Haberin Kürtçesi için tıklayın
Başbakan Binali Yıldırım, “Fırat Kalkanı” adı verilen Suriye’nin Cerablus bölgesine, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) operasyonuyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Yıldırım, Habertürk, Show TV, Bloomberg HT’nin dün akşamki ortak canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Operasyonla ilgili, “Ciddi anlamda sınırlarımızda bir tehdit oluştu. Bunun üzerine, böyle bir harekatı yapmaya karar verdik” diye konuştu.
“Bölgede Suriyeliler olacak”
Operasyon zamanlamasının tamamen oradaki durumun gittikçe kritik hale gelmesiyle ilgili olduğunu belirten Yıldırım, “Yoksa 'Amerikan Başkan Yardımcısı geliyor veya Barzani geliyor, diye ilişkilendirmek açıkçası aşırı bir yorum olur. Öyle bir şey yok.” dedi.
Yıldırım sözlerine şöyle devam etti:
“Ana mantık, DEAŞ [İslam Devleti/IŞİD] ile mücadele etmek, diğer terör gruplarıyla mücadele etmek, Suriye'nin gelecekte toprak bütünlüğünü bozmadan, bütün etnik grupların, Kürt, Arap, Nusayri gibi hepsinin birlikte yaşayacağı bir Suriye inşa etmek. Böyle bir hedef var. Bu hedefin gerçekleştirilmesi için de biz gereken çabayı, gayreti gösteriyoruz.
“Bu bölgede Suriyeliler olacak. Bizim Suriye'nin topraklarında gözümüz yok. Bizim hassasiyetimiz, bu toprakların oldu bittiye getirilerek, PYD-YPG unsurlarınca işgal edilmemesi.
“Suriye muhalifleri Cerablus'a yerleştiler, oradaki alanları, köyleri kontrol etmeye başladılar. Cerablus da dahil, bütün alanın YPG ve PYD'den temizlenmesi lazım.”
ABD ile yapılan anlaşma
“Bütün ülkeler aslında konunun içinde ama 'gelin el birliğiyle şu işi çözelim' dediğiniz zaman herkes geri çekiliyor. Yani süper güçler bölgede sorun çözmek yerine rekabet içindeler. Bedeli kim ödüyor? Bedeli en başta evinden barkından edilen, hayatını savaşta kaybeden siviller ile Türkiye ödüyor.
“ABD ile anlaşmamız şudur, bu Münbiç'te [Minbic], bu bölgede bulunan PYD'lilerin nehrin doğusuna geçmesi lazım. Bu, ABD'nin bize taahhüdüdür, garantisidir. Bu gerçekleşinceye kadar burada bizim operasyonlarımız sürecek. Böylece sınırlarımızdan ülkemize yönelik hiç bir tehdidin olmadığından emin olmamız lazım.”
Gülen’in iadesi
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'in “Keşke [Fethullah] Gülen Amerika'da değil, başka bir ülkede olsaydı” sözüne ilişkin olarak Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:
“Bu, ne kadar büyük sıkıntı içinde olduklarını gösteriyor. Onun, ülkelerinde olmasından, kalmasından çok da hoşnut değiller. Niye? Çünkü Türkiye'nin dostluğunun, bu örgüt başından çok çok daha değerli olduğunu biliyorlar.”
İran
“Ayın 6'sında (6 Eylül), İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı, yani başbakan seviyesinde, Sayın Eshaq Cihangiri geliyor. Cihangiri'yle beraber olacağız, ev sahipliği yapacağız. İran'la her konuda, gerek PKK terörüyle mücadele gerek Suriye'deki sorunların çözülmesi gerekse ikili ilişkilerimizin daha da geliştirilmesi gibi önemli konularda kararlar alacağız.”
Mısır
“Mısır'la ilgili düşüncemiz de çok net. Mısır halkı ile Türk halkı kardeş. Bizim inanç, kültür, bölge yönüyle ortak değerlerimiz çok fazla.
“Dolayısıyla biz Mısır ile ilişkilerimizi düzeltmek zorundayız. İlişkimiz böyle devam edemez. Mısır için de bizim için de böyle devam edemez ama siyasi bakımdan sıkıntımız var.”
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi
Başbakan Yıldırım, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani ile görüşmesine ilişkin olarak da şunları söyledi:
“Barzani ile özellikle ikili ilişkilerin yanı sıra terörle mücadelede etkin işbirliği yapmamız gerektiği kanaatine vardık. Özellikle sınır geçişlerindeki sorunun çözümünde, oradaki güvenliğin, açılacak gümrük kapılarındaki güvenliğin sağlanmasında gerekli desteği verecekler.
“Bu arada, Amerika'nın da önderliğinde Barzani ve diğer Bağdat yönetiminin Musul'u DEAŞ'tan geri alma yönünde büyük bir gayreti var. Bunu biz de destekliyoruz.”
Çözüm süreci
Çözüm sürecinin tekrar gündeme gelip gelmeyeceğine yönelik soru üzerine Başbakan Yıldırım, “Çözüm süreci diye bir şey yok, böyle bir şey yok, çözüm milletle, vatandaşlarımızla çözüm, terör örgütüyle çözüm olmaz” dedi.
“Bizim muhatabımız millet, yani insanları acımasızca öldüren, toplu olarak katleden, bombalar patlatan, yol kesen, askeri şehit eden, polisi şehit eden canilerle neyi çözeceksiniz? Böyle bir şey olmaz, kiminle çözeceksiniz? Yani bugün terör örgütünün sultasından, terör örgütünün baskısından kurtulamayan partiyle mi çözeceksiniz? Onlar da bölgeyi temsil etmiyorlar, yani oranın oylarıyla seçildiler ama bugün o vatandaşların büyük bir hayal kırıklığı var.” (AS)