Haber ve Fotoğraf: MA
Ankara Kadın Platformu, kadınlara dönük şiddete uygulanan cezasızlık politikasına ilişkin Mülkiyeliler Birliği’nde basın toplantısı düzenledi.
Açıklamayı yapan platform üyesi Sibel Göktaş, 16 Eylül 2022 yılında İran’ın Rojhilat Bölgesi’nde Kürt kadın Jîna Amînî’nin katledildiğini, Jîna’nın ölümünün İranlı kadınların özgürlük mücadelesinde bir dönüm noktası olduğunu söyledi.
"Saldırılar tesadüf değil"
Göktaş, şöyle dedi:
“Kadına yönelik şiddet ve katliamlara karşı İran’dan yükselen bu isyan, bugün tüm dünyada direniş ve mücadelenin sesi olmuştur. Sokakları dolduran kadınlara yönelik erkek-devlet şiddetinin bu kadar yoğunlaşmasının nedeni, bu sesten ve isyandan ne kadar korkulduğunun göstergesidir.”
“Özellikle 2015’ten saldırılar ve devletin Kürt illerinde kadın mücadelesini engelleme çabasının artmasıyla; kolluk güçlerinin Kürt kadınlara yönelik cinsel taciz ve saldırıları da arttı. Öyle ki, Kürt illerinde belediyelere atanan kayyımların ilk işi olarak kadın derneklerini ve belediyelere ait dayanışma merkezlerini kapattı. Buralara erkek atayarak kadına yönelik şiddete karşı kadın merkezlerimizde çalışan arkadaşlarımızı gözaltına aldılar ve tutukladılar.”
“Son yıllarda bölgede artan kadın cinayetlerinin, ‘kaybedilme’ tecavüz ve farklı şiddet biçimlerinin faillerine ‘tesadüftür ki ‘çoğunluk korucu, uzman çavuş ya da herhangi bir resmi kurumda çalışan ve bazı siyasi partilere üye olan erkekler olması tesadüf değildir.”
“5 Ocak 2020’de Dersim’de kaybedilen Gülistan Doku’nun faili Zaynal Abarakov’un babasının polis olması tesadüf değil. 18 Ağustos 2021’de İpek Er’in faili Musa Orhan'ın uzman çavuş olması ve oy çokluğu ile “nitelikli cinsel saldırı suçundan en alt sınırdan 10 yıl ceza almasına rağmen hala tutuklanmaması tesadüf değil. 18 Ağustos 2022’de Şırnak’ta kaybolan ve daha sonra tecavüz edilip öldürülen 17 yaşındaki Firdevs Babat’ın failinin korucu olması tesadüf değil.”
“Bugün Kürt kadınlar üzerinde özel savaş politikaları devam ederken, Türkiye'nin batısında da kadınları katleden fail erkekler çeşitli bahanelerle erkek yargı tarafından salıveriliyor. Cinsel saldırı ya da kadın cinayeti faili erkekler türlü bahanelerle ceza indirimi alıyor ya da serbest bırakılıyor. ‘Çok seviyordum, beni aldattı’, ‘kadınlık görevlerini yapmadı…’dedikleri için serbest bırakıldılar. Takım elbise giymek, milliyetçi duyguları besleyen anlatılar iyi hal indirimine sebep; kadın düşmanı iktidarın faillere sağladığı bir çıkış yolu olarak sunuluyor.”
(EMK