Esat Canan: Dün öğleden önce üç kişi bir araçla Şemdinli'deki bir pasajın önüne yaklaşır. Bir kişi araçtan inerek pasajdaki bir dükkana poşet içinde bombayı atıyor ve kaçmaya çalışıyor. Kaçmaya çalışan şahıs, diğer iki kişiyle birlikte vatandaşlar tarafından yakalanıyor. Vatandaş zaten bu konuda çok duyarlı. Çünkü 'böyle bir şey olabilir' ihtimali (vardı)... Şemdinli günlerdir korku içinde... Vatandaşlar üç kişiyi yakalıyor, aracıyla birlikte tartaklıyorlar. İtişme kakışma, yara bere içinde... Güvenlik güçlerinin ateş açması sonucu üç faili güvenlik güçlerine teslim ediyorlar.
Bu faillerin kimler olduğu belli mi?
Kimler olduğu konusunda isim olarak bir bilgi yok. Ama emniyete sorduğumda bir kişinin gözaltında olduğunu, diğer ikisinin olmadığını söylediler. Biz ısrarla "Diğer iki kişi nerede? Vatandaşın yakalayıp teslim ettiği üç kişidir. Neden bir kişiyi gözaltında tutuyorsunuz? Niye diğer iki kişi yok?" (diye soruyoruz)...
Ne diyorlar?
Bu sorunun yanıtını hâlâ almaya çalışıyoruz. O konuda resmi makamlar kesin ikna edici bir cevap vermiyorlar. Arkasından o araç çarşının ortasında durdu. Oradaki halk aracın çevresini çevirmiş. Beni aradılar. Ben o sırada Yüksekova'daydım. "Biz üç kişiyi aldık, teslim ettik failler elimizde. Yardımımıza gelin. Deliller burada... Deliller kaybolmasın... Yardım etmeye gelin" diye... Gittim ben. Gittiğimde o araç halkın çemberi arasında duruyordu çarşıda. O aracın tespiti gerekiyordu. Hemen ben savcı beyle, kaymakam beyle, yetkililerle görüştüm. Daha sonra savcı beyle birlikte araç üzerinde bir tespit yapıldı. Ben de o tespitte orada bulunuyordum.
Araçta dikkatinizi çeken bir şey var mı?
Evet. Araçta inceleme esnasında bagajda üç tane kalaşnikof silah, o silahlara ait olduğu görülen - belki başka silahlara da ait olabilir - 10 dolu şarjör, güvenlik güçlerinin kullandığı kamuflaj yeleklerden birkaç tane, bomba yapımı veya imhasında kullanılan bazı dokümanlar, bir de arabanın içerisinde iç koltuk üzerinde siyah çantanın içerisinde makine-kimya menşeli iki el bombası (bulundu)... Fakat bunlardan daha önemlisi dört tane de dosya çıktı. Bunlardan bir tanesi 6-7 sayfalık bir dosya. Ki bu dosyada sadece araçla ilgili bilgiler var. Aracın jandarmaya ait olduğu, tescil belgesi, teslim tutanakları, resmi imzalar ihtiva eden belgelerle dolu... Diğer bir tanesinde bomba atılan dükkanın sahibinin hem resmi, hem ismi, kimlik bilgileri olan bir liste ve o dükkan sahibinin ismi de kırmızı kalemle çizilmiş, belirlenmiş... Ayrıca bomba atılan dükkana, pasaja ilişkin kroki de bu dosyanın içinde. Diğer dosyalarda da Şemdinli'deki bir kısım insanın, parti yöneticilerinin, ileri gelenlerin isim listesi orada. Sakıncalı olanlar, olmayanlar gibi başlıklarla bazı ibareler yazıyordu. O dosyaların tümünün savcı tarafından tutanaklara geçirildiğini gördüm.
Sizin bunu jandarmayla doğrulama şansınız oldu mu? Jandarmaya bu araç sizin mi diye sorma şansınız oldu mu?
Bir değerlendirme toplantısı yapıldı. Ben bunu bu toplantıda söyledim. İl alay komutanımızın yanında söyledim. Aracın önce emniyete, güvenlik güçlerine ait olduğunu söyleyince, emniyet müdürü buna itiraz etti. "Evet" dedim, "doğru; ben yanlış söyledim. Emniyete ait değil, ama jandarmaya aittir" dedim. İl alay komutanımız orada bana itiraz etmedi. "Doğru, araştırıyoruz" dedi.
Yüksekova'da bazı patlamalar yaşandı. Şimdi Şemdinli'de de olaylar yaşanıyor. Genel olarak kentte durum ne?
Toplum tarafından sık sık dile getirilen bir husus vardı. Bana da iletildi. İşyerlerine atılan el bombaları, lav silahları.. Dün ele geçirilen araçta bir istihbarat örgütünün aracında bulunması gereken tüm malzemeler mevcut. Ben bunu daha önce de paylaşmıştım yetkililerle. Olayın oluş şeklinden değerlendirmeye gidildiği zaman... Bu bölgede her şeyi PKK'nin yaptığı söyleniyor. Ama bu olayların büyük bir bölümünün PKK tarafından yapılmadığı öteden beri biliniyor.
Kim yapıyor?
Bu konunun aydınlatılması lazım. Örtbas da edilebilir. Ki o görüntüler de görülüyor.
Örtbas edilmesinden mi endişe ediyorsunuz?
Endişe ediyorum, evet. Bir kere faillerden birinin mevcut olması (gözaltına alınmış olması), diğerlerinin olmayışı ciddi kaygılara düşürüyor beni.
Ne yapacaksınız peki bu konuda bir CHP milletvekili olarak?
CHP milletvekili olarak benim görevim; bu konuda genel merkezi bilgilendiriyorum. Bu konu üzerine gideceğiz. Bu Susurluk olayı gibi. (AB/TK)