* Arat Dink'in konuşmasının ses kaydını dinlemek için tıklayın.
Kurucusu olduğu Agos Gazetesi'nin Şişli'deki binası önünde üç yıl önce öldürülen Hrant Dink'in oğlu Arat Dink, babasının ölümünden üç yıl sonra ilk kez konuştu. "Bu ülkenin adaletine güvenmiyorum" diyen Arat Dink, "Babamı yalnızca o üç çocuk mu öldürdü? Üç yıl önce babamı öldürürken yalnızlar mıydı? Son üç yıldır bizimle dalga geçerken yalnızlar mıydı?" diye sordu.
Ergenekon soruşturması sırasında "Kafes Planı" ve "Hrant Dink Operasyonu" başlıklı belgelerin ortaya çıktığını ve o belgelerde "gayrimüslimlere korku salmaktan" bahsedildiğini hatırlatan Arat Dink, "Biz bu ülkede yüz yıl önce yüzde 20'ydik belki, bugün binde bir bile değiliz. Yüz yıl önce avdık, şimdi yem olmuşuz" diye konuştu.
Arat Dink'in, Agos gazetesinin penceresinden yaptığı konuşmanın tam metni, şöyleydi:
"Üç yılda adalet adına ne oldu?"
"Burası tuhaf bir ülke. Bu tuhaf ülkede insan, babası öldürüldükten üç yıl sonra çıkıp babasına ağlamaya utanıyor. Bu ülkede daha yeni 12 yaşında bir çocuğun bedeninden 13 tane devlet kurşunu çıktı. Bu ülkede insan babasına ağlayamıyor. Bu ülkede acı çok. Üç yıl oldu ama konuşmamız lazım. Çok da konuşmak istemiyorum. Şimdi, bu üç yılın sonunda neredeyiz? Bu ülke tuhaf bir ülke. Ben üç yıl önce burada babama ağlarken, hayatımın en kötü gününde üzüntü ve öfke içindeyken, siz şaşkınlığı eklediniz ona. Nasıl bir ülke burası? O üzüntümün içinde bana şaşkınlığı nasıl hissettirebildiniz? Tuhaf bir ülke...Üç yıl önce sizin sayenizde, ben çünkü bu ülkenin adaletine doğru söylüyorum, güvenmiyordum. Ama sizin sayenizde içimde umut doğdu. Şimdi, üç yıl önce sizinle birlikte babamın son üç yılının hesabını soracağımı umut ediyordum. Üç yıl sonra hesabı sorulacak üç yıl daha eklenmiştir. Ne olmuştur üç yılda? Adalet adına ne olmuştur?
Baktım, geçen yıl en fazla basında yer alan şey, mahkemede bu üç çocuğun bizim ailemizle, mahkemeyle alay edişi olmuş. Olay olmuş. Ben buralarda yoktum. Şimdi soruyoruz, üç yıl önce onlar yalnız mıydı, babam öldürülürken? Son üç yıldır bizimle dalga geçerken yalnızlar mıydı onlar?
"Valilik bu devletin İstanbul'daki adamı değil midir?"
Babam öldürülmeden üç gün önce bir yazı yazdı. Dedi ki, 'Bu ülkenin valiliğine çağrıldım. Bana haddim bildirilmeye çalışıldı, yanımda iki istihbaratçıyla'. Biz mahkemeye dedik ki, 'Bu iki kişi kim, sordur valiliğe'. Mahkeme, 'Valiliğe sorulmasına' dedi. Sordu. Valilik ne dedi? Bir buçuk sayfa masal anlattı. Mahkeme şunu sordu: 'O iki kişi kim?' Bu kadar basit. Valilik ne dedi? Bir buçuk sayfa masal anlattı. Mahkemeyle dalga geçmedi mi? Yalnızca o üç tane çocuk mu dalga geçti? Avukatlarımız mahkemeye dediler ki, 'Senin sorunun cevabını göndermedi bunlar. Yeniden yaz'. Mahkeme, 'Yok, cevap karşılanmıştır' dedi; 'Gerek yok tekrar yazmaya'. Mahkeme bizimle dalga geçmedi mi? Neden bahsediyoruz? Bakın, biz şahitlik ettik. Ailesi şahitlik ediyor. Kendisi yazıyor, 'Beni tehdit ettiler'. Valilik nedir? Bu devletin İstanbul'daki adamı değil midir valilik?
"Büstleri değil, insanları seviyorum"
Ben burada biraz yanlış bir şey yaptığımın farkındayım. Benim bu hiddetimden, öfkemden, acımdan bazıları, bazı arkadaşlarım sonuç çıkarıp da cam çerçeve indirmeye falan kalkmasınlar. Yuh olsun onlara. Çünkü ben onları da anlıyorum. Ben bu dünyanın camını, çerçevesini indirmek istiyorum. Başta bu Agos'un güvenlik camları var, onları indireceğim. Babamın büstü var bir tane. Onu kırmak, parçalamak istiyorum. Ben büstleri sevmiyorum, ben insanları seviyorum.
Ama değil... Cam çerçeve mi indireceğiz? Siz üç yıl önce nasıl yapıldığını gösterdiniz bu işin. Ve üç yıldır gösteriyorsunuz. Asıl öyle kalabalık olup o vakarı koruyabilmek lazım. Çünkü onu yönetebiliyor devlet, o kırmayı, dökmeyi ama sizi yönetemiyor. Üç yıl önce yönetemedi, korktu.
"Yüz yıl önce yüzde 20'ydik, bugün binde 1 bile değiliz"
Bir şey daha söylemeden bırakmak istemiyorum. Bir çoğunuz biliyorsunuz, biliyorsunuz da... Bilmiyorum kim biliyor? Bu ülkede 'Kafes Planı' diye bir plan çıktı ortaya. Orada 'Hrant Dink Operasyonu' deniliyor. Bütün ülke biliyor mu bunu? Bütün medya yazdı mı bunu? Orada sadece Hrant Dink Operasyonu mu diyor? Gayrimüslimlerin üzerine korku salmaktan bahsediyor. Bakın, babamın dilinde tüy bitti bir Yargıtay kararını anlatmaktan. 1915 ve Soykırımla ilgili bir kitap mahkemeye götürüldü. Mahkeme, 'sakıncalıdır' diye karar verdi. Yargıtay'a gidildi. Yargıtay karar aldı, 'Kışkırtılacak sayıda Ermeni kalmamıştır' diye. Bunu anlattı durdu babam. Nasıl ağır bir şey! Biz bu ülkede yüz yıl önce yüzde 20'ydik belki, bugün binde 1 bile değiliz. Bakın, yüz yıl önce avdık, şimdi yem olmuşuz yem."(BB)