Çağdaş Hukukçular Derneği’nden dokuzu tutuklu 22 avukatın yargılandığı davanın üçüncü duruşması bugün Silivri Yerleşkesi’ndeki İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor.
Avukatlar bugün de savunmaya devam edecek. Ardından Başkanlığını Mustafa Bağarkası’nın yaptığı mahkeme heyeti tahliye taleplerinin de görüşüleceği ara kararını açıklayacak.
Duruşma bu sabah ÇHD İstanbul Şubesi Genel Sekreteri Güçlü Sevimli’nin savunmasıyla başladı.
“Hukuk devleti, kutsal inek”
ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı dünkü savunmasının son bölümünde şunları söyledi:
“Hukuk devleti tapınç haline getirilmiş kutsal bir inektir. Bu durum Mekkeli müşriklerin helvadan put yapmasına benziyor. Acıktıkları anda o putları yiyorlardı. Putu helvadan yapma sebepleri acıktıkları anda onu yemek içindir. Hukuk devletini inşa eden liberal burjuvalar da acıktıklarında bu hukuk devletini yiyorlar. Mülkiyet dışında hiçbir hak yoksullar için değildir.”
“Kirletilmesi en zor söz adalettir. Demokrasi ise bataklık ve çamur içinde bir kavramdır. Hukuk devleti de katillerin, hırsızların, dolandırıcıların zorda kaldıklarında kullandıkları bir kavramdır.”
“İddianame, siyasi bir belge”
Tutuklu sanık, avukat Ebru Timtik, mahkemelerin siyasi mahkeme olduğunu ifade ederek şöyle devam etti:
“Mahkeme heyeti bunun farkına varsın ve sürekli bize 'burası siyaset yeri değil' demesin. Hakkımızda hazırlanan iddianame, siyasi bir belge ve ideolojik bir saldırı aygıtı görevi görüyor.”
“İddianame, hukuksal bir metin değildir. Bizden bu hukuk dışı olan, sadece savcı ve polisin yorumlarından ibaret olan metin karşısında savunma yapmamızı istiyorsunuz. Biz de diyoruz ki; biz kendimizi her zaman açık ve net ifade ettik. Kendimizi savunmak için bu yapılan yorumlara ihtiyacımız yok.”
Haklarında hazırlanan iddianame ile kendilerinin avukat olarak hukuk sahasının dışına atılmak istendiğini belirten Timtik, iddianame ile bir korkunun yayılmaya çalışıldığını ama bu durumun bir işe yaramayacağını söyledi.
“Biz örgütlüyüz, siz de örgütlenin”
“Özel hayatımızın iddianamede ne işi var? Bir meslektaşımızın eşiyle görüşmelerinde ne suç buldunuz? Buradaki amaç iddianameyi magazinleştirmektir. Cenazelere katıldığı için kimseye dava açılamaz.”
“Halkın gelenekleriyle oynamaya gelmez. Oynamayın da biz bu duruma izin vermeyiz. Biz örgütlüyüz, siz de örgütlenin ama biz kişisel amaçlarımız için örgütlenmedik.”
Timtik, iddianamede avukatların hem örgüte para veren hem de örgütten maaş alan kişiler gibi gösterildiğini ve bunun çelişki olduğunu söyledi.
Kendilerinin hiçbir parasal beklenti olmadan sistemin mağdur ettiği kişilerin avukatlığını üstlendiğini, bunun iddianameyi hazırlayan savcı tarafından algılanamadığını ifade etti.
“Bizim bir komünümüz var. Burada herkes ihtiyacı oranında buradan alır. Açsak hepimiz açızdır. Toksak hepimiz tok. Savcının bunu anlamayacağını biliyoruz. Biz, yeni bir insan yaratmaya çalışıyoruz. O yeni insanın yaratacağı yeni düzeni çok istiyoruz.”
“Biz asker değiliz, avukat siyaset yapar”
Timtik’in ardından tutuklu avukatlardan, ÇHD İstanbul Şubesi Başkanı Taylan Tanay savunma yaptı.
Türkiye'de hemen herkesin terör suçlamasıyla karşı karşıya kalabildiğini, “Terör örgütü hesaplarınızı kontrol altına aldı” denilip insanlar korkutularak çok sayıda kişinin dolandırıldığını hatırlattı.
“Buradaki asıl mesele sistemin bir canavar yaratmasıdır. Genelkurmay başkanları dahi bugün terör suçlamasına maruz kalıyorken, bir gün kendinizin de bu suçlamayla karşı karşıya kalabileceğiniz algısı bu durumu ortaya çıkarmıştır.”
“İddianamede bazı eylemlere katıldığımız iddia ediliyor. Biz asker personel değiliz. Biz avukatız. Avukat siyaset yapar, halkını düşünür. Askeri ve kamu personeli için yasak hükümler vardır. Ancak biz bunların dışındayız. Bizim için yasak yok.” (AS)