Haberin İngilizcesi için tıklayın
Anayasa Mahkemesi (AYM), sosyal medya paylaşımları sebebiyle işten çıkarılan işçinin, Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi.
AYM’nin Kadri Eroğul’un başvurusuyla ilgili gerekeli kararı, bugünkü Resmi Gazete’de yayınlandı.
Karar, yeniden yargılama yapılmak üzere, iş akdinin feshini onaylamış olan Kütahya 1. İş Mahkemesine gönderilecek.
“Dernek başkanlığı görevinin de bir gereği”
Gerekçeli kararda, Eroğul’un, alt işverene bağlı olarak kurumda çalışmasının yanı sıra kamu kurumunda çalışan taşeron işçilere yönelik faaliyet gösteren bir derneğin (Kamu Taşeron Çalışanları Derneği/KATAŞ-DER) genel başkanlığı görevini de sürdürdüğü bilgisi yer aldı:
“Bu bağlamda başvurucunun taşeron işçilere ilişkin meselelerde bildireceği görüşlerin taşeron işçi kimliğinin ötesinde yürütmekte olduğu dernek başkanlığı görevinin de bir gereği olarak -temsil ettiği sivil toplum kuruluşunun ilgi alanındaki- toplumsal meseleleri de kapsadığı kabul edilmelidir.”
“Mahkeme, sözlerine farklı anlamlar yükledi”
AYM, paylaşımlarda kimsenin kişisel olarak hedef alınmadığının da altını çizdi:
“Başvurucu [Eroğul], paylaşımında genel nitelikli ‘yönetici’ kavramını kullanmış ancak sözlerinin belirli bir kimseyi hedef aldığına yönelik herhangi bir ifade kullanmamıştır. Mahkemeler ise başvurucunun taşeron işçi olmasını ve ceza davasına katılanların da başvurucu ile aynı kurumda yönetici olmasını gerekçe göstererek sözlerin muhataplarından bir kısmının kurum yöneticileri olduğunu kabul etmiştir.
“Derece mahkemelerinin başvurucunun asıl amacının kurum yöneticilerini küçük düşürmek olduğunu kabul etmesi ancak başvurucunun kullandığı kelimelere onun verdiği anlamın ötesinde anlamlar yüklemesi ile mümkün olmuştur.”
“Eleştirilerini abartılı şekilde ortaya koymuş”
Kararda, ifade özgürlüğünün bir dereceye kadar abartıya hatta kışkırtmaya izin verecek şekilde geniş yorumlanması gerektiği belirtildi:
“Kaldı ki başvurucu, kullandığı ifadelerde taşeron işçilere yönelen baskının ancak ‘yöneticilik ve insanlık vasıfları taşımayan kişiler’ tarafından yapılabileceğini iddia etmiş; eleştirilerini abartılı bir şekilde ortaya koymuştur.
“Anayasa Mahkemesi pek çok kararında ifade özgürlüğünün bir dereceye kadar abartıya hatta kışkırtmaya izin verecek şekilde geniş yorumlanması gerektiğini kabul etmiştir. Bu nedenle somut olaya konu ifadeler açısından da Anayasa Mahkemesinin önceki değerlendirmelerinden ayrılmayı gerektiren bir durum olduğu söylenemez.
“Nihayetinde derece mahkemeleri, somut olaya konu ifadelerin iş akdinin feshedilmesi gibi son derece ağır ve en son çare olarak düşünülebilecek bir müdahaleye başvurmayı gerektirir nitelikte olduğunu objektif ve ikna edici bir biçimde ortaya koyamamıştır.”
Ne olmuştu?
Kadri Eroğul, özel bir şirkete (taşeron) bağlı olarak Halk Sağlığı Müdürlüğünde belirli süreli iş sözleşmesiyle çalışıyordu.
Facebook hesabından taşeron işçilerin gördüğü baskıları ve yöneticileri konu eden “Ey insan müsveddeleri, yönetici bozuntuları...” ifadelerini de içeren kişisel bir paylaşımda bulundu.
Bu paylaşımdan dolayı bazı Kurum yöneticileri başvurucudan şikâyetçi oldu ve açılan davada Asliye Ceza Mahkemesi başvurucunun mahkûmiyetine karar verdi. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesi üzerine alt işveren, iş akdini sona erdirdi.
Kadri Eroğul’un alt işveren ve kurum aleyhine açtığı işe iade talepli tespit davası İş Mahkemesi’nde reddedildi. İstinaf başvurusu da reddedilince AYM’ye başvurdu. (AS)