Aktaşta Kamu Zararı 1.3 Katrilyon Lira
Kamu zararının AKTAŞ'a tanınan imtiyazlar ve Enerji Bakanlığı görevlilerinin şirketle anlaşarak usulsüzlük yapmasından kaynaklandığını savunan EMO, bugün (Perşembe) bir basın açıklaması yaptı.
Yolsuzluklara göz yumuluyor, bakanlar aklanıyor
"Ülkede kaynak sıkıntısı doruğa ulaşmış ve Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) borç alabilmek için onca taahhüdün içine girilmişken göz yumulan bu tür yolsuzluklar bile bile yapılıyor. Amaç, kamu işletmeciliğinin içini boşaltmak ve sermayeye sınırsız kaynak aktarmak" denilen açıklamada, olanlardan sorumlu olan Bakanların da bakanlığın raporlarında aklandığı savunuldu:
"Olanlardan birinci derecede sorumlu olan Enerji Bakanları, Bakanlığın Teftiş Kurulu raporunda aklanıyor. Bu tutum, yeni yolsuzluklara yol açmak anlamına gelir."
AKTAŞ'a dava açıldı
"Bir özelleştirme soygununun anatomisi: AKTAŞ'taki kamu zararı akıl sınırlarını zorluyor - 1.3 katrilyon lira!" başlığıyla yayımlanan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
* EMO'nun yıllardır takip ettiği ve dava üstüne dava açarak kamu çıkarlarını korumaya çalıştığı AKTAŞ sorununda gelinen aşama, kamunun zararının ne denli korkunç boyutlara ulaştığını göstermiştir.
* AKTAŞ'e el konulmasından sonra, Enerji Bakanlığı Teftiş Kurulu Raporları sonucu Enerji Bakanlığı'na bağlı Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt Anonim Şirketi (TETAŞ) alacakların tahsili için dava açtı.
* Raporda, AKTAŞ A.Ş. ile enerji bürokratları ve siyasiler arasındaki çıkara dayanan ilişki gözler önüne serilmekte ve EMO'nun uyarılarının ve mücadelenin haklılığı bir kez daha ortaya çıkmaktadır.
Rapordan alıntılar
Enerji Bakanlığı Teftiş Kurulu'nun 7.05.2002 tarih ve B.15.0.TKB.Onay No:67 sayılı raporuna göre:
* Aslında periyodik olarak her yıl, en geç bir sonraki yılın ilk iki ayında yapılması gereken Ön Denetim ve buna bağlı Mahsuplaşma işlemleri 1990-1997 yılları (1994) hariç) hiç yapılmamış, 1994 yılında ise daha sonra iptalini gerektirecek kural eksiklik ya da yanlışlarıyla gerçekleştirilmiş, bunun sonucunda da önce zararın oluşumuna daha sonra da yıllar itibariyle sürekli artmasına neden olunmuştur.
* 31. 12. 2001 tarihi itibariyle kamunun AKTAŞ'tan alacağı 1.006.661.717.597.944 TL (bir katrilyon, altı trilyon, altı yüz altmış bir milyar, yedi yüz onyedi milyon, beşyüz doksan yedi bin, dokuz yüzkır kdört TL) dir. 1998-2002 arasındaki mahsuplaşma hala yapılmamıştır ve oradan gelecek rakam da hala belli değildir. Gecikme faizleri ve cezalarla bu miktar 1.3 trilyon TL'ye ulaşmaktadır.
* Mahsuplaşmada, şirketin kendi çıkarları doğrultusunda hazırlayacağı muhakkak olan bilanço ve gelir tablosu yerine gelir arttıran ve gider azaltan unsurlar da dikkate alınarak tespit edilecek fiili işlem rakamları dikkate alınmamıştır.
* Teftiş Kurulu raporuna göre, "hem özelleştirmenin, hem de verimli bir işletmeciliğin gereği olduğu halde giderek artan bir trend izleyip %26'lara ulaşan kayıp ve kaçakların gerçek ve makul değerlere ve mümkünse en çok -şirketin 1990 yılı bütçe tahmin tablosunda öngörüp taahhüt ettiği %8.5'lara indirilmesi gerçekleşmemiştir".
* İşletme hakkı devralınarak adına faaliyette bulunulan Türkiye Elektrik Kurumu (TEK), (Türkiye Elektrik Anonim Şirketi - TEAŞ; Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. - TEDAŞ) Genel Müdürlüğü'nde uygulanan ihale yöntem ve kurallarının benimsenmesi yerine şirketin kendi holding çatısın altında bir takım yan kuruluşlar oluşturulup, çok yüksek bedellerle bu şirketlerden mal ve hizmet alımına giderek AR Holding ve ARTAM ailesinin kontrolündeki bu şirketlere haksız kazanç ve mal sağlanmıştır.
* Şirket, TEAŞ'tan satın aldığı enerji bedelini nihai tüketici olan abonelerden satış yoluyla elde ettiği hasılattan ödeme sürecinde ortaya çıkan zaman avantajını elindeki faaliyet gelirlerini repo, faiz vb. finansal imkan ve ortamlarda değerlendirerek kendine faaliyet dışı gelir elde etmiştir.
* Taraflar (TEAŞ ve AKTAŞ) söz konusu uygulamanın aykırılıklarını gözden kaçırmak üzere zaten faaliyet geliri sayılması gereken repo ve faiz gelirlerinin hasılata dahil edilmesi karşılığında, tüm tecil ve gecikme faizlerinden ve mevcut davalardan vazgeçilmesi gibi hususlarda karşılıklı feragat adı altında anlaşmışlar, böylece TEAŞ Genel Müdürlüğü'nün zararını arttırmışlardır.
* Muhatapların (AKTAŞ) sermaye şirketi olmaları ve sermayeleri ile sınırlı bir sorumluluk taşımaları nedeniyle mevcut-görünür alacakların garanti altına alınabilmesi için teminata bağlanması yolundaki talimat-uyarı dikkate alınmayarak alacağın tahsili Meşkük=Şüpheli hale getirilmiştir.
* Tüm bunlar Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun 8.8. 1997 tarihli "Sonuçları Açık Bırakılmış" 1. Soruşturması ile tespit edilmiş, ancak "Elektrik Enerjisi Dağıtımı görevinde, özel sektörün ilk pilot uygulaması olmasının yanı sıra, mahsuplaşmanın da geçici kayıtla yapılması yüzünden zarar sübuta ermediği" gerekçeleriyle cezasız bırakılmıştır.
* Enerji Bakanlığı görevlileri, istem ve gereklere aykırı olarak hazırlanmış mahsuplaşmayı; asli görevi olan gelir gider hesap tablosunu kesin olarak ortaya koyacak denetimleri yap(tır)mamış, hiçbir kontrole tabi tutmaksızın aynen kabul ederek Bakanlığa sunmuş ve "Makul Temettü'nün doğru ve sağlıklı tespitine engel olmak suretiyle, görevli şirketlerin fazladan ve haksız gelir elde etmelerine yol açmıştır.
* Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, AKTAŞ, şirketle ilgili 1990-95 yılları arasındaki işlem belgelerini "zamanı doldu" gerekçesi ile SEKA'ya satarak yok edilmelerini sağlamış, üstüne üstlük bunun karşılığında SEKA'dan 619 milyon TL tahsil etmiştir.
* Bütün usulsüzlüklere rağmen görevli şirketlerle ilgili işlemleri yürüten personel ETKB tarafından dikkat çekici bir şekilde üst görevlere atanmıştır.
* Raporda belirtilenlerin yanı sıra faturalarda elektrik stoklanmış gibi gösterilmiş ve AKTAŞ zarar gösterdiği halde temettü dağıtmıştır. AKTAŞ'a gösterilen bu inanılmaz müsamahanın sonunda şirkete el konulmasıyla binlerce küçük hisse sahibi de mağdur olmuştur.
"Siyasi Sorumlular Aklanıyor"
EMO, AKTAŞ'la ilgili iddialarını şöyle sıralıyor:
* Yapılan incelemeler sonucu, dönemde görevli olan bürokratlar hakkında görevi ihmal ve görevini kötüye kullanmaktan dolayı dava açılmış ancak görev yapan bakanlar aklanmıştır.
* İlgili bakanlar hakkında ceza davası açılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden (TBMM) izin çıkması gerekirken, tazminat davası açılması için böyle bir zorunluluk bulunmamaktadır. Bu nedenle TETAŞ tarafından AKTAŞ ve 47 bürokrata karşı açılan alacak davasına, sorunlu bakan ve müsteşarların dahil edilmemiş olması büyük eksikliktir ve yapılan usulsüzlüklerin devamı anlamına gelmektedir. Bakanların ve dönemin müsteşarının, işlerinin yoğunluğu nedeniyle olan bitenden habersiz olduğu yolundaki gerekçe göz boyamadır. Dönemin enerji bakanları ve hükümetleri bu yolsuzluktan birinci derecede sorumludur. Onları aklamak, "yağmalamalar devam etsin" anlamına gelmektedir.
"Elektrik fiyatları ucuzlamayacak, artacak"
* EMO uzun yıllardan beri takip ettiği AKTAŞ sorununda bir türlü gerçek rakamlara ulaşamamış, elde ettiği belge ve açıklamalardan bir sonuç çıkarmıştır. Bizim öngördüğümüz kamu zararıyla (150 Trilyon üzeri TL), Teftiş Kurulu raporlarında yer alan rakamlar arasında korkunç bir fark vardır ve bu da kamunun ne denli pervasızca yağmalandığının bir göstergesidir. Aradaki fark, kamu harcamalarında şeffaflığın ve denetimin olmamasının bir sonucudur. Hükümetler kamu ve sermaye kuruluşları arasındaki anlaşmaları açıklamamakta, rakamlar gizli tutulmaktadır. Elektrik fiyatları ve dış ülkelerle yapılan doğalgaz anlaşmalarında da aynı sorun vardır.
* AKTAŞ örneği enerji alanındaki özelleştirme ve serbest piyasa uygulamalarının nelere yol açacağının en iyi göstergesidir. Enerji Piyasası Yasası'yla bu yağma korkunç boyutlara ulaşacaktır. Ortada ciddi bir denetim yoktur. Rekabet sonucu elektrik fiyatının düşeceği masaldan ibarettir. Uzun vadede her yerde fiyatlar artmakta ve tüketici mağdur olmaktadır.
"Kaynaklar yağmalandı; krize böyle girdik"
* Ülkemizde sürekli olarak kaynak sıkıntısından söz edilmektedir. Türk Telekom'daki ara bağlantı anlaşmasının sonucu olan 1.2 katrilyon kamu zararı da düşünüldüğünde kaynakların nerelerde harcandığı anlaşılmaktadır. Türkiye dış ülkelerden 1 milyar dolar borç alabilmek için onca taahhüdün altına girerken, sadece AKTAŞ'taki zarar 1 milyar dolar civarındadır.
* Türkiye yaşamakta olduğu krize işte bu tür örneklerle gelmiştir. AKTAŞ'ı savunmak için kullanılan "ilk pilot uygulamadır ve üzerine gidersek özelleştirmeler için kötü olur" gerekçesi durumu çok iyi anlatmaktadır. Sermayenin çıkarları adına kamunun ve halkın çıkarları hiçe sayılmakta, elektrik kullanımı lüks tüketim haline getirilmektedir.
* AKTAŞ Türkiye'nin Enron'udur. Enron olayı ibret verici bir örnektir. Kamu ve piyasa denetiminin en fazla olduğu ABD'de bir şirketin hangi çapta manipülasyonlar yaptığı, siyasetçiler ve bürokratlarla nasıl kirli ilişkiler içinde olduğu gözler önüne serilmiştir. California eyaleti enerji özelleştirmesi nedeniyle elektriksiz kalma aşamasına gelmiştir. Elektrik Piyasası Yasası ile Türkiye gibi her şeyin çivisinin çıktığı bir ülkede çok daha kötü örnekler yaşanacaktır.
"Bile bile yapılıyor"
* Aslında bu uygulamalar bile bile yapılmaktadır. Uluslