29. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası etkinlikleri kapsamında Salı günü Maçka Parkı'nda LGBTİ+'ların yapacağı pikniğe polisin önce izin vermemesi, daha sonra ise saldırıp bir kişiyi gözaltına almasına, LGBTİ+ örgütlerinden gelen tepkiler devam ediyor. LGBTİ+ aktivisti Hasret P.Y. Maçka Parkı'nda yaşadıklarını ve LGBTİ+ mücadelesinde gelinen noktayı bianet'e değerlendirdi.
29. Onur Haftası için planlanan Heybeliada pikniği, Adalar İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından yasaklandı. Bu engellemenin ardından piknik Maçka Parkı'na taşındı. Şişli Kaymakamlığı 'Milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi' gerekçesiyle Onur Haftası kapsamında düzenlenmesi olası tüm etkinliklerin 30 gün boyunca yasakladığını açıkladı. Salı günü dayanışma amacıyla Maçka Parkı'nda buluşan LGBTİ+lar, polisin orantısız müdahalesiyle karşılaştı. Sosyal mesafeye dikkat ederek gerçekleştirilen piknik alanına giren polis, alanın boşaltmasını istedi. Ancak polis müdahalesiyle bir aktivistin kolu kırıldı ve diğer aktivistlere şiddete maruz kalarak gözaltılar gerçekleşti. |
TIKLAYIN- Polis LGBTİ+'ların pikniğine saldırdı: 1 gözaltı
"Tutunacak bir dal var"
Hasret’e göre, tüm baskılara rağmen Onur Haftası ve yürüyüşleri LGBTİ+’ların birbiri ile dayanıştığı ve güçlendiği kıymetli bir alan. "Yıllarca bu tip etkinlikler çeşitli bahanelerle sistemsel şiddet ve yasaklanmalara maruz kaldı" diyen Hasret, mazisi henüz 2000’lerin başına dayanan bu hareketin, bugün yüzbinlerce insanın katıldığı kitlesel bir isyana dönüştüğünü ifade ediyor.
Maçka Parkı’nda yaşananların politik bir müdahale olduğunu söyleyen Hasret şöyle devam ediyor: "Onur yürüyüşlerine ve haftalarına yapılan yasaklar insanları daha da politik olmaya ve bu konuda ses çıkarmaya itiyor. Anlayamadıkları şey bu. Haftanın herhangi bir gününde Maçka Parkı’nda yapılan pikniğe sert bir şekilde saldırıp, insanlara şiddet uygulanan bir alana çevirdiler. LGBTİ+’lar her alanda maruz kaldıkları ayrımcılık ve şiddeti artık daha derinden hissediyorlar. Onur Haftası ve yürüyüşleri baskı ne kadar artarsa artsın, tutunacağımız bir dal oluyor."
"Huysuz zorba çocuklar gibiler"
LGBTİ+’lar ne zaman bir araya gelse etraflarında anında eli silahlı, her an müdahale edebilecek coplu insanlar gördüğünü aktaran Hasret, bir arada olmanın rahat ve güvenilir hissettirmesinin kendilerini Maçka’da buluşturduğunu söylüyor. Bu kuvvetli, ortak hissi ve yaşananları ise şöyle aktarıyor: "Şiddete rağmen belki de kendimi en güçlü hissettiğim anlardan birini yaşadım o gün. Evet, kabul görmemenin bu şiddette etkisi var. Bizim farklılıklarımızı kabul etmeyen çevreler hep vardı. Biz de hep vardık ve var olmaya devam edeceğiz. Kendilerinden farklı olana düşmanlıkları var. Bu insanların farklılıkları akılları almıyor ve o kırılgan egoları, yitik hayatları içinde bizim gibi renkli insanları görünce kaldıramıyorlar.”
Hasret, her zaman gidecek bir yer bulduklarını ve ısrarlı bir şekilde yaşam haklarını istemeye devam edeceklerini ve her şeye rağmen hala var olduklarını, inatla mücadeleye devam edeceklerini ifade ediyor. "Bu durum bizi istemeyenleri daha çok çıldırtıyor" diyen Hasret, Maçka’da yaşananları anlatmaya şu sözlerle devam ediyor: "Maçka’da yaptıkları, oyuncağı alınmış, huysuz zorba çocuklar gibiydi. Gelip bizi yerimizden kaldırdılar ve oraya oturup saatlerce beklediler. Cidden çok komik bir görüntüydü. Yaşam hakkı tanımadıklarına defalarca şahit olduk ama basit bir piknik hakkımızı da bize çok görüyorlar ve bu beni çok üzdü."
"Dünya değişiyor, ülke de değişecek"
LGBTİ+’ların yıllardır sivil toplum ve dayanışma ağları kurarak yasal haklarının korumak adına mücadele verdiğini aktaran Hasret, şiddetin dozu ne kadar artarsa artsın bu mücadelenin umut dolu olduğunu ve vazgeçmediklerinin altını çiziyor: "LGBTİ+lar mücadeleyi artık hukuki alana ve Meclis gibi alanlara da taşıyorlar ve davalar açabiliyorlar. Kürsülerden daha gür bir sesle konuşabiliyorlar. Bunlar çok güçlendiren ve umut veren şeyler. Yukarıdan gelen şiddet ne kadar artarsa artsın biz bir yerlerden taşıyoruz ve bunu görmek mutlu ediyor beni."
"Dünya değişiyor, bu ülke de değişecek" diyen Hasret, "Zaman artık bizden yana, bunu her ne kadar görmek istemeseler de bu böyle. Artık daha kötüsü de olmaz dediğimiz ne varsa en beterini yaşadık. Biz bir şekilde üstesinden geliyoruz, yine geliriz. Bir arada olmaya ve güçlü durmaya devam ediyoruz."
NOT: Onur Haftası yarın (26 Haziran Cumartesi) 17.00'de yapılacak Onur Yürüyüşü'yle devam edip Pazar günkü etkinliklerle kapanışını yapacak.
(EÇ/NÖ)