Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi, Çağdaş Avukatlar Grubu, Hukukta Sol Tavır Derneği, Kartal Hukukçular Derneği, Özgürlükçü Demokrat Avukatlar (ÖDAV) ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği’nin yaptığı ortak açıklamada, “31 Mart günü İstanbul Adliyesi’nde iktidar, ‘zafiyet göstermemek adına’ üç kişinin ölümüne sebep oldu” dendi.
Açıklamada avukatların ayrıcalık istemediği, savunma hakkını koruduğu da vurgulandı.
“Üzerimizin ve eşyalarımızın aranmaması şahsımıza verilmiş bir imtiyaz değil, müvekkillerimizin/halkın savunma hakkının teminatıdır. Bu teminat yasa ile korunmaktadır.”
“Mesele avukatlar değil”
Ortak açıklamada hükümetten yapılan açıklamalara yanıt verildi, avukatların hedef gösterildiği belirtildi.
“Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın ölüm biçimi hala muğlâklığını koruyor; adliyenin her köşesi kameralarla izlenirken silahların içeriye nasıl girdiği nedense açıklanmıyor.
“Bunun yerine ‘cübbe’ lafı ağızdan düşürülmeyerek, cumhurbaşkanı ve başbakan tarafından ardı ardına yapılan açıklamalar ile kamuoyunda yaşanan olayın arka planında ‘avukatların ayrıcalıkları’ olduğu algısı yaratılmaya çalışılıyor.
“Somut hiçbir bilgi de ortaya konmadan avukatlar hedef gösteriliyor.”
“İktidar baklayı çıkardı”
Asıl sorunun güvenlik değil toplumsal barış olduğuna dikkat çekilen açıklamada, iktidarın “yurttaşlar korku paranoyasına sokup haklarını kullanmaktan vazgeçirmeye” çalıştığı ifade dildi.
“Yaklaşan seçimlerde, yarattığı korku duygusu ile halkı kendisine mecbur kılmak isteyen iktidar başbakan ağzından, ‘sokağa çıkmayı’ izne bağlayacağını ilan ederek ağzındaki baklayı çıkartıyor.
“Mesele suçu gizlemektir, mesele yurttaşları korku paranoyasına sokup haklarını kullanmaktan vazgeçirmektir. Bu hakları biz avukatlar temsil ettiğimizden ilk önce bize saldırılıyor.
“Mesele avukatları temelsiz bir suçluluk duygusuna sevk ederek her türlü haksızlığa boyun eğmelerini sağlamaktır.”
Çağrı
“Bu koşullar altında, Avukatlara, Cumhuriyet Savcılarına ve Yargıçlara düşen, korku paranoyasına düşmeden, asıl sorunu tespit ederek örgütlü ve onurlu bir duruş sergilemektir.
Sorunu adliyelerde ki güvenlik sorunu, hatta avukatların adliyeye giriş biçimleri olarak tanımlayan, avukatlık mesleği ve onurunu, savunma hakkını açık hedef haline getiren bu anlayışın derhal terk edilmesi için, meslek onurumuza sahip çıkmak için, avukata ve yargı mensuplarına yönelen saldırıları hep birlikte bertaraf etmek için Türkiye Barolar Birliği’ni, İstanbul Barosu’nu, tüm baroları, yargıç/savcı örgütlerini ve tüm hukuk örgütlerini bir arada tutum almaya, avukatlara yönelen bu haksız saldırıyı ortadan kaldırmaya, yapılan kara propagandaya karşı durmaya çağırıyoruz.” (YY)