Halkların Demokratik Partisi (HDP) sözcüsü Osman Baydemir, partisinin genel merkezinde yaptığı basın açıklamasında bugün yapılan HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısındaki gündemlere ve MYK'nın değerlendirmelerine ilişkin konuştu.
Recep Tayyip Erdoğan’ın HDP Eş Genel Başkanı için söylediği “O kişi bir teröristtir” sözleri ve Demirtaş’ın tutukluğu konuşmada öne çıktı.
Baydemir, “MYK olarak AKP Genel Başkanı’na “haddini bil” diyoruz” dedi. MYK’nın suç duyurusunda bulunduğunu ve avukatlarının da tazminat davası için hazırlıklara başladığını açıkladı.
Erdoğan, Hamburg’daki G20 zirvesinden sonra düzenlediği basın toplantısında Demirtaş için “O kişi bir teröristtir ve öyle bir terörist ki, bütün benim Kürt kardeşlerimi sokağa döküp, ondan sonra sokağa döktüğü Kürt kardeşlerimi yine Kürtlere öldürten birisidir” demişti.
Demirtaş, tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi’nden “AKP Genel Başkanı’na Açık Çağrı” başlığıyla gönderdiği mektubunda “8 aydır emrindeki savcıların ve bazı hakimlerin 6-8 Ekim Kobani olayları için halkı sokağı yakıp yıkmaya çağırdığıma dair tek bir delil bulamadılar. Elinde böyle bir delil varsa, çaresizlik içinde aleyhime delil arayan savcılarına teslim etmeni istiyorum” yanıtı vermişti.
“Demirtaş, Nuriyeler işinden olmasın diye cezaevinde”
Baydemir’in konuşmasından satır başları şöyle:
“Nuriye ve Semih, bütün haksız yere elinden ekmeği alınanların sözcüsü olmaya devam edecektir. Hak, hukuk, adalet tecelli olsun, faşizm bu ülkede kurumsallaşmasın diye mücadele ettikleri için bedeller ödetiliyor.
“Demirtaş cezaevinde, Yüksekdağ cezaevinde ise Semihler, Nuriyeler, akademisyenler işinden, aşından olmasın diyedir. Böylesi saygın bir mücadelenin sözcüsü olan bir siyasi partinin liderini, AKP Genel Başkanı itham etmiştir. MYK, AKP Genel Başkanı’nın hakaretini misliyle iade etmektedir.
“MYK olarak AKP Genel Başkanı’na ‘haddini bil’ diyoruz. Bir parti genel başkanı hem Cumhurbaşkanı olur hem yargıyı yönetmeye çalışırsa o ülkede demokrasinin zerresi kalmaz. Demokrasi olmadığı için bu hadsizlik, hukuksuzluk her gün devam ediyor.”
“Erdoğan talimat veriyor”
“Yüksekdağ ve Demirtaş cezaevindeyse hukuk, iktidar partisinin sopası haline dönüştürüldüğü içindir. AKP Genel Başkanı diyor ki 6-8 Ekim Kobanê eylemlerinde 54 insan hayatını kaybetti. Hiçbir can için HDP bir ayrımcılık yapmıyor. Bütün yitirdiklerimizi yüreğimizin derininden hissediyoruz. Katledilenlerin 44’ü bizzat HDP üyesidir.
“Tek bir delil yok, 8 aydır Demirtaş rehin tutuluyor, onu bu dosya ile irtibatlandırmak suçtan, sorumluluktan kaçma çabasıdır. Ankara’daki mahkemeler neredeyse 8 aydır Kobanê Olayları dosyası ile irtibat kuramadılar. Ama baskı ile tehdit ile dosya birleştirilmek istendi. Bu talimatı kimin verdiği belli oldu. Bizzatihi AKP Genel Başkanı Erdoğan talimat veriyor.”
“Savcılara tehdittir”
İspatlanmıştır ki Türkiye’de iç hukuk yolları tüketilmiştir. AKP Genel Başkanı’nın bu açıklaması aynı zamanda AYM’ye, hakim ve savcılara tehdittir. ‘Bunun gereğini yapmazsan senin başına ne getireceğimi ben bilirim’ denmektedir. Türkiye’de hukuk, yargı bağımsızdır demek 21. yüzyılın en büyük gerçek dışı beyanlarından birisidir.
“MYK’mız suç duyurusunda bulundu. Aynı şekilde avukatlarımız da tazminat davası için hazırlıklara başladı. Bununla da yetinmeyeceğiz. Uluslararası arenaya da taşıyacağız. Erdoğan’ı bu beyanları AİHM’e gönderilen dosyaya da eklendi. Yargıya verilen talimat olarak belgelerde yerini aldı.
“Yapılması gereken tek şey gerçeklerle yüzleşmektir. Demirtaş’ın beyanları HDP’nin beyanlarıdır. Eğer o fikriyata kulak verilmiş olsaydı, Türkiye AKPM’de yeniden izleme sürecine alınmış olmayacaktı, müzakerelerin durdurulması kararı alınmış olmayacaktı. Erdoğan gündem değiştirmeye çalışıyor ama bu tuzağa kendisi düştü. Erdoğan’ın bu beyanı yargının nasıl bağımsız olmadığının ispatıdır.
“Erdoğana’a sorsanız hepsi terörist”
“Cumhurbaşkanı’nın beyanatlarına baktığımızda kimler terörist kimler değil diye analize girdiğimizde herhalde terörist olmayanların listesi olanların listesinden daha kısa olacaktır. Örneğin IŞİD, El Kaide, El Nusra, daha düne kadar IŞİD mensupları Türkiye’de tedavi ediliyordu.
“Türkiye’de 167 gazeteci cezaevinde. Erdoğan’a sorsanız hepsi terörist. Daha iki gün önce İstanbul’da toplantı sırasında insan hakları savunucuları gözaltına alındı. Eğer Erdoğan’ın kötü dediğine iyi, iyi dediğine kötü derseniz onun gözünde teröristsiniz. Bunun tüm dünyadaki karşılığı faşizmdir.
“AYM kararın sahip çıkmalı”
Biz çağrımızı yeniliyoruz. AYM çıkıp boyun eğmeyeceğini açıklamalıdır. AYM daha önce altında imzası bulunan Balbay kararına sahip çıkmalıdır. Türkiye’de nasıl iç hukuk tüketildiyse, şimdi de Meclis’in kendisi tüketilmektedir.” (BK)