Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) başkanlık sistemi önerisiyle barış arasında bir bağ olmadığını söyledi.
Taraf gazetesinden Neşe Düzel’e konuşan Demirtaş, “Anayasaya Özerk Kürdistan bile yazsalar otoriter bir başkanlık sistemine evet demeyiz” dedi. Demirtaş özetle şunları söyledi:
* Çekilme kararını KCK yetkilileri alacaklar ve bugünlerde açıklayacaklar. Eğer çekilmeye karar vermişlerse, bu kararı, çekilme takvimiyle birlikte duyuracaklar. PKK’nin çekilmeyi ne zaman başlatacağını ve ne zaman tam çekilmiş olacağını biz açıklamayla birlikte öğreneceğiz. Böylece barış sürecinin birinci aşaması başlamış olacak.
* PKK sadece ateşkes ilan etti. PKK; “Ben geri çekilme kararı verdim ve başlattım” cümlesini henüz kurmadı. Birinci aşamanın başlaması için PKK’nin geri çekilmesinin başlaması gerekiyor. Şu anda birinci aşamanın hazırlıkları sürüyor. Bizim İmralı ve Kandil ziyaretlerimiz, iletilen mektuplar, Meclis’te kurulan komisyonlar, âkil adam heyetleri hep birinci aşamanın hazırlıklarıydı.
“Kandil kaygılı”
* Kandil’e gidişlerimizde gördük ki pek çok kaygıları var. Çünkü 1999’da ateşkes ilan edilmiş olmasına rağmen 500’den fazla PKK gerillası geri çekilme sırasında öldürülmüş. Ayrıca güvensizlikleri de var.
* Çekilmişken sorun demokrasiyle çözülsün istiyorlar. Çok daha büyük bir savaş yapmak istemiyorlar. Kısacası Kandil, bu sürecin içi demokrasiyle doldurulmaz diye kaygılı. “Bizim geri çekilmemizin adı barış değil” diyorlar.
* Kandil şunu söylüyor: “Barış, PKK’nin geri çekilmesi değildir. Barış, Kürt sorunun çözülmesidir. Yani Türkiye’nin demokratikleşmesidir. Biz, buna barış diyoruz, Eğer hükümetin barıştan anladığı, sadece bizim geri çekilmemiz ise bu ciddi bir kriz yaratacak.”
* PKK’nin silah bırakması, barış sürecinin “silahsızlanma ve normalleşme” denilen son aşamasında olacak. Düşünün ki... Biz barış sürecinin daha birinci aşamasının hazırlığındayız. Birinci aşamadan sonra, Türkiye’nin demokratikleşmesi denilen ikinci aşama var. Bu aşamada yasal reformlar ve anayasal değişiklikler yapılacak. Ancak ondan sonra PKK, silahını bırakacak ve dağdan inecek.
* Mektup, işi yavaşlatıyor, ağırlaştırıyor. Kandil ile İmralı arasında doğrudan temasların olması lazım.
“Süreç kamuoyuna mal oldu”
* Geçmiştekinden farklı olarak işin açık yürütülmesi, süreci geri dönülemez bir yola soktu. Çünkü süreç kamuoyuna mal oldu. Şu anda artık haklı ve meşru gerekçesi olmadan süreci bozan taraf, tarihî vebal altında kalır. Kısacası şimdi iki taraf da demokratik bir basınç altında! Toplumun çözüm isteğinin yarattığı bir basınç bu! Birbirlerine güvenmeseler bile, iki taraf da halkın çözüme desteği nedeniyle çok dikkatli davranacak.
* Öcalan’la tartıştığımız şey, Kürtlerin ve Türkiye’deki demokrasinin geleceği. Önceliğimiz demokrasi! Demokrasi dışındaki hiçbir başlık bizim önceliğimiz değil. Şimdi sadece bunu tartışıyoruz.
* Demokratikleşme çoktan başlamalıydı ama hükümet ciddi bir adım atmıyor. Demokratikleşmenin başlaması için, sürecin ilk aşamasının bitmesini beklemeye gerek yok ki. Aksine, geri çekilme ile demokratikleşme eş zamanlı yürümeli ve bir yandan çekilme olurken bir yandan da reformlar yapılmalı. Çünkü özgürlüklerin genişletilmesi için vakit yok!
* Tahminime göre çekilme sonbahar başına kadar tamamlanır. Martta yerel seçimler var. Dolayısıyla demokratikleşme için çok az zaman kalıyor.
“Başkanlık değil, başkan sistemi”
* AKP’nin yeni anayasada yargıyla ilgili, başkanlık sistemiyle ilgili kendi önerileri var. Meclisi feshetme yetkisinin bir kişiye verildiği, yüksek yargıyı atama yetkisinin başkana tanındığı bir başkanlık sistemine biz demokratik bir yönetim diyemeyiz. Biz AKP usulü başkanlık sistemini asla kabul etmeyiz.
* AKP, Amerika’daki gibi ya da dünyada diğer demokratik ülkelerdeki gibi bir başkanlık sistemi önermiyor. O, başkan sistemi öneriyor. Eğer barış sürecinin ilerlemesinin bir şartı olarak BDP’nin önüne bunlar dayatma olarak çıkarsa, biz bu tür tavizleri vermeyiz. Bunun adı “barış” olmaz zaten.
* Anayasada özerk Kürdistan deseler, Kürtçe anadilde eğitim serbesttir diye açıkça yazsalar ve bunun karşılığında da anayasanın bir maddesinde baskıcı-otoriter bir başkanlık sistemi yazsalar, biz o anayasaya evet demeyiz.
* Tek adamın yönettiği bir ülkeye barış gelmez. Barış, demokratikleşmeyle gelir. (AS)