Çevre ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel merkezi, kuraklık nedeniyle "su tasarrufu” için ülke genelinde Adana, Adıyaman, Aksaray, Gaziantep, Hatay, Mersin, Kahramanmaraş, Kilis, Konya, Niğde, Osmaniye’de kamu kuruluşlarına, özel iş yerlerine, otobüs duraklarına, parklara, halı saha, çay bahçelerine ve muhtarlıklara afişler asarak insanları duyarlı olmaya çağıracaklarını açıkladı.
Türkiye su potansiyelinde 45. sırada
ÇETKODER Genel Başkanı Mustafa Göktaş yaptığı açıklamada, iklim değişiklikleri nedeniyle 2050 yılında 60 ülkede toplam 7 milyar insanın su kıtlığı yaşayacağına dikkat çekti.
Derneğin verdiği bilgiye göre UNESCO'nun hazırladığı Dünya Su Gelişme Raporu'nda, su potansiyeli bakımından 45. sırada yer alan Türkiye’nin kişi başına düşen su miktarı ortalama bu yıla kadar bin 570 metreküp, dünyada su zengini ülkelerde ise bu rakam 10 bin metreküpün üzerinde.
Su seviyesi düşmeye devam ediyor
Göktaş, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de suyun en fazla tarımsal sulamada kullanıldığını ve kontrolsüzlük nedeniyle Türkiye'de tarımsal sulama yüzünden su kaynaklarının giderek yok olduğunu belirterek;“Son yıllardaki yağışların azlığı ve kuraklığın etkisiyle özellikle tarımsal sulamanın artmasıyla yeraltına inen su miktarının yaklaşık yüzde 50'den fazlası çekiliyor. Bu nedenle havzada son 25 yılda yeraltı su miktarı 27 metre düştü. Halen de düşmeye devam ediyor" dedi.
Tasarruflu su kullanma bilinci geliştirilmeli
Suyun ekonomik faaliyetlere kaynaklık etme özelliği ile ulusların devamlılığı için yaşamsal bir kaynak olduğunu vurgulayan Göktaş şöyle dedi:
"Nüfus ve ekonomik faaliyetler arttıkça birçok ülke hızla su sıkıntısı çeker duruma gelmekte ya da ekonomik gelişmeleri kısıtlanmaktadır. Sürdürülebilir kalkınma politikası doğrultusunda, su kaynaklarını tasarruflu kullanma bilinci yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası her düzeyde geliştirilmelidir.”
Son 40 yılda 1 milyon 300 bin hektarlık su kayboldu
Türkiye'deki toplam 2,5 milyon hektarlık sulak alanın, 1 milyon 300 bin hektarının son 40 yılda kurutma, doldurma ve su rejimine yapılan müdahaleler sonucunda ekolojik özelliklerini yitirdiklerini söyleyen Göktaş, sulak alanların içme suyu sağlama, taşkın kontrolü, yer altı sularının beslenmesi, besin depolama, iklim değişikliğinin kontrolü, doğal arıtım, balıkçılık, saz kesimi, turizm ve rekreasyon olanakları sağlamak gibi hayati işlevleri bulunduğu belirtti.
Göktaş, gerekli önlemler alınmaz ise, gelecek yıllarda sulak alanların yanı sıra özellikle Ege, Akdeniz ve orta Anadolu'daki yağışlarda önemli ölçüde azalma ve buna bağlı olarak daha çok kuraklık yaşanacağını kaydetti.(NV/EZÖ)