*Fotoğraf: Can Candan
Boğaziçi Üniversitesi'ne 2 Ocak'ta rektör olarak atanan Melih Bulu'ya karşı protestolar 12 haftadır devam ediyor. Güney Kampüs'teki Rektörlük binasına her gün sırtlarını dönen öğretim üyeleri, dün Kuzey Kampüs'te LGBTİ+ toplumunu temsil eden gökkuşağı bayrağını taşıdıkları için gözaltına alınan öğrencilerin serbest bırakılmasını istedi.
TIKLAYIN - Hakim: LGBTİ üyesi misin?
Gökkuşağı renklerindeki şemsiyeleriyle bugünkü nöbetlerini tutan akademisyenler adına açıklamayı Prof. Dr. Kuban Altınel okudu. Açıklamada şöyle denildi:
LGBTİ+'lara yönelik ayrımcılığın sonucu
"Bugün 26 Mart Cuma. Üniversitemiz ve öğrencilerimiz dün öğleden sonra dehşet verici bir polis saldırısıyla karşı karşıya kaldı. Güney Kampüsten Kuzey Kampüse yürüyen öğrencilerimiz, sırf ellerinde LGBTİ+ bayrağı olduğu gerekçesiyle polis tarafından kuşatıldı, dört öğrencimiz GBT kontrolü bahanesiyle alıkondu. Arkadaşlarının bırakılmasını isteyen öğrenciler zorla kampüs içine itildi, 12 öğrencimiz haksız ve hukuksuz şekilde gözaltına alındı.
2021-03-26 Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri 12. Hafta, 60. Nöbet sonrası Açıklaması from Can Candan on Vimeo.
Üniversite ilkelerine uyma çağrısı
"Kampüs içindeki 200'e yakın öğrencimiz polis tarafından gözaltına alınmakla tehdit edildi. Açıkça görülüyor ki bu durum LGBTİ+'lara bizzat iktidar tarafından uygulanan sistematik ayrımcılığın, nefret dilinin ve şiddetin sonucudur. Üniversitenin atanmış rektörlük kurulunun görevi, iktidardan aldığı icazetle öğrencilerini polis şiddetinin ortasına atmak değil; onların haklarını korumak ve güvenliğini sağlamaktır.
TIKLAYIN - Boğaziçi'nde gökkuşağı bayrağı taşıyan öğrencilere gözaltı
"Üniversitemizde din, dil, ırk, etnik köken, fikir, cinsiyet, cinsel yönelim, yaş, bedensel engel ve benzeri özellikler nedeniyle ayrımcılık ve önyargıya yer vermeden herkese adil ve eşitlikçi davranılması esastır. Atanmışları işgal ettikleri pozisyonların gereğini yapmaya, üniversitemizin etik ilkelerine uygun davranmaya çağırıyoruz.
Danıştay'a bir başvuru daha
"Tüm bu şiddet ortamına rağmen, demokratik toplum ve demokratik üniversite değerlerini pek çok farklı mecrada savunmaya devam ediyoruz, edeceğiz. Hukuksuz rektör atamasına karşı açtığımız davanın ardından; üniversitemizde kurulması öngörülen iki yeni fakülteye karşı Danıştay'a başvurduk. Daha önce defalarca dile getirdiğimiz üzere; bu karar üniversitemizin akademik kurullarının ve senatosunun hiçbir talebi ve hazırlığı olmadan alınmıştır; yasanın şart koştuğu şekilde YÖK tarafından herhangi bir planlamaya ve müzakereye de tabi tutulmamıştır.
TIKLAYIN - "Gökkuşağı bayrağı açmanın suç sayılması absürt"
"Siyasal sadakate değil meslekî liyakate dayalı bir akademik kadroya sahip olmaya devam etmek için hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz. Üniversitelerde bilimsel üretimin ve akademik öğretimin kalite ve verimliliğini belirleyecek kararlar, geceyarısı kararnameleriyle değil, çoğulcu, katılımcı müzakere süreçleri ile alınmalıdır.
"Bu hususu, üniversitemizin atanmış Rektörlük Kuruluna da bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Rektörlük Kurulu, göreve geldiğinden beri antidemokratik uygulamalara, iyi niyetli olduğu şüphe götüren, acemice yöntemlerle devam ediyor.
Mantık dışı süreçler
"Seçilmiş dekan ve enstitü müdürlerimiz atanmazken rektör yardımcıları pek çok pozisyona aslen veya vekaleten getiriliyor, bir gün, yapılacak tüm seçimlerin askıya alındığı bildiriliyor; diğer gün "tercih belirleme" adı verilen ancak bir seçimle hangi noktada, ne şekilde ilgisi olabileceğini çözemediğimiz bir yöntem uygulanacağı duyuruluyor. Ardından bu yöntemin de askıya alındığı açıklanıyor. Bu tutarsız, ilkesiz, mantık dışı süreçler; üniversitemizin kurumsal yapı ve işleyişini tahrip etmekte; akademik çalışmalarımıza zarar vermektedir.
TIKLAYIN - Boğaziçi Üniversitesi'nde görevler artık hep erkeklerin
TIKLAYIN - Boğaziçi'nde Fazıl Önder Sönmez'e dördüncü görev
"Bütün bunların sorumlusu olan atanmış Melih Bulu, Gürkan Kumbaroğlu, Naci İnci, Fazıl Önder Sönmez ve bir gecede kurulan Hukuk Fakültesi'ne atanmış Selami Kuran'ın istifasını bir kez daha talep ediyoruz.
"Öğrencilerimizi bırakın"
"Son olarak; gözaltına alınan ve tutukluluğu devam eden öğrencilerimizin derhal serbest bırakılmasını ve üniversitemiz ve çevresinde sürmekte olan polis şiddetinin sonlandırılmasını talep ediyoruz.
"Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz."
(DŞ)