Cinsel Saldırıya Maruz Kalan Cezalandırılıyor
Beraat kararını "memnuniyet verici bir gelişme" olarak değerlendiren insan hakları örgütleri, Nijerya'da Şeriat kökenli yeni ceza yasalarının yürürlüğe girmesinden ise endişe duyduklarını söyledi.
Açıklamada şu görüşlere yer verildi:
* Ocak 2000'den beri Nijerya'nın bazı kuzey eyaletlerinde Şeriat temelli yeni ceza yasalarının kabul edilmesinden büyük endişe duyuyoruz.
* Safiye Huseyni'ninki de dahil birçok ceza davasında Şeriat yasalarının uygulanması, insan hakları ilkeleri ve uluslararası hukuku ihlal ediyor.
* Kuzey Nijerya'daki Şeriat mahkemelerinin verdiği cezalar sonucu ölüm cezası, kırbaçlama veya amputasyon (organ kesilmesi) cezalarına çarptırılan kişilerin sayısını artıyor.
* Şeriat yasaları, daha önce de Nijerya'nın birçok eyaletindeki Müslümanlara, Müslüman ferdi yasalarıyla ilişkilendirerek uygulanıyordu. Bu davalarla ilgili İslami yasalar, Nijerya yasalarında da bulunuyor.
* Uluslar arası insan hakları standartlarına uygun, Nijerya'nın kabul ettiği sözleşmelere uyumlu bir biçimde uygulandığı sürece, Şeriat yasalarının kabul edilmesi ve uygulanması ile ilgili bir tavrımız yoktur.
UAÖ ve BAOBAB, Şeriat yasalarının genişletilmesiyle kaygılarını da şöyle sıraladı:
* Zalimane, insanlık dışı ve onur kırıcı cezalandırma:
Taşlama, kırbaç veya amputasyon gibi cezalar uluslararası insan hakları standartlarınca zalimane, insanlık dışı ve onur kırıcı muamele olarak kabul ediliyor. Nijerya Federal Cumhuriyeti Haziran 2001'de İşkenceye Karşı Sözleşmeyi onaylayarak, bu tip cezaları uygulamamak konusunda kendisini bağladı. Ancak, 2000'den bu yana, Kuzey Nijerya'nın birçok eyaletinde amputasyon ve kırbaç cezaları infaz edildi ve Safiye Huseyni, recm cezası verilen ilk kişi oldu.
* Uluslararası Adil Yargı Standartlarına uymama:
Şeriat mahkemeleri, temsil edilme hakkını yeterince garanti altına alamayabilir. Bu özellikle, ölüm cezası ve geri dönüşü mümkün olmayan cezaların verilebileceği davalarda ciddi bir risk. Safiye Hüseyni, ölüm cezasına çarptırıldığı ilk duruşmasında yasal temsil hakkını tam olarak kullanamadı.
* Toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık:
Kuzey Nijerya'da, Şeriat'ın yorumlanmasında hakim olan Maliki mezhebi, hamileliği bir kadını zina ile suçlamak için yeterli kanıt olarak görüyor. Safiye Huseyni, zinayla ilgili ilk mahkemesinde hamile olduğu gerekçesiyle ölüm cezasına çarptırıldı.
Bariya İbrahim Magazu ve Safiye Hüseyni örnekleri, Şeriat yasasının Nijerya'nın kuzey eyaletlerindeki uygulamasının, kadınları cinsel saldırıdan korumadığını, aksine bu saldırılara maruz kalan kurbanların cezalandırıldığını gösteriyor.
Erkekleri koruyor, kadınları suçluyor
Her iki davada da sanıklar, kendilerine karşı zor kullanıldığını öne sürdü. Ancak, mahkeme bu iddiaları takip etmedi.
Bu karar, erkeklerin tanık bulunmadığı sürece genç kız ve kadınlara taciz ve tecavüzde bulunabileceği,üstelik bu nedenle cezalandırılmayacağı anlamına geliyor. Diğer yandan, taciz ve tecavüz kurbanı kadın ve genç kızlar, zina ve iftira ile suçlanacaklardır.
Bu durum, kadınların haklarını, adaleti ve güvenliğini ihlal ederken, kadın ve genç kızlara taciz ve tecavüzde bulunan erkekleri koruyor.
