Fotoğraf: AA
Arama Kurtarma Derneği AKUT, 25. Kuruluş Yılı'nı kutluyor. Dernek bu kapsamda, AB Türkiye Büyükelçisi Nikolaus MEYER-LANDRUT'un onur konuğu olduğu, beklenen İstanbul Depremi ana konulu bir basın toplantısı düzeledi.
14 Mart 1996'da bir grup dağcı tarafından kurulan AKUT, bu süre içinde BM ve AB'nin arama kurtarma yapılanması içinde en önemli ekiplerinden birisi haline geldi.
"İzmir depreminde binaların yıkılması normal değildi"
Beklenen Marmara Depremi ve küresel ısınma kaynaklı Türkiye'de de görülmeye başlayan tropikal afetlere değinen AKUT Başkanı Recep Şalcı Türkiye'nin arama kurtarma ekiplerinin dünyada ön sıralarda olduğunu belirterekşöyle devam etti:
"Ama AKUT Başkanı olarak bununla değil; yapıları depreme dayanıklı bir ülke olmakla anılmak isterdim. Ne kadar başarılı ve deneyimli arama kurtarma ekipleriniz olursa olsun; toplum genelinde bir afet kültürünü tam olarak oturtamazsanız ve yapılarınızı depreme dayanıklı hale getiremezseniz, maalesef faciaları önleyemezsiniz. Kentsel dönüşüm sürecini, özellikle büyük şehirler odaklı bir an önce tamamlamalıyız. Son İzmir Depremi'nde bunu yaşadık: O büyüklükte bir depremde binaların yıkılması kesinlikle normal bir durum değil. Bu büyüklükte bir depremde bina yıkılması, bu kadar can ve mal kaybının temel nedeni yapı stoklarımızın güçsüzlüğüdür. Ayrıca bu beklediğimiz İzmir depremi değildi kesinlikle. Asıl beklediğimiz fay kırılmadı bu depremde. Beklenene nazaran küçük bir deprem oldu. Bu koşullarda gerçekleşecek Marmara Depremi'ni düşünmek bile istemiyorum ama eninde sonunda gerçekleşecek. Çok hızlı davranmamız gerekiyor."
Marmara Depremi: 1600 kişilik bir gönüllü gücü
AKUT Arama Kurtarma Derneği olarak beklenen Marmara Depremi Acil Durum Planlarının hazır olduğunun altını çizen Şalcı, şunları söyledi:
"İstanbul Deprem Acil Durum ve Müdahale Planımız kapsamında öncelikle, Trakya ve Anadolu olmak üzere; 2 adet Acil Durum Yönetim ekibi konuşlandıracağız. İstanbul ekibimiz dışındaki 26 ekibimizi, BM INSARAG standartlarında teşkilatlandırarak, deprem bölgesine konumlarına göre 2-10 saat içinde, kendi malzeme ve teçhizatı ve 3 günlük ikmal ve iaşesiyle deprem bölgesine intikal ettirmek için tüm hazırlıklarımız tamam. İstanbul ekibimizi, depremden direkt etkilenme ihtimali yüksek olduğu için, kısmen planlama dışı tuttuk. Ekiplerimiz görevlerini 7 gün 24 saat vardiyalı olarak sürdürecek ve takriben sahada 1.000 kişilik lojistik destek ve 600 kişilik operasyon gücü olmak üzere; 1600 kişilik bir gönüllü gücü ile çalışmalara katılacağız. Burada önemli bir noktayı vurgulamak isterim: Planımız, ulusal koordinasyon merkezi olan T.C. İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) planlarına entegre şeklinde oluşturulmuştur. Yani sadece AKUT olarak biz değil, ülkemizdeki tüm arama kurtarma ekipleri planlamalarını tamamlamıştır."
"Ege Bölgesi'ne kasırga teğet geçti"
İklim krizinin etkileriyle, özellikle sel afetindeki artışa ve Türkiye'de görünmeyen afet türlerine de dikkat çeken Recep Şalcı sözlerini şöyle noktaladı:
"Özellikle küresel ısınma ile beraber, bazı bölgelerimizde hem meteorolojik faaliyetler artmaya başladı hem de tropikal iklimlerin afet türü olan kasırga ve hortum görülmeye başladı. Artış gösteren afetler içinde birinci sırayı sel alıyor. Özellikle Karadeniz bölgesinde bu afet, hızlı ve sistematik bir artış içerisinde. Sel arama kurtarmanın en zor yapıldığı afet türlerinden biridir. 2018 yılında kasırganın ilk örneğini Ege Bölgesi'nde görmek üzereydik. Ege Bölgesi'ne geldi gelecek dediğimiz kasırga teğet geçti, zarar vermedi. Ama bundan sonrası için bu tür afetlere hazır olmamız gerekiyor. Bu afetler de deprem kadar önemli. Dere yatağına ev yaptığınızda, arama kurtarma konusunu konuşmanın fazla anlamı kalmıyor."
(AÖ)