Açlık grevlerinin 59. gününde, kadınlar Açlık Grevinde Siyasi Tutsaklarla Kadın Dayanışma İnisiyatifi'nin çağrısıyla Bakırköy Kadın Cezaevi önündeydi.
Emek.org.tr'nin haberine göre, basın açıklamasının ardından bir günlük oturma eylemi başlatmak isteyin kadınlar, çevik kuvvetin müdahalesiyle dağıtıldı.
SES Bakırköy Kadın Sekreteri Gönül Erden cezaevi önünde yaptığı açıklamada, kadınların bugüne dek savaş karşıtı Ermeni, Rum, Kürt, Gürcü halklarla bir arada mücadele ettiğini, halkların kardeşliği için birleştikleri belirtti.
"Artık yeter, edi bese diyoruz! Biz kadınlar bugünleri daha önce yaşadık. En temel demokratik hakları için insanların ölmesi utancını, Türkiye bir kez daha yaşamasın istiyoruz. Kürt halkına dönük çözümsüzlük politikaları nedeniyle hakları kısıtlanmış insanların sesini duyun. Yarın açlık grevinin 60. Günü. Çok geç olabilir. Bu durum ne AKP iktidarının ne başka bir iktidarın altından kalkamayacağı ağırlıklar yaratacaktır."
Basın açıklamasının ardından kadınlar, cezaevinde ölüm sınırına yaklaşmış tutsaklar için oturma eylemi başlattıklarını ilan etti. Eyleme TOMA'larla müdahale eden polis, çevik kuvvet kordonu altında cezaevi önünde bulunan herkes uzaklaştırıldı.
"Hukuksuzluk yüzünden gün gelecek biz de açlık grevine gireceğiz"
Emek muhabiri ile konuşan kadınlardan biri iki senedir Bakırköy Cezaevi'nde kalan kızının koşullarından bahsetti. Kızının somut delillerden uzak, hukuksuz yargılamalar sonucu cezaevinde kaldığını söyleyen anne, "Bu hukuksuzluk yüzünden gün gelecek biz de açlık grevine gireceğiz, tahammülümüz kalmadı" dedi.
"Kızımı aile düğünümüz sonrası aldılar içeri. Neymiş, şifreli konuşmuş telefonda arkadaşıyla. Düğüne geleceğim, sen de gel demiş. Bunun nesi şifreli konuşma. O gün düğüne gittiğine dair cdler de var, aile düğün fotoğrafları da. Yok yere yatıyor gençlerimiz. Tek sebep Kürt olmamız" diye konuşan kadın, polis müdahalesine de tepki gösterdi, "Başbakanın gözü hep dışarıda, Filistin'de açlık grevi varmış. Burada on binlerce insan içerde açlık grevinde onlar insan değil mi! Bize şimdi bu ettikleri zulümdür. Buradan kovdular şimdi ama ben her yerde hakkımı aramaya devam edeceğim". (ÇT)