* Sosyal statü temelli ayrımcılık:
Son birkaç ay içinde kuzey Nijerya'daki Şeriat mahkemelerinin gördüğü davalar incelendiğinde, mahkum edilenlerin sıklıkla yoksunluk içinde oldukları görülüyor. Safiye Hüseyni'nin konumu da böyledir.
* Şeriat mahkemesi yargıçlarına adli eğitim verilmemesi:
Şeriat mahkemelerinde yargıç atama kriterleri, adli personelin eğitimiyle ilgili uluslararası standartlara uygun değil.
Safiye Hüseyni davasında, daha alt bir mahkeme ölüm cezasını verdi. Söz konusu mahkemenin yeni Şeriat temelli ceza yasalarının kabul edilmesinden önce ceza yetkisi yoktu. Oysa, eskiden ceza yetkisi bulunmayan yargıçlar, bugün bu yetkiyi kullanıyorlar. Üstelik, kriminal konuları değerlendirebilmek için yeterli eğitimi tam olarak almadan.
* Ölüm Cezası uygulanma usulü:
Yeni Şeriat Ceza Yasaları, genellikle bir yargıçtan oluşan ve yeterli yasal temsil garantisi bulunmayan Şeriat Mahkemeleri'nin ölüm cezası vermesine izin veriyor. Oysa, Kuzey Nijerya Ceza Yasası ve Güney Nijerya'da uygulanan Nijerya Ceza Yasası uyarınca ölüm cezası öngören davalar yalnızca Eyalet Yüksek Mahkemesi'nce görülebilir.
* Uygulamalar, yeni Şeriat Ceza Yasası ve Şeriat Ceza Muhakemeleri Usulü, Nijerya'nın uyguladığı birçok uluslar arası insan hakları aygıtlarını ihlal ediyor.
Bunlar arasında Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiyesine Dair Sözleşme, İşkence ve diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ve Onur Kırıcı Muameleye Karşı Sözleşme ve Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi de bulunuyor.
* UAÖ her koşulda ölüm cezasına karşıdır çünkü uluslararası hukukça garanti altına alınan yaşama hakkının en ağır ihlalidir.
* Yeni Şeriat Yasası'nın uygulanması ile, zina gibi daha önce idam cezası gerektirmeyen suçlar da bu kapsama alındı. Ayrıca, zanlı Müslüman olmadığında benzer suçlar cezai suç olarak görülmüyor ve hiç cezalandırılmıyordu.
* Birleşmiş Milletler'in ölüm cezasına çarptırılanların haklarının korunmasını garanti altına alan yönergesi, ölüm cezasını yasalarında bulunduran ülkelerde, bu cezanın en ciddi suçlar için uygulanmasını talep eder. Bu suçlar, kasıtlı ve ölümcül ya da diğer çok ciddi sonuçlar doğuran suçlardır. Rıza yoluyla evlilik dışı cinsel ilişki ise bu koşullara uymuyor.
* Nijerya'da Şeriat yasalarının uygulandığı tüm suç davalarında zanlının inancına bağlı ayrımcılık bulunuyor. Şeriat yasasıyla yargılananların hakları, Müslümanlar olmayanlar için geçerli olan Kuzey Nijerya Ceza Yasası'na oranla daha az korunuyor. Şeriat yasasına göre ölüm cezası, Kuzey Nijerya Ceza Yasası'nda ölüm cezası öngörmeyen suçlara da uygulanıyor.
* Nijerya federal yetkililerini, Şeriat yasalarıyla yargılanan tüm davaları uluslar arası insan hakları standartlarına uygun hale getirmeye; Nijerya'nın kabul ettiği uluslar arası insan hakları hukuku aygıtlarına saygılı olmak için gereken tedbirleri almaya davet ediyoruz.
* Ayrıca, Nijerya federal yetkililerini, Şeriat kökenli ceza yasalarıyla hüküm giymiş herkesin anayasal hak olan itiraz hakkını garanti altına alması ve bu kişilerin Federal düzeyde de başvuru yapabilmelerini sağlaması için teşvik ediyoruz.
BAOBAB Kadının İnsan Hakları Örgütü; kar amacı gütmeyen, hükümet dışı bir kadının insan hakları örgütüdür. Çalışma alanı Nijerya'da gelenek, hukuk ve dini yasalarla ilgili kadınların yasal haklarıyla ilgili konulardır.
UAÖ; kar amacı gütmeyen, bütün hükümetlerden bağımsız dünya çapında bir insan hakları örgütüdür.(BB)