Alternatif Bilişim Derneği, 22 Kasım 2011'de Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından yürürlüğe sokulan "Güvenli internet hizmeti" adlı uygulamanın birinci yıl dönümü nedeniyle bir metin yayımladı.
"Yurttaşı 'Güvenli internet hizmeti' değil, internetin bilinçli ve farkındalık sahibi güvenli kullanımı korur..." başlıklı metinde "Güvenli internet hizmeti"nin "Devlet eliyle merkezi filtre sistemi" uygulaması olduğunun altı çizildi ve uygulamaya ilişkin yürütmeyi durdurma istemiyle açılan iptal davasının halen Danıştay'da devam ettiği belirtildi.
BTK'ya sorular
BTK'nın, 22 Şubat'ta aldığı birinci filtre kararından, tepkiler sonucunda vazgeçtiğinin belirtildiği bildiride, Ağustos'ta BTK'nın filtre üzerindeki belirleyici yetkisini bozmayacak şekilde, "Güvenli İnternet Hizmeti Çalışma Kurulu" (GİHÇK) isimli bir yapıyı gündeme getirdiği ifade edildi.
Bugüne değin aile ve çocuk filtresinde yer alacak listeleri oluşturmak için kurulan GİHÇK'in çalışması ile ilgili olarak kamuoyunun bilgilendirilmediğine dikkat çekilen metinde şu sorulara yer verildi:
* Acaba bu Kurul geçtiğimiz süre boyunca kaç kere toplanmıştır?
* Kimler bu toplantıya iştirak etmiştir?
* Aileye uygun listenin kriterleri nelerdir?
* Çocuğa uygun listenin kriterleri nelerdir?
* Bu listeler hazırlanırken hangi uzmanların görüşlerine başvurulmuştur?
* Dünyadaki ve Türkiye'deki hangi bilimsel araştırmalardan yararlanılmıştır?
* Uyar-kaldır sistemi Güvenli İnternet Hizmeti'yle ne kadar ilişkilendirilmiştir?
* Standart paket kullanan yurttaşlar "merkezi filtre sistemi"nden ne kadar etkilenmektedir?
"Türkiye internette Avrupa'nın en gerisi"
Güvenli İnternet Hizmeti uygulamasından sonra internet okuryazarlığı durumunda olumlu bir değişiklik olmadığını belirten Alternatif Bilişim Derneği, 33 Avrupa ülkesinde gerçekleştirilen araştırmada Türkiye'nin de katılımcı ülke olduğu Avrupa Çevrimiçi Çocuklar Araştırması (EU KidsOnline) Ekim 2012 Türkiye raporuna göre, Ekim 2011'deki sorun saptaması ve tespitin devam ettiğini belirtti.
"Türkiye'de hem çocuklar hem de ebeveynler internet mecrasında düşük beceriye, düşük kullanıma sahiptir ve bundan ötürü de görece düşük risklerle karşı karşıya kalmaktadır.
"Türkiye'de çocuklar Avrupa'daki çocuklar arasında internet kullanım becerileri açısından en son sırada yer almaktadır: Türkiye'deki çocukların ortalaması sekiz üzerinden 2,6 iken diğer Avrupa ülkelerinde bu oran 4,2'dir. Türkiye'deki çocuklar ayrıca güvenli internet kullanımı becerileri konusunda en az bilgiye sahiptir.
"Tüm Avrupa ülkeleri arasında, Türk ebeveynlerin internet kullanımı en düşük seviyede ve internet hakkında en az bilgiye sahiptirler."
"Tek tip aile ve çocuk tasarısı"
Alternatif Bilişim Derneği, "güvenli internet hizmeti" ile toplum için tek bir aile tipi ve tek tip çocuk tasarlandığını, internetin "öcü" ve "tehdit" kaynağı olarak görüldüğünü belirtiyor.
"Korumacı/kollamacı devlet-pasif yurttaş klasik yaklaşımını somutlayan 'güvenli internet' uygulaması, yurttaşların bilinçli ve farkındalık sahibi olarak interneti güvenli kullanmalarına yönelik bir zemin hazırlamamıştır.
"Bu uygulama aynı zamanda, internet dolayımlı işlenen kimi bilişim suçlarını azaltmaktan uzaktır. Bilakis, anaakım ulusal medya ve kamu erki sürekli İnternet dolayımlı suçlara yönelik bir panik söylemi üretmektedir.
Dernek, EU Kids Online National Perspectives raporunda Türkiye ile ilgili yer alan bir saptamaya dikkat çekiyor:
"Maalesef, bugün Türkiye'de, hükümetin çabaları daha güvenli bir internet oluşturma konusunda daha üst düzey erişim kısıtlamalarına odaklanmıştır. Bu kısıtlamalar mevcut yasal önlemlerin geniş, orantısız ve keyfi kullanımı aracılığıyla uygulanmaktadır.
"En az 14.907 web sitesi Ağustos 2011-2012 arasında kanun hükümleri uyarınca engellenmiştir. Bu tür eylemler kesinlikle panik reaksiyonunun sonucudur ve çeşitli AB raporlarında ve toplantılarında belirtildiği gibi hükümetin internet kısıtlama ve sansür etme girişimleri kesinlikle vatandaşlar için daha güvenli bir internet sağlamak için uygun değildir. Türkiye vatandaşları için güvenli interneti sağlamak için daha demokratik çözümler geliştirmelidir." (EKN)