Raporu "şaşkınlıkla" karşıladıklarını belirten Koç, mektubunda şu ifadelere yer verdi: "Raporunuz içerinde yer alan; "Ülkenin maruz kaldığı tehditlerin şiddetine uygun olarak kontr-terör veya anti-terör dozajı güçlü değişimler planlanmalı..." önerinizde yer alan ifadelerin günlük dilde "devlet terörü" olarak bildiğimiz şiddet ve baskı yöntemine karşılık geldiğini düşünmek dahi istemeyiz. Kontr-terör ve anti-terör'le kastedilen; uluslararası düzeyde yerleştirilmeye çalışılan terörle mücadeleye karşılık gelen "güvenlik önceliği" ise; bunun hak ve özgürlüklere yani kişilere ve ezilen uluslara yönelik olduğunu hatırımızdan çıkarmamak gerektiğine inanıyoruz."
TBB hak ve özgürlüklerden yana duruşunu korumalı
ÇHD İzmir Şube Başkanı Koç, "terör" kavramını ırk, din, ulus üzerinden yeniden inşa etme çabalarının 11 Eylülden bu yana Avrupa ülkelerinde ve ABD'de ayrımcılık çabaları haline geldiğine dikkat çekti.
Raporu "talihsizlik" olarak değerlendiren Koç, "Bir hukuk kurumu olan Türkiye Barolar Birliği'nin; terör de dahil olmak üzere olgulara hukuk üzerinden bakması gerekliğine inanıyoruz. Resmi söylemler arasına sıkıştırılmış bir ideolojik duruşun değil; insandan, toplumdan, demokrasiden, hak ve özgürlüklerden yana duruşunu korumasını ülkemiz adına önemli bulduğumuzu sizinle paylaşmak isteriz" dedi. (KÖ)