Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Genel Başkan Yardımcısı Doğan Ergün, İstanbul milletvekilleri Sera Kadıgil ve Ahmet Şık, Basın ve Halkla İlişkilerden Sorumlu MYK Üyesi İzel Sezer gazeteciler ile kahvaltıda bir araya geldi.
TİP heyeti; 2023 seçimleri, partinin kongre süreci, 2024 yerel seçimleri ve gündeme ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Genel Başkan Erkan Baş siyasi çizgiyi anlattı, gazeteciler ise adayları ve seçim tavrını sordu. Ortaya çıkan tabloda TİP yerel seçimlerde de ittifaklara kapısını kapatmıyor, "aday çıkaracağız" dese de, seçim bölgelerinde de adaylara bakıp karar vereceklerini söylüyor.
Erkan Baş öncelikle bir genel seçim değerlendirmesi yaparak başladı konuşmasına. Büyük kongre öncesinde seçmenler ile buluştuklarını belirten Baş, "Genel olarak hem bizde hem seçmenlerde üzgün olma hali var. Bir siyasi rapor hazırladık, tüm üyelerimize dağıtıldı. Konuşurken gördüğümüz TİP'e oy veren insanlardan pişman olmuş kimse yok. Ama TİP'e oy vermeyen bazı insanların pişman olduğunu gözledik" dedi.
'Son 40 yıl içerisinde en başarılı sonuç'
Baş'a göre TİP, son 40 yıl içerisinde en başarılı sonucu elde etmiş durumda. Yerel seçimlerde ise hedef, "Sosyalist Belediyeler Birliği"ni oluşturmak. Ama bir yandan da önemli bir konunun altını çizerek, "Sadece seçimlerde başarı elde etmek, sadece seçimler yoluyla bu iktidarı, üstelik böyle otoriter, baskıcı bir iktidarı göndermek mümkün değildir" diye devam etti.
Erkan Baş'ın konuşmasının ağırlıklı bölümü yerel seçim stratejisine ilişkindi. Merak edilen ise hangi bölgede kiminle ittifak yapılacağı ya da kimin aday gösterileceğiydi. TİP yönetimi aday belirleme sürecini parti tabanı ile yürüteceğini ifade ediyor. Öte yandan yerel seçimler için de iddialılar:
"Yani Cumhuriyet Halk Partisi'nde bir AKP tembelliği var. 'Yani nasıl olsa AKP tehdidi karşısında yurttaş burada bize oy verecek durumda' inancındalar. Bu rahatlığa son vereceğiz. Bir kısım yerlerde 'AKP buralarda, hiçbir türlü kaybetmeyiz' diyor. Oralara özel çalışmalar yapıyoruz. Yani bazı yerleri AKP'den alma yolundayız."
'Hatay halkı 'Can için Ankara'ya yürüyelim' derlerse yürürüz'
Erkan Baş, hapisteki Hatay Milletvekili Can Atalay'ın durumuna ilişkin de şunları söyledi:
"Sonuçta seçilmiş bir milletvekili bütünüyle hukuksuz bir biçimde cezaevinde tutuluyor. Birincisi şimdi seçildi, mazbatasını aldı. Mecliste kaydı yapıldı. Meclis Başkanlığı'na aday oldu. Bunlar hepsi önemli adımlar. Fakat İnsan Hakları Komisyonu'na mecliste tek bir karşı oy olmadan seçildi. Hatay halkının durumunu aşağı yukarı hepimiz biliyoruz. Üstelik deprem geride kaldıkça zorluklar azalmıyor, artıyor. Oradaki insanlar kendi zorluklarıyla baş başa kalıyorlar. Bir kere Türkiye İşçi Partisi adına Hatay halkına borcumuz yani Can'ı cezaevinden çıkartmamız. 1 Ekim'e kadar Anayasa Mahkemesi'nin kararını vermesini bekliyoruz. 1 Ekim'de Meclis yeniden açıldığında eğer Can bırakılmamış olursa biz Meclis'e gitmeyiz. Biz o gün Hatay halkının yanına gideriz. Deriz ki, 'Sizin milletvekiliniz cezaevinde haksız, hukuksuz bir şekilde esir tutuluyor.' Orada Hatay halkımız ne görev verirse biz onu yaparız. Yani burada oturun derlerse onlarla birlikte otururuz. Yürüyelim Ankara'ya derlerse yürürüz."
Merak edilenlerden biri de hapisteki HDP'li siyasetçiler için de aynı duyarlılığın olup olmadığı yönündeydi. Ancak bu soru yanıtsız kaldı.
"CHP, 'ağzımızın tadı kaçmasın' siyasetini bırakmalı"
"CHP'li Sezgin Tanrıkulu'na yönelik son günlerde bir linç kampanyası var. Ve bu kampanyada TİP'in de oy çağrısı yaptığı Kemal Kılıçdaroğlu da aslında Sezgin Tanrıkulu'na sahip çıkmak yerine onun karşısında bir saf aldı. Buna ilişkin değerlendirmenizi öğrenmek istiyorum" sorusunu ise Sera Kadıgil yanıtladı:
"Doğru bildiklerimi söyleyebileceğim bir partiye geçtiğim için çok huzurluyum. Burada tepki gösterilmesi gereken, Sezgin Tanrıkulu'nun yargı tarafından kesinleşmiş bir kararı dile getirmesi değil, Faik Öztrak'ın açıklamalarıdır. CHP içindeki milletvekillerinin yüzde 70'inin de Sezgin Tanrıkulu'na hak verdiğini biliyorum."
Kadıgil sözlerinin devamında, "Yeşil Sol Parti milletvekili dostumuzun da başına geldi. Yeşil Sol Parti ne yaptı? Çıktı, görüşü kabul edersin veya etmezsin, benim yoldaşımı linç edemezsin diye açıklama yaptı. Aynı tutumu Cumhuriyet Halk Partisi göstermekten daha kaç kere acze düşecek. CHP, 'Aman ağzımızın tadı kaçmasın Ali Rıza Bey' siyasetini bırakmalıdır" ifadelerini kullandı.
(Mİ)