Anayasa Mahkemesi (AYM) geri gönderilen Suriyeli mülteciyle ilgili kararında, yaşam hakkının ve kötü muamele yasağının ihlal edildiğine hükmetti.
Mahkeme ayrıca, yaşam hakkı ve kötü muamele yasağı ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının da ihlal edildiğine karar verdi.
Dava sonucu beklenmeden gönderildi
Suriye vatandaşı olan ve geçici koruma statüsüyle Türkiye’de bulunan Abdulkerim Hammud’un, bir kavgaya karıştığı iddiasıyla güvenli üçüncü bir ülkeye sınır dışı edilmesine veya gönüllü olması halinde ülkesine çıkışının sağlanmasına karar verilmişti. Ayrıca, “kamu düzeni açısından tehdit oluşturması ve hakkında sınır dışı etme kararı alınması” gerekçesiyle altı ay süreyle idari gözetim altına alınmasına hükmedildi.
Avukatı idari gözetim kararının kaldırılması talep etti ve nezdinde sınır dışı etme kararının iptali talepli idare mahkemesinde dava açtı.
Ancak Abdulkerim Hammud, düzenlenen gönüllü geri dönüş istek formuna istinaden dava sonucu beklenmeden hudut kapısından Suriye’ye gönderildi.
Sınır dışı kararı mahkemece iptal edildi
Sınır dışı etme kararının iptali talebiyle idare mahkemesinde açılan davada ise, Hammud’un gönderilmesinin ardından ilk olarak yürütmeyi durdurma kararı verildi, ardından da sınır dışı kararı kesin olarak iptal edildi.
Abdulkerim Hammud, rızası olmadığı halde gönüllü geri dönüş istek formu imzalatılarak sınır dışı edilmesi nedeniyle yaşam hakkının, kötü muamele yasağının ve bu haklar ile bağlantı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğini belirterek AYM’ye bireysel başvuru yaptı.
AYM: Davanın sonucu beklenmeliydi
AYM’nin 2 Mayıs 2023 tarihli kararı, bugünkü Resmi Gazete’de yayınlandı.
Kararda, Hammud’un, hakkında verilen sınır dışı etme kararının iptaline yönelik davanın sonucu beklenmeden ülkesine gönderildiği ifade edildi:
“Hakkında alınan sınır dışı kararına karşı iptal davası açmış olması nedeniyle kural olarak yargılama sonuçlanıncaya kadar sınır dışı edilemeyecek olan başvurucunun yabancının rızası gerekçesi ile yargılamanın sonuçlanması beklenmeden, gönüllü geri dönüş formunun imzalandığı gün derhâl ülkeden çıkışının sağlanması nedeniyle; başvurucu lehine verilmiş olan yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarının etkili ve fiilî bir sonucu olmamış, iptal davasının etkinliğine halel getirilmiştir. Başvurucu, geri göndermeye itiraz etmesini sağlayacak durdurucu etkiye sahip yollardan yararlanamamıştır.”
AYM: Riskin gerçekliği kabul edildi
AYM, sınır dışı kararının taşıdığı risklere de dikkat çekti:
“Somut başvuruda, başvurucunun sınır dışı edilmesine ilişkin kararda menşe ülkesine sınır dışı edilmesinde sakınca bulunduğu yani riskin, bir olasılığın ötesinde gerçek bir risk seviyesinde olduğu kabul edilmiştir. Bu durumda gönüllü olduğu savunulan dönüş öncesi başvurucunun yeterli bilgilendirilip bilgilendirilmediği yani bu dönüşün bilinçli olup olmadığı üzerinde durulmalıdır.
Matbu bir şekilde düzenlenen gönüllü geri dönüş formunda, risklere dair genel ifadelerin ötesinde, başvuranın Suriye’deki kişisel durumuna ilişkin herhangi bir ayrıntıya yer verilmediği gibi başvuranın geçici koruma altına alınmasını haklı kılan -ve sınır dışı etme kararında da kabul edilen- olası riskin neden artık geçerli olmadığı da açıklanmamıştır.”
Kararda “sivil toplum örgütü” vurgusu
AYM, geri dönüş formunda bir sivil toplum örgütü temsilcisinin imzası olması gerektiğini belirtti:
Başvurucunun avukatı ile görüşmesinden yalnızca bir gün sonra -ve talimatı ile açıldığı anlaşılan sınır dışı kararının iptali davası ile aynı gün- rızası ile ve bilinçli bir şekilde gönüllü olarak geri döndüğünü söylemek için oldukça güçlü kanıtlar bulunmalıdır. Ancak gönüllü geri dönüş formu imzalanırken başvurucunun avukatı haberdar edilmediği gibi, herhangi bir uluslararası veya ulusal sivil toplum örgütü temsilcisi de hazır edilmemiştir. Nitekim formda başvurucu vekilinin veya sivil toplum örgütü temsilcisinin imzası bulunmamaktadır.
Oysa konuya ilişkin İçişleri Bakanlığı genelgesinde formun, dönüş yapmak isteyen yabancının yanı sıra uluslararası veya ulusal sivil toplum örgütü temsilcisi tarafından da imzalanacağı ifade edilmiştir.”
Mahkeme Hammud’un sınır dışı etme kararında da kabul edilen gerçek risk konusunda yeterli düzeyde bilgilendirilmediğine, bu sebeple bilinçli bir şekilde ve gönüllü olarak ülkesine dönmüş olduğunun söylenemeyeceğine hükmetti. (AS)