ÇGD İstanbul Şubesi yaptığı yazılı açıklamada, "Trabzon'daki bu olay, muhaliflere ve ilerici güçlere yönelen şovenist saldırganlığın bir yansıması ve demokrasiye, onun ayrılmaz bir parçası olan ifade özgürlüğüne indirilmiş ağır bir darbedir" dedi.
Mersin'deki bayrak krizinin ardından yaşanılanların şovenist yükselişin işaretlerini verdiğini ve Trabzon'daki linç girişiminin saldırganlığın son örneği olduğunu belirten ÇGD, "Ülkelere, uluslara ve bayraklara değerini verenin sokakta, korunmasız beş gence vahşice saldıranların çığlıkları değil, hukukun üstünlüğüne ve adalete duyulan saygı olduğuna" dikkat çekti.
Bildiri dağıtmanın anayasa ile teminat altına alınan ifade özgürlüğünün en önemli unsurlarından biri olduğunu hatırlatan ÇGD,özetle şunları söyledi:
"Bir bildirinin yasal olup olmadığına Trabzon'daki gibi 'trafik polisleri' değil, mahkemeler ve yargıçlar karar verir. Güvenlik güçleri linç eylemine girişen kalabalığı açık biçimde korumakta, ifade özgürlüğünün ve anayasanın 'ayaklar altında çiğnenmesine' izin vermektedir.
Oysa polise mukavemet edenler de halkı infiale getirmek suçunu işleyenler de bildiri dağıtanlar değil, "Bayrak yakıldı" diye çığırtkanlık yaparak provokasyon yaratanlardır".(EÖ/EÜ)