. Diyalog ve müzakere odaklı bir çözüm ve bu toprakların on yıllardır ihtiyaç duyduğu barış için İmralı’nın kapıları açılmalı, kendisinin özgür yaşam koşulları sağlanmalıdır.
- Kadın katliamlarına, tacize, tecavüze, çocuk istismarına, ev içinde ve dışında emek sömürüsüne karşı kadın dayanışmasını ve mücadeleyi büyütmekte ısrarcıyız. Kadınların tarihsel kazanımları olan eşbaşkanlık ve eşit temsiliyetten de, İstanbul Sözleşmesi’nden de vazgeçmiyoruz.
- Şimdinin ve özgür yarınların kurucu gücü olan gençlerin, eşitler arası bir siyasal ilişki içerisinde inisiyatif aldığı ve özerkliğini koruduğu HDP yürüyüşünü birlikte güçlendirmeye devam ediyoruz.
- HDP olarak, parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dar ve kısa vadeli çıkar hesaplarıyla değil; Türkiye halklarının çıkarları temelinde yaklaşıyoruz. Parlamentoyu çoğulcu bir yapıya kavuşturma mücadelemize devam edeceğiz.
- Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bizler için esas olan adayın kim olacağı değil, yeni dönem politikalarının ve ilkelerinin ne olacağıdır. Partimiz, Cumhurbaşkanlığı seçimi için yeni dönemin politikalarını müzakereye açıktır. Bu sürece demokratik dönüşümü hedefleyen ilkeler mutabakatı üzerinden yaklaşıyoruz.
(AS)