Toplanan imzaların amacı, ilköğretim okullarında ve liselerde gerici ve bilimdışı bir düşüncenin hakim olmasına karşı tavır almak ve toplumun dikkatini okullarda yaşanan muhafazakarlaşmaya dikkat çekmekti.
Öyle ki, son iki yılda müfredatta yer almasına rağmen, derslerinde evrim kuramından bahseden öğretmenler hakkında soruşturmalar açılmış ve sürgün cezaları verilmişti.
Evrim Teorisini anlatan öğretmenlere soruşturma
Ankara'da 2004 yılında öğrencilerine Charles Darwin'den bahseden bir öğretmen hakkında soruşturma açılmış ve soruşturma sonucunda şu ifadeler tutanağa geçmişti: öğrencilerin beyinlerinde tahribata yol açmak.
Aynı şekilde, Mersin'de ilerici olarak bilinen ve derslerinde öğrencilerine evrim kuramını anlatan öğretmenler, Aziz Nesin hikayelerindekine benzer bir durumla karşılaşmış, mahalle imamının ve muhtarının kışkırtması ve ihbarıyla, çeşitli disiplin suçlarına katıldıkları bahane edilerek haklarında soruşturma açılmış ve sürgün edilmişlerdi.
Saldırılara karşı dayanışma
Üniversite Konseyleri Derneği'ni harekete geçiren işte bu çağdışı tablodur. Çağdışılığın, saldırganlıkla birleştiği noktada bu tabloya en uygun tepkinin dayanışma yoluyla sağlanacağı ortaya çıkmıştır.
Eğitim sistemindeki gerici vurguların müfredattan çıkartılması, Üniversite Konseyleri'nin ve 700 akademisyenin altına imzasını koyduğu metnin ana hedefidir. İlköğretim 8. sınıf ve lise 3. sınıf biyoloji ders kitaplarında evrim kuramına ve yaradılışa ilişkin düzenlemeler, bilimin geldiği nokta ve dünyadaki uygulamalar düşünüldüğünde amaçlı ve bilinçli bir çarpıtmayı içermektedir.
Ders kitaplarında evrim teorisi ve yaradılış
Eğitimde gelinen süreci özetlemek gerekirse, evrim kuramı müfredata ilk olarak 1957 yılında girmiştir. Buna karşılık, yaradılış konusundaki görüşler Anavatan Partisi hükümeti döneminde, evrim teorisinden tam 28 yıl sonra, yani 1985'te müfredata eklenmiştir.
Yaradılış düşüncesi, özellikle 12 Eylül darbesinin ardından, gerici çevrelerin de desteğini arkasına almış bir partinin Milli Eğitim Bakanı'nın tek bir kararıyla, Meclis oyuna başvurmaksızın müfredata sokulmuştur.
Müfredatı gericileştirme gayretleri, sonraki yıllarda da sürmüş, özellikle AKP iktidarı döneminde somut değişiklikler müfredata girmiştir.
Fen bilgisi kitaplarının içeriğinde değişim
8. sınıf ders kitaplarında yapılan şu değişiklikler ve çıkartılan şu bölümler amaçlananın dini, bilim haline getirmekten başka bir amaç içermediğini bizlere gösteriyor:
İlköğretim 8. sınıf fen bilgisi kitabının 2005 yılı baskısında daha önceden doğru kabul edilen Darwin'in evrim kuramı hakkında şu ifadeler kullanılıyor: "Darwin, yeni türlerin doğal seleksiyon sonucu ortaya çıktığını varsaymış, fakat düşüncelerinde yeterince kanıt toplayıncaya kadar tereddüt etmiştir."
Ayrıca evrim kuramı ile yan yana getirilen yaradılış düşüncesi lise 3. sınıfbiyoloji kitaplarına şu şekilde giriyor: "Yaradılış görüşü, evrenin Tanrı'nın koyduğu kurallar çerçevesinde belirli bir düzene göre işlediğini ve bu düzenin tesadüfen ve kendiliğinden oluşmayacağını belirtir. Bu görüşe göre, evrendeki her varlık bir amaca yönelik yaratılmıştır. Bu amacı belirleyen de Tanrı'nın kendisidir."
Anayasa'nın laiklik ilkesine de aykırı
Yukarıdaki satırlarda gelişen tartışma Üniversite Konseyleri Derneği'nin önümüzdeki günlerde mahkemeye taşıyacağı gerekçeleri içinde taşıyor. Bilim ile dinin eğitim alanında aynı kapsam altında ele alınması, dünyada laik hukuk ile yönetilen ülkeler arasında sadece Türkiye'de gözlenen bir durum.
Bu durumun hukuki yollardan tersine çevrilmesi anayasal olarak mümkündür. Şubat'ın son haftası Milli Eğitim Bakanlığı'na verilecek dilekçe ile müfredata bir değişiklik önerisinde bulunulacak. Bu dilekçe eğer kabul görmez ise gerçek bir mücadelenin başlayacağını söyleyebiliriz. İşte o zaman Türkiye'de aydınlanmadan yana olan tüm akademisyenlerin tarafında olması gereken gerçek bir cephe açılacak.
Özetleyecek olursak;
Evrimi müfredattan çıkartmak, yerine yaradılışı koymak, bilimin karşısına dini, öğretmenin karşısına hocayı çıkartmaktır. Üniversite Konseyleri Derneği olarak başlattığımız bu aydınlanma mücadelesini yurdun dört bir yanına yaymamız gerekiyor.
Babasından okula gitmenin iznini alamayan, okulda öğretmeninden dinlediği evrim kuramını ailesine anlattığında "ağzına acı biber sürülen" gençler bizim geleceğimizdir.
Gericiliğe karşı başlatılan mücadele, Türkiye'nin aydınlık gençlerinin aydınlık beyinlerinin yetişmesi, Türkiye'nin bağımlılıktan ve karanlıktan kurtulması için en büyük ihtiyaçtır.(ÖG/GS)
*ÜKD Genel Sekreteri
Boğaziçi Üniversitesi-Araştırma Görevlisi