* Fotoğraf: Cem Özdel / Anadolu Ajansı (AA)
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bugün Ankara'da Tayland Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Don Pramudwinai ile düzenlediği ortak basın toplantısında ABD eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun Türkiye hakkındaki iddialarına ilişkin bir soruya da yanıt verdi.
Çavuşoğlu, Pompeo'nun kitabındaki iddialarda "gerçek dışı bilgiler, abartı, çifte standart ve dezenformasyon" olduğunu söyledi.
"Pompeo eski bir mevkidaşımızdır; bu kitabı sanırım başkanlık adaylığının kampanyasını başlatmak için yazmıştır" yorumunda bulunan Çavuşoğlu, "Bahsettiği iddialarda gerçek dışı bilgiler var, diplomatik bir dille söylüyorum siz 'yalan' diyebilirsiniz abartı ve çifte standart var" dedi.
Çavuşoğlu, özetle şöyle konuştu:
"Afganistan'daki IŞİD saldırılarının sorumlusu ABD'dir"
"ABD'nin bugüne kadar terörizme verdikleri destek bir suçtur ve sanırım yargı sürecini önlemek için ciddi bir dezenformasyon yapılıyor.
"Kitapta, Türk ordusunun DAEŞ'i (IŞİD) yenme kapasitesinin olmadığını söylemesi ibretlik çünkü Trump döneminde PKK/YPG ile angajmana girmediler; bu, [eski Başkan Barack] Obama döneminde oldu.
"DAEŞ'e karşı göğüs göğüse mücadele eden tek ordu Türk ordusudur; Suriye'nin kuzeyini DAEŞ'ten temizlerken ABD Pompei'nin olduğu dönemde PKK/YPG ile DAEŞ'lileri otobüslere bindirerek Afganistan'a gönderdiler. Afganistan'daki DAEŞ saldırılarının müsebbibi de bunlar.
"İstanbul'daki 2019'daki görüşmeyle ilgi ise Pompeo'nun yanındaydım. '2019'da biz teröristleri buradan temizleyeceğiz siz de bir ara verin' demek için geldiler, [dönemin ABD savunma danışmanı O'Brian bir kağıtla geldi, biz onu müzakere edilemez bulduk ve yarım saat içinde 11 maddelik kendi önerimizi hazırladık. Bunların 9'unu kabul ettiler 2 'sini de müzakere ettik ve mutabakata vardık. Sonuçta ortak açıklama yapıldı ama bunun yükümlülüklerini yerine getirmediler, dürüst davranmadılar."
"Patrik'e tehditte bulunmamız söz konusu olamaz"
Mevlüt Çavuşoğlu, dönemin Başkan Yardımcısı Mike Pence ile birlikte 2019'daki Ankara ziyaretiyle ilgili ise şunları söyledi:
"İçeride başbaşa görüşmeler olabilir, Cumhurbaşkanı ve Pence arasındaki başbaşa görüşme sırasında ben de Pompeo ile bir başka odada beklerken görüşmenin uzamasından rahatsız oldu ve 'içeri gidelim' dedi. Ben de görüşenlerden birisinin Başkan birisinin Başkan Yardımcısı olduğunu ve protokol gereği liderler çağrımadan gitmenin doğru olmadığını söyledim.
"Pompeo'nun iğrenç dediği videodaki görüntüleri biz yaşadık. Terör örgütü FETÖ, o gece yüzlerce vatandaşımızı öldürdü. O gece yazdıklarından anlıyoruz ki darbe girişimini desteklemiştir, iğrenç dediği video Türk milletinin darbecileri yenmesini gösteriyor, sanırım bundan rahatsız olmuş.
"Yunanistan konusunda ABD'nin denge politikasını bozan bunlar oldu. Sanırım Rum lobisinden oy alabilmek için bunları yazıyor.
"Patrik'e tehditte bulunmamız asla söz konusu olamaz.
"Patrikhane ziyareti konusunda, ziyareti İstanbul'da yapmak istediğini, Patrikhane'ye gitmek istediğini söyledi. Ben de 'benimle görüşmek isteyen Ankara'ya gelir kimsenin ayağına gitmeyiz' dedim."
Kitapta hangi iddialar var?2018-2021 yılları arasında eski ABD Başkanı Donald Trump'ın döneminde Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Mike Pompeo, Never Give an Inch: Fighting for the America I Love (Bir Karışından Bile Asla Vazgeçme: Sevdiğim Amerika için Savaşmak) adlı kitabında anılarını anlatıyor. Kitapta Türkiye ilişkin iddialar da var. Gazeteci Ragıp Soylu, dün (25 Ocak) sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda, kitapta Türkiye ile ilgili iddiaları şu şekilde özetlemişti: "Pompeo, Türkiye ile ilgili ilk meselenin 2017'de Rakka'nın alınması için yapılan müzakereler olduğunu söylüyor. "Pompeo, ellerinde iki seçenek olduğunu birincisinin 'Kürtlerle' yani SDF-YPG ile çalışmak olduğunu, ikincisinin ise Türkiye ile çalışmak olduğunu belirtiyor. 'Mattis ve Dunford'un farklı bir endişesi vardı: Türkiye'nin ordusu IŞİD'i yenme kapasitesine sahip değildi.' "Dunford, Türkiye içinde eğitim gören 'Türk işgal gücünü' görmeye gitti. Türkler bu ziyareti defalarca erteledikten sonra, nihayet birlikleri gözden geçirmesine izin verildi. Gördükleri onu, Türklerin yoğun ABD desteği olmadan IŞİD'i yenme şansının sıfır olduğuna ikna etti.' "Başkan'a SDF ile çalışması gerektiğini açıkladık ve kabul etti. Bu durumda Türklere kötü haberi vermek bendeniz ve Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster'a düştü. Görüşme kötü geçti... Beyaz Saray'daki toplantıda IŞİD'i yenmek için Suriyeli Kürtlerle birlikte çalışacağımızı söyledik. Bir odada hiç bu kadar çabuk patlayan bir öfke görmemiştim. Kalın ve Fidan bağırdı-çağırdı ve ardından hızla odadan ayrıldı.' Ekim 2019'daki görüşmede ne oldu?"Pompeo'nun Ekim 2019'da zamanın ABD Başkan Yardımcısı Pence ile Türkiye'ye yaptığı ziyaret ise bayağı olaylı geçiyor. Trump'ın Erdoğan'a olur vermesinden sonra, Türkiye Suriye'ye giriyor. Ortalık karışınca ikili bir ateşkes yapmak için Ankara'ya geliyor. "'Erdoğan'ın sarayına vardığımızda, Başkan Yardımcısı Pence ile "birkaç dakika" baş başa görüşmek istedi. Yaklaşık yarım saat sonra ev sahiplerimize başkan yardımcısını görmem gerektiğini söyledim. Nafile.' "'Yirmi dakika daha geçti ve artık kararlıydım. İzinsiz koridorda yürüdüm ve Erdoğan ile Pence'in buluştuğu odanın kapısını iterek açmaya çalıştım. Kilitliydi.' "'Daha sonra muhatabıma kapıyı kıracağımızı söyledim - Pence'in 2017'de Türkiye'ye CIA Başkanı iken yaptığım ilk ziyaretimde izlemek zorunda kaldığım 2016 darbesini anlatan aynı üç saatlik videoya maruz kalmasından endişelendim.' "'2016 darbe videosu o kadar uzun ve o kadar iğrençti ki, bunun bir akıl sağlığı sorunu olduğunu düşündüm! Ayrıca gerçek zamanlı olarak ortaya çıkan hassas konuları da tartışmamız gerekiyordu. O yüzden içeriye girmeliydim.' "'Kapıyı kırmak için gösterdiğim gerçek çaba, ekibimin Türk korumaların agresif bir tepki vermesinden endişelenmelerine yol açtı. Ama Türk korumalar hemen bana izin verdi ve sonunda müzakere etmek için hep birlikte odada oturduk.' "'Ankara'daki müzakereler boyunca Kürt ortaklarımız bizimle sürekli temas halindeydi. İsteksizce bu "ateşkes" ile yaşayabilecekleri sonucuna vardılar. Rusların yakın zamanda geliştirdiğimiz bir hava alanından büyük olasılıkla faydalanacağını düşünürsek, en iyi anımız değildi.' "'Müzakerelerde bir noktada haritaları bir masaya yaydık ve ABD'lilerin bulunduğu yerleri işaret ediyorduk. Erdoğan bize pozisyonumuzdan emin olup olmadığımızı sordu. Onayladığımızda, "Bana yalan söyledin" diyen bir bakışla ekibine dik dik baktı. Ekibi kısa bir mola istedi.' Yunanistan-ABD ilişkileri"Pompeo kitabında Yunanistan'la ilişkileri nasıl da derinleştirdiğini gurur duyarak anlatıyor: '1970'lerde kudurmuş bir şekilde ABD karşıtı olan ancak şimdi bizi ortak gören bir ülke olan Yunanistan ile bağlarımızı nasıl güçlendirdiğimizden özellikle gurur duyuyorum.' "'Mitsotakis ile odak noktamın çoğu, Türkiye'nin Akdeniz'de yasadışı enerji aramasıyla ilgilydi. Tarihte ilk kez, 2019'da bir ABD dışişleri bakanı bölgede enerji arama çalışmalarını görüşmek üzere İsrail-Yunanistan-Kıbrıs üçlü toplantısına katıldı.' "Kasım 2020'de daha önce yapılmayan bir şey de yaptım. Yunan dışişleri bakanına Yunanistan'ı bölgede bir "istikrar direği" olarak öven bir mektup yazdım. Türkiye'yi "hesaplı provokasyonlarına son vermeye ve Yunanistan ile derhal istikşafi müzakerelere başlamaya" çağırdım.' "'Bir ABD dışişleri bakanı en son 1970'lerde Henry Kissinger zamanında ABD'nin Yunanistan'a verdiği desteği böylesine açık bir şekilde açıklamıştı ve Yunanlılar sözlerimden çok etkilenmişlerdi. Yunanistan'a yaptığım iki gezi de bu ilişkinin ABD için önemini pekiştirdi.' 2022 ziyareti: "Hükümet kiliseyi tehdit ediyor""Pompeo, kitapta Kasım 2020'de İstanbul'a yaptığı kriz yaratan ziyaretten de bahsediyor. Bu ziyaret sırasında Türk yetkililerin kendisiyle İstanbul'da görüşmesini istemiş, Türkler ise Ankara'ya gelmesini istemişti. "'Kasım 2020'de Ortodoks kilisesinin başı Bartholomeos'u ziyaret ettim. Bu kiliseye dünya çapında 300 milyon kişi bağlı. Türk hükümeti kiliseyi tehdit ediyor, bu yüzden İstanbul gezimde hiçbir Türk hükümet yetkilisiyle görüşmemeye özen gösterdim.' "'Bu basit bir mesajdı: bu kilise bağımsız, devletten ayrı ve özgür kalmalıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu mutlu olmadılar ama Ortodoks dünyası, Amerika'nın Allah'ın verdiği inançlarını koruma haklarını desteklediğini anladı.'" |
(SD)