Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün Kobi Şurası'nda yaptığı konuşmada, yeni demokratikleşme paketinin önümüzdeki hafta açıklanacağını söyledi.
Erdoğan, 12 Eylül darbesinin 33. yılında şunları söyledi:
“Geçmişte olduğu gibi azınlığın çoğunluğa zulmettiği bir ortam Türkiye'de yaşanmayacaktır. Ülkemizin huzurunu bozmaya kimsenin hakkı yok. O bayat senaryo Türkiye'de uygulanamaz. Türkiye artık haklının güçlü olduğu bir ülke. Bir avuç elitin dayatmada bulunduğu bir ülke değil.
“Hukuk içinde özgürlüklere sınırsız saygımız var. Ama hukuk dışında başkalarının özgürlük alanlarına müdahale edilirse, tüm güvenlik güçlerimizle bizler de hukukun verdiği yetkiyi sonuna kadar kullanırız.”
“İnşallah bugünün sorunlarını da gelecekte yine istişareyle, diyalogla çözüme kavuşturacağız. 76 milyonun bir ve beraber yaşayabileceği, birbirinin hukukuna saygı duyacağı, birbirinin özgürlüklerine, birbirinin yaşam tarzlarına hürmet göstereceği bir Türkiye istiyor ve bunu inşa ediyoruz.”
“Yaşam tarzına müdahale etmedik”
“Dün saatlerce yeni demokratikleşme paketini arkadaşlarımızla müzakere ettik. İnşallah yarın akşam son maddeleri görüşüp bitireceğiz. Ondan sonra zannediyorum öbür hafta büyük ihtimalle geniş basın toplantısıyla demokratikleşme paketimizi açıklayacağım.”
“Hanginizin yaşam tarzına bu hükümet müdahale etti? Varsa bana iletin. Nerede böyle bir şey var? Alkol düzenlemesi için söyleyenler Batı'ya baksın.”
“Esad katliam için zaman kazanıyor”
Başbakan Erdoğan Suriye’deki iç savaşla ilgili de şöyle konuştu:
“Biz de diyoruz ki ölüm, ölümdür. Kullanılan silah ne olursa olsun, ister kimyasal, ister diğer silah türleri olsun.”
“Bunla da öldürüyorlarsa onla da öldürüyorlarsa, bunların hepsini aynı kategori üzerinden değerlendirmeliyiz. Suriye'nin insanlığa karşı bunun bedelini, bu rejimin bunun hesabını vermesi gerekir.”
“Esad rejimi bugüne kadar hiç bir taahhüdünü yerine getirmemiş, verdiği sözlerin tamamını çiğnemiş ve bu yolla daha fazla katliam yapabilmek için zaman kazanmıştır, zaman kazanmaya devam ediyor.”
“Kimyasal silahlar konusunda verilen sözlerin yerine getirileceğine kuşkuyla bakıyoruz.” (AS)