Tarlabaşı'nda sekiz yıldır çocukların ikinci evi olan Tarlabaşı Toplum Merkezi'nin kapısına Bakanlığın destek sözüne rağmen kilit vuruldu.
10 ay boyunca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile sürdürülen görüşmeler sonuçsuz kalınca ve bu süreçte başka bir destek de bulamadığı için merkez yarı yolda kaldı.
Merkez, İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin yürüttüğü proje kapsamında Avrupa Birliği’nden sağlanan destekle kurulmuştu.
Zorunlu göç ve yoksulluğun farklı kültürleri birleştirdiği Tarlabaşı'nda kadın ve çocuklara ücretsiz sosyal, psikolojik ve eğitsel hizmet veriyordu.
"Kentsel dönüşüm"ün sokaklarını bir bir boşalttığı Tarlabaşı'nda hala çocuk seslerinin cıvıldadığı, önyargıların yıkıldığı, üniversite öğrencilerinin gönüllü eğitim verdiği rengarek kocaman bir evdi.
Yılda 800 katılımcı184 çocuk gitar, 127 genç ve çocuk perküsyon çalmayı öğrendi. 226 çocuk bale yapmayı öğrendi. 800'den fazla çocuk ve yetişkin İngilizceyi sevdi. Tam 4492 çocuk drama, yoga, orkestra ve daha pek çok atölye ile sanatsal ve fiziksel yeteneklerini keşfetti.2568 yetişkin psikolojik ve hukuki danışmanlık ve eğitim hizmeti aldı, 208 tanesi okuma yazma öğrendi.1500 ilgili araştırmacı ve gazeteci, 1671 gönüllü ve stajyerle dolan merkez, her yıl ortalama 800 katılımcıyla renklendi. |
Bakanlık takdirle karşıladı
Merkez maddi sıkıntıya girince 2012'de yerel destek için Beyoğlu Belediyesi'ne başvurdu ancak olumlu yanıt alamadı. Ardından Mart 2013’te dönemin bakanı Fatma Şahin merkezi ziyaretinde yürütülen çalışmaları takdirle karşıladıklarını ve çalışmaların sürdürülmesi amacıyla destek sağlamak istediklerini bildirdi.
Bakanlığın istediği doğrultusunda haziran ayında protokol hazırlanıp gönderildi. Ancak yanıt gelmeyince mali sıkıntılar nedeniyle kasım ayında kapanma riski olduğu hatırlatıldı. Önce Bakanlıktaki kadro değişiklikleri nedeni ile protokolün bulunamadığı söylendi. Tekrar protokol gönderildi.
Kendi teklifini reddetti
Bu sırada kasım ayında merkez binadan çıkmak ve çalışanlarının işine son vermek zorunda kaldı.
Aralık ayı sonunda Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü, protokol imzasının gecikebileceğini belirterek merkezin çalışmalarını Beyoğlu Sosyal Hizmet Merkezi binasında sürdürebileceğini ve 4 personelin maaşlarının Bakanlıkça ödenmesi konularını içeren bir dilekçe göndermelerini istedi.
Dilekçe gönderildikten 15 gün sonra İl Müdürlüğü’nden gelen yazıda merkezin yapacağı faaliyetleri Beyoğlu Sosyal Hizmet Merkezi'nin kendisinin vereceği belirtildi.
Tek odalı bir yere taşındılar
Merkezin 10 aydır beklediği destek umutları bu yazıyla son buldu.
Ekip yılmadı. Yine Tarlabaşı'nda 70 metrekarelik bir yere taşındı. Oysa her katında müzik, tiyatro, resim gibi farklı atölyelerin yapıldığı eski yeri 400 metrekareydi.
Merkezin sorumlu sosyal hizmet sorumlusu Ceren Suntekin, destek talebinin bakanlıktan geldiğini ancak şimdi anlayamadıkları bir nedenle çok zor durumda kaldıklarını belirtti.
"Merkezde kadın ve çocuklara hak odaklı, psikolojik danışmanlık ve eğitim veriyoruz. Bu çok özgün bir çalışma o yüzden 8 yıl burada kalabildik. Ancak devletin kurduğu sosyal hizmet merkezlerinin henüz bu işlevi yok. Sadece sosyal yardım odaklı çalışıyorlar. Şu anda küçücük bir mekana taşındık. Sadece bir sınıfımız var, sabahları kadınlarla öğlenden sonra çocuklarla çalışacağız. Üniversite ve yurtdışından aldığımız ve sadece dört ay yetecek fonumuz var. Destek arama çalışmalarımız devam ediyor."
Merkezin sekiz yılda neler yaptığını benden değil, Nergis ve Yasemin'den dinleyin.