Buna göre Ankara asliye mahkemelerinde Erdoğan adına 57 manevi tazminat davası açıldı, bunlardan 31'i sonuçlandı, 26 dava sürüyor.
Çiçek'in verdiği bilgiye göre sonuçlandırılan davalardan 21'i kabul, 10'u reddedildi. Reddedilen 10 davada toplam 190 bin YTL tazminat istenmişti. Kısmen kabul edilen (istenilenden daha az miktarda tazminata hükmedilen) 21 davada ise 770 bin YTL tazminat istendi, mahkemelerde 111 bin 500 YTL tazminata hükmedildi.
Baş davalı: Basın
Çiçek, açılmış davaların genellikle basın-yayın kuruluşları ve çalışanları ile ilgili olduğunu, altı davanın siyasi kimliği olan kişilere açıldığını, bu davalardan birinin reddedildiğini, diğer davaların kısmen kabul edildiğini belirtti. Kabul edilen davalarda siyasi kimliği olanlardan 240 bin YTL tazminat istendiğini belirten Çiçek, mahkemelerce kararlaştırılan 111 bin 500 YTL'lik tazminatın 75 bin YTL'sinin siyasi kişilerce ödenmesine karar verildiğini ifade etti.
Parlamentodaki basın toplantısında, Çiçek'in kendisine verdiği yanıtı dağıtan CHP Grup Başkanvekili Koç ise Başbakan'ın kendisine de dava açtığını anımsattı.
Adalette jet hızı!
"Anlaşılan sayın Başbakan, şirketlerini kapattıktan sonra tazminat yoluyla zenginleşme tercihini ortaya koymuş" diyen Koç, bu davaların kısa sürede sonuçlanmasına da dikkat çekti. Koç, bu durumun herkesin yakındığı 'yargının gecikmesi sorununun Başbakan Erdoğan için geçerli olmadığını' ortaya koyduğunu söyledi.
Çiçek'in, soru önergesindeki en önemli soruya yanıt vermediğini ileri süren Koç, "Başbakan hakkındaki davalar hangi asliye hukuku mahkemelerine isabet etmektedir ve hangi kararlar verilmiştir? Bu davaların Yargıtay sonucu nedir? ve hangileri bozulmuş, hangileri onanmıştır?" sorularına yanıt istedi. Bu yanıtını alıncaya kadar sorularını yineleyeceğini belirten Haluk Koç, şöyle devam etti:
"Bunların mutlaka bilinmesi gerekiyor. Sayın Başbakan dikensiz gül bahçesi istiyor. Hep pohpohlanacaklar. Sayın Başbakan bu yöntemi kullanarak kendisini haklı çıkarmaya çalışıyor, aynı üslubu kendi grubunda da kullanıyor. Birçok toplum kesiminin, azarlamalara karşı dava açma hakkı ortaya çıktı. Sayın Başbakan siyaseti tek kale oynamak istiyor. Futbolcu jargonunu çok kullanıyor. 'Kaleci olmasın, hakem olmasın, ben gol atayım'. Yok öyle yağma sayın Başbakan..."