biamag'ın bu hafta editörlüğünü üstlenen isim Hikmet Adal.
Bu hafta biamag’da sınırların ardındaki kırılma anlarına, kadim çatışmaların bugüne miras kalan izlerine, eşitliğe duyulan korkunun tarihsel kökenlerine ve birlikte üretmenin dayanışmacı gücüne tanıklık edeceksiniz. Elbette yine sinema, edebiyat, bellek ve bireysel hikâyelerle birlikte.
Kavel Alpaslan, Türkiye-Yunanistan sınırında sabit bir noktadan göçün izini süren Andrés Mourenza ile “Sınırlar” kitabı üzerinden göçü, ulus-devlet inşasını ve toplumsal belleği konuştu. Aynı annenin çocukları olan bu iki ülkenin yüzleşemediği ortak geçmişi bugünün mülteci krizinde yeniden şekilleniyor.
Vartan Halis Yıldırım, “Trump vs Musk: Fillerin Tepișmesi” başlıklı yazısıyla Amerikan kapitalizminin iç çelişkilerini, savunma harcamaları ve neoliberal verimlilik politikaları üzerinden analiz etti. Hegemonya sarsılıyor, çıkarlar çatışıyor, sermaye blokları parçalanıyor.
Metin V. Bayrak, izleyiciye indirgenen bireyliğin içinden kolektif bir anlam üretimi çağrısı yapıyor. Dayanışarak üretmenin politik ve etik bir direniş olduğunu hatırlatıyor. Arendt’ten Graeber’e, Han’dan Rosa’ya uzanan bir düşünce yolu…
Arslan Özdemir, toplumsal barışın çocukların ana dilinde özgürce konuşabildiği bir düzenle mümkün olduğunu söylüyor. Tek dilin “beka” adına merkeze alınması, diğer dillerin bastırılması toplumsal ayrışmayı derinleştiriyor.
Aykan Sever, “eşitlik korkusu”ndan yola çıkarak, Şili ve Arjantin örnekleri üzerinden yerli halkların mücadelesini ve Latin Amerika’daki yapısal sorunların Türkiye bağlamındaki izdüşümlerini irdeliyor. Barış konuşulurken muhatabın ne söylediğini anlamak, hâlâ temel bir eşik.
Ercan Jan Aktaş, çatışma çözümü süreçlerini dünya deneyimlerinden süzerek Türkiye’deki mevcut sürecin toplumsallaşması gerekliliğini anlatıyor. Kolombiya, Kuzey İrlanda, ETA deneyimleri ışığında neşeli militanlık ve kapsayıcı politik dille yeni bir yol ihtiyacına işaret ediyor.
Haden Öz, Cumartesi Anneleri’nin 30 yıllık direnişini yazıyor. Bir yandan toplumsal hafızayı, diğer yandan vicdanı ayakta tutan bu sessiz haykırış, bugünün en hakiki insanlık sınavlarından biri.
Şeyhmus Diken, Ahmed Arif’in ölümünün 34. yılında “33 Kurşun” şiirine dönerken, yüz yılın tanığı olmuş bir ağıtın zamansız gücünü hatırlatıyor.
Murat Türker, Hindistan’daki Türkiye boykotunun arka planını ve Hindistan-Pakistan çatışmasını belgeseller üzerinden konu edindi.
Evrim Kepenek, Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali’nden izlenimlerini aktardı. "Sanatla ruhumuzu kısa süre iyileştirdik, şifalandık, gündemin ortasına düştük..."
Burak Sarı, körlerin arkadaşlık ilişkilerinde maruz kaldığı sağlamcı bakışı anlatıyor. En temel sosyal ilişkilerin bile mücadeleye dönüşebildiği bu sistemde, sadece arkadaş olmak için bile bazen isyan gerektiğini aktardı.
Cumartesi günü biamag’da buluşmak üzere.
(HA)

