* Fotoğraf: Canva
Birleşik Krallık, Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılalı bugün tam 3 yıl oldu.
Uluslararası kamuoyunda "Brexit" olarak bilinen sürecin ülke ekonomisi, siyaseti ve toplumu üzerindeki muhtemel etkileri Brexit öncesinde olduğu gibi Brexit'ten yıllar sonra da tartışılmaya devam ediyor.
Örneğin, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) bundan bir gün önce, 30 Ocak 2023'te yayınladığı veriler, bu noktada dikkate değer görünüyor.
IMF'nin küresel ekonomik büyüme hızına ilişkin son yayınladığı veriler, 2023 yılında G-7 ülkeleri arasında sadece Birleşik Krallık'ın ekonomisinin daralacağını gösteriyor. Eğer IMF'nin öngörüsü gerçekleşirse, Birleşik Krallık ekonomisi yıl sonunda yüzde 0,6 oranında daralmış olacak.
Peki, Brexit'in tamamlandığı 31 Ocak 2020 tarihinden bu yana ülkede neler oldu? Neler değişti? Avrupa basını bu değişimleri nasıl takip etti?
Geride kalan üç yılın bilançosunu çıkaran yorumcuların değerlendirmelerini, euro|topics'in Avrupa basınından derlemesiyle aktarıyoruz...
"Brexit'in tek bir olumlu sonucu oldu"
Hollanda'nın NRC Handelsblad gazetesi, Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılmasının olumsuz sonuçlarını iki taraf açısından da ele alıyor:
"Avrupa bütçesine aktarılan milyonların Büyük Britanya sağlık hizmetleri için tahsis edileceği vaadi yerine getirilmedi.
"Brexit'ten sonra, Büyük Britanya'nın diğer ülkelerle kendi ticaret anlaşmalarını imzalaması gerekti; ancak bunun şimdiye kadarki etkisi hayal kırıklığından öteye geçemedi. ... Vaat edildiği gibi Krallık'a yönelik göç azalmadı, aksine arttı.
"Genel itibarıyla bilanço, ticarette, savunmada ve jeopolitikte önemli bir ortağını kaybetmiş olan AB ülkeleri açısından da olumsuz. Aslında Brexit'in tek bir olumlu sonucu oldu: AB'den olası bir ayrılma hevesi, Avrupa kıtasında cazibesini büyük oranda yitirdi."
"Halkın yarısından çoğu 'hataydı' diyor"
Birleşik Krallık'ın The New European haftalık gazetesine göre, Muhafazakar Parti lideri Rishi Sunak iktidara geldiğinden beri ülkenin AB'den ayrılması meselesinde ortalık hissedilir ölçüde sakinleşti:
"Sunak'ın soğukkanlı yönetim anlayışı ve Brüksel'le ilişkileri yoluna koyma çabaları, Brexit'in seçmenlerin birincil endişeler listesinden düştüğü algısıyla uyumlu. 2022 sonlarında UK in a Changing Europe düşünce kuruluşu adına gerçekleştirilen bir anket, Brexit'in Büyük Britanyalıların önem atfettiği ilk on mesele arasında dahi yer almadığını ortaya çıkardı.
"Buna paralel olarak, ülke atmosferinde de adım adım derinlikli bir değişim yaşandı ve bu değişim Downing Street'in de gözünden kaçmamış olmalı.
"Artık Büyük Britanyalıların yüzde 60'ı, AB'den ayrılmanın Birleşik Krallık için hata olduğuna inanıyor."
"Ülke Brüksel'in zincirlerinden kurtuldu"
Bir başka Birleşik Krallık gazetesi The Sun ise diğer yayınlardan biraz farklı olarak Brexit'in ekonomiye olumlu etkileri olduğu kanısında:
"Brexit'in üçüncü yıldönümü yaklaşırken, Sunak hükümeti bir dizi yeni yatırım teşviki ilan etti. Ekonomi Bakanı Grant Shapps, ülke üç yıl önce Brüksel'in zincirlerinden kurtarıldığından beri milyarlar tutarında yatırım gerçekleştirildiğini vurguladı.
"Bunlar iyi haberler. Ancak, sürekli skandallara bulaşan bir partiden bıkmış seçmenleri ikna etmek istiyorlarsa, Muhafazakârların bu mesajı yüksek sesle ve açık bir şekilde iletebilmeleri gerekiyor.
"Sunak'ın Brexit sonrası refaha kavuşmuş pozitif bir Büyük Britanya imajını pazarlaması ve bunu da tutkuyla yapması şart. ... Bunun için de Başbakan'ın selefinin iş bitirici ruhundan bir şeyler öğrenmesi gerekiyor."
"Bu böyle daha ne kadar devam edebilir?"
Son olarak, Fransa'nın Les Echos gazetesine göre, Birleşik Krallık'taki partiler mümkün mertebe Brexit sorununun etrafından dolanıyor:
"Kimse adını koymak istemese de Brexit şu anda odadaki fil konumunda. Muhafazakârlar, Nigel Farage'ın UKIP'inin mirasını devralan AB karşıtı Reform UK partisinin yeniden güç kazanmasından korkuyor, İşçi Partisi ise 2019'da yanlarında durmayarak ağır hezimete yol açan işçilerin desteğini sonsuza kadar kaybetmekten endişe ediyor.
"Görünüşe göre, 2024'te gerçekleştirilecek bir sonraki parlamento seçimlerinde asıl kavganın yalnızca 'Kızıl Duvar'da, yani İngiltere'nin yoksullarının yaşadığı kuzeydeki Brexit yanlısı seçim bölgelerinde kopacağını öngörüyorlar. Peki bu böyle daha ne kadar devam edebilir?" (SD)