Ne kapısı var, ne penceresi...
İçinde çöpler, bir yanına peribacası devrilmiş, bir ara yıkılsın diye kolonu tahrip edilmiş; üstelik içinde iki tane değerli duvar resmi var.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'na ait tescilli bir konaktan bahsediyoruz.
Kapadokya Bölgesi'nde Nevşehir'e bağlı Ürgüp ilçesindeki Sucuoğlu Konağı.
Musaefendi Mahallesi'nde yer alan ve geleneksel mimariyi temsil ettiği için 1987'de tescil edilen Sucuoğlu Konağı'nda 1911 tarihli İstanbul ve Edirne'ye ait iki adet duvar resmi bulunuyor.
Renda: Edirne resmi azdır
* İstanbul resmi
* Edirne resmi
İmza bölümü silindiği için kimin yaptığı belli olmayan resimleri, gayrimüslim bir ressamın çizmiş olabileceği tahmin ediliyor.
Koç Üniversitesi'nden Prof. Dr. Günsel Renda, bir dönemin hem resim sanatına hem de sosyal yaşamına ışık tutan resimlerin önemsenmemesine ve korunamamasına çok üzüldüğünü belirterek "Bu resimler bir an önce korumaya alınmalı" diyor.
"Taşra evlerinde imparatorluğun başkentine özlem duyulduğu için birçok İstanbul resmi vardır ancak Edirne resmi çok azdır. Benim bildiğim Nevşehir'de iki tane Edirne resmi var. Maalesef bu resimler önemsenmiyor ve korunmuyor; çok üzücü."
Peribacası devriliyor, kolonu baltalanıyor
Peki, Aziz Nesinlik bir hikaye diye anlatılan konağın bu hale gelmesi nasıl oldu?
Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) Ürgüp temsilcisi Mustafa Kaya anlattı.
Tescilli konağın, resimlerinin olduğu kısmında duvar ve çatı yıkık halde olduğu için korumaya alınması gerekiyordu. Kaya, kaymakam ile valiyi ikna ediyor ve bina sahibinden restore edilip kent müzesi yapılmak için valilik tarafından satın alınıyor.
Yıl 1993, bu esnada Kaya, üniversite öğrencileriyle birlikte resimler daha fazla zarar görmesin diye üstlerini naylonla örtüyor.
Valilikten Kültür ve Turizm Bakanlığı'na geçen bina için bir yıl sonra restorasyonun ilk etabı için bütçe gönderiliyor. Konağın çatısı ve duvarları yapılıyor; yapı biraz kendine geliyor. Ancak geçen süre zarfında ince işler için ikinci etap parası gelmiyor.
Kaya, sahipsiz kalan konağa ara sıra gidip kimse girmesin diye kapısının arkasına taş koyuyor. Ancak konağın avlusunda bulunan peribacasının altındaki taşlar kimliği belirlenemeyen kişilerce çalındığı için bacanın yarısı konağın üstüne çöküyor; evin yarısını dolduruyor.
Kuruldan "köpek bağlamışlar" iddiası
Bu kadarla da bitmiyor. Evin bir sütunu yine kimliği belirsiz kişilerce bina yıkılsın diye (yerine bir otel ya da restoran yapmak için muhtemelen) tahrip ediliyor.
İddiaya göre, sütunun tahrip edilmesi sözlü şekilde Koruma Kurulu'na iletiliyor. Kuruldan gelen yanıtta "Sütuna köpek bağlanmış, ondan tahrip olmuştur" deniyor. Ardından hemen sütun sıvayla örtülüyor.
Bugüne geldiğimizde konağın ne kapısı var, ne penceresi. Son dönemde konağın bakanlıktan Kapadokya Meslek Yükseokulu'na restorasyon yapılmak üzere geçirildiği iddiaları var. Okul yönetimi ise henüz tahsil işleminin gerçekleşmediğini ancak konağın okula geçeceğini söyledi.
Sucuoğlu Konağı kurtuluşu için yıllar içinde gittikçe artan restorasyon maliyetinin karşılanmasını ve yerel yönetimlerin ilgisini bekliyor. (NV/HK)
* Tahrip edilmiş kolonun fotoğrafı Mustafa Kaya tarafından 2011'de çekildi.