Fotoğraf: Erçin Top / AA
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki ‘çanta’ polemiği büyüyor.
Erdoğan’ın Fransız mallarını boykot çağrısı üzerine “Emine Hanım’ın bir çantası var onu da Saray’ın bahçesinde yaksın” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’na karşılık Erdoğan “Sende zerre kadar yürek varsa benimle ilgili konuş, eşimle ilgili konuşma” yanıtını vermişti.
Bugün Ankara’da Çankaya Belediyesi’nin Mustafa Kemal Atatürk Spor Merkezi açılış törenine katılan Kemal Kılıçdaroğlu kendisine Erdoğan’ın sözlerinin sorulması üzerine "Sözlerimi yineliyorum. O çantayı ülkeyi yönetenler taşıyamazlar. Siz açlıktan çocuklar ölürken 50 bin dolarlık çanta taşıyorsanız ben buna isyan ederim ve ediyorum da" dedi.
"Topluma örnek olmak zorundalar"
Kılıçdaroğlu “50 bin dolarlık çanta ile askıda ekmeğin tartışılması hepimizin ortak düşüncesini oluşturmalı. Bir tarafta askıda ekmek var bir tarafta 50 bin dolarlık çanta… Nedir Allah aşkına bu! Ben bunu eleştiremeyecek miyim? Dünyanın her tarafından ülkeyi yönetenler eşleriyle birlikte toplumun gözündedir. Onlar da topluma örnek olmak zorundadır” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, "Eğer bir ülkede Kübra bebek açlıktan ölmüşse ve siz kalkıp Fransız mallarını boykot edin diye bir çağrı yapıyorsanız önce topluma örnek olacak kişiler sizlersiniz. Ben yaşamıyla da topluma örnek olması gereken devlet yöneticilerinin yoksulluğun bu boyutlarda olduğu dönemde 50 bin dolarla gezmelerini doğru bulmam. Vicdani değil, ahlaki de değil, açık söylüyorum imani de değil" ifadelerini kullandı.
Ortaya Saray sosyetesi diye bir sınıfın çıktığını belirten Kılıçdaroğlu “Yeter artık ya… Sen taşıyacaksın 50 bin dolarlık çantayı, ben ağzıma bant çekeceğim! Niçin? Hangi gerekçeyle? Benimle konuş… Seninle konuşuyorum, cesaretin varsa gel, yüreğin varsa gel. Boyun var, posun var. Niye karşıma çıkmıyorsun? Gel benimle hesaplaş.” dedi.
"Hiçbir Osmanlı padişahına nasip olmayacak kadar sarayınız var"
Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın “Bugün evine ekmek götüremeyen biri var mı Türkiye’de ya… İnanıyor musunuz bunlara?” sözlerini ise şöyle değerlendirdi:
“50 bin dolarlık çanta taşırsınız… Airbus’lara binersiniz… 13 tane uçağınız var… Hiçbir Osmanlı padişahına nasip olmayacak kadar sarayınız var. Adam bakıyor Saray’da herkesin ekmeği var, herkesin karnı doymuş, herkes birkaç yerden maaş alıyor; sorun yok diyor. Askıda ekmek uygulamasını kim başlattı? Sayın Bahçeli başlattı. Niye başlattı? Evine ekmek götüremeyenler için başlattı. Doğru muydu? Doğruydu. Geçimini çöpten sağlayan, geçimini Saray’ın artıklarından sağlayan on binlerce kişi var.”
"Türkiye'nin aşılmayacak hiçbir sorunu yoktur"
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar diğer başlıklar şöyle:
"Hepimizin düşüncesinin arka planında 'Ne olacak bu memleketin hali?' sorusu var. Hepinizden tek isteğim, karamsarlığa kapılma hakkı olmadığımızı, bu ülkede yaşıyorsak, bizim umutsuzluğa kapılma hakkımız yoktur. Sabahleyin Anıtkabir'den sonra Meclis Binası'na gittim. O binadan ayrılırken şunları düşündüm, 97 yıl önce o binada insanlar kucaklaştılar, insanlar gözyaşı döktüler, insanlar sevinç içinde ellerini kaldırdılar ve Cumhuriyet'i kurdular.
“Geçen bayramda Milli Kurtuluş Savaşı'na ve Cumhuriyet'in kuruluşuna tanıklık eden kişilerin anılarını okuduk. İstanbul'dan Ankara'ya gelmek için insanların hangi yollardan geçtiklerini, yakalanmamak için nelerin yapıldığını, özellikle Mustafa Kemal Atatürk'ün İsmet İnönü geldiği zamanki sevincini o anılarda okuduk.
“Öyle bir Ankara'dan bugünkü Ankara'ya geldik. O koşullardan bugünkü koşullara geldik. Karamsarlığı biliyoruz, eğitimde, sosyal yaşamda, dış politikada sorunlar var biliyorum. Demokrasi alanında ciddi sorunlar var biliyorum. Ama biz CHP'lilerin temel görevi sorunları aşma görevidir. Kararlılıkla, inançla, bilgiyle ve birikimle Türkiye'nin aşılmayacak hiçbir sorunu yoktur. Herkes şunu çok iyi bilsin ki bu ülkenin en büyük güvencesi Cumhuriyet Halk Partisi'dir.
“Demokrasiden yana olan tüm halkın katılımıyla Cumhuriyet'i demokrasiyle taçlandıracağız. Bizim çocuklarımız daha görkemli bir Cumhuriyeti ve daha görkemli bir demokrasiyi yaşayacaklar." (HA)