Mülkiyeliler Birliği, Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Eğitim Sen Genel Merkezi, öğrencilere özel güvenlik ve diğer bazı öğrencilerin düzenlediği saldırıyla ilgili suç duyurusu yapacaklarını açıkladı.
TIKLAYIN - Ankara Üniversitesi’nde Öğrencilere Copla Saldırı
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde 19 Kasım’da düzenlenen “Türkiye'nin Modernleşme Süreci ve Mekteb-i Mülkiye Sempozyumu”na girmek isteyen öğrencilere özel güvenlik görevlilerinin ardından 50 kişilik bir grup saldırmıştı.
“İdareciler şiddete sorumlulukla yaklaşmıyor”
Mülkiyeliler Birliği Genel Merkezi'nde bugün konuyla ilgili yapılan basın toplantısına, TMMOB adına Genel Başkan Emin Koramaz, TTB ardında Ankara Tabip Odası Başkanı Dr. Vedat Bulut, Eğitim Sen adına Genel Merkez Yöneticisi Özgür Bozdoğan ve Mülkiyeliler Birliği Genel Başkanı Dr. Dinçer Demirkent ile Genel Sekreteri İlker Akcasoy ve siyasetçi İlhan Cihaner katıldı. Toplantıya KESK Genel Merkez yöneticileri de destek verdi.
SBF’de yaşanan şiddetin SBF Dekanlığı tarafından değerlendiriliş biçiminin kaygılarını artırdığına vurgu yapan ortak açıklamayı Mülkiyeliler Birliği Genel Başkanı Dr. Dinçer Demirkent okudu.
Açıklama özetle şöyle:
“SBF Dekanlığı tarafından 25 Kasım Pazartesi günü akşam saatlerinde yapılan yazılı açıklama ve söz konusu açıklamanın Ankara Üniversitesi’nin resmi sosyal medya hesaplarından paylaşılması, yaşanılan şiddete idarecilerin üzerine düşen sorumlulukla yaklaşmadığını göstermektedir.
“Eğitim-öğretim hakkının korunabilmesinin ve hepsinden öte can güvenliğinin sağlanabilmesinin temel koşulu özgür bir öğrenme ikliminin idareciler tarafından sağlanması ve korunmasıdır.
“Ancak SBF Dekanlığı ve SBF Dekanlığı’nın açıklamasını paylaşan Ankara Üniversitesi yönetimi, kendi personelinin ve darp edilen öğrencilerinin can güvenliğinin sağlanmasına dair hiçbir tavır almamıştır. Hatırlatmak isteriz ki yapılan resmi açıklama ile yaşananların “provokasyon” olarak nitelenmesi rektör Erkan İbiş ve SBF yöneticilerinin hukuki sorumluluklarını ortadan kaldırmamaktadır.
“Üstelik yaşanan şiddetin ardından, aynı günün akşam saatlerinde, kalabalık bir grup tarafından gerçekleştirilen “ülkücü yemini” ve en önemlisi üniversitenin öğrencisi olduğu belli olan kişilerin çeşitli sosyal medya hesaplarından aleni biçimde tehdit ve hakaretlerini sürdürmesi, şiddet tehdidinin ciddiyetini sürdürdüğünü de göstermektedir.
“Başında bir hekim bulunan Ankara Üniversitesi yönetimi, Cebeci Kampüsü’nde Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne silah doğrultan öğrenciye müsamaha göstermiş, ülkü ocakları tarafından düzenlenen kılıç teslim törenlerine izin vermiş, aynı gruplar tarafından gerçekleştirilen şiddet eylemlerinin üzerini örtmüştür.
“Üniversite yönetiminin sorumluluğu, başta öğrencilerinin ve personelinin can güvenliğini sağlamak, eğitim öğretim hakkını güvenceye almak, anayasadan kaynaklanan haklarını kullanabilecekleri özgür bir üniversiter alan sağlamaktır.
“Aksi halde, yerleşkenin içinde ya da dışında yaşanacak her türlü olumsuz olaydan Ankara Üniversitesi’nin ve Siyasal Bilgiler Fakültesi yönetiminin sorumlu olacağı iyi bilinmelidir.” (AS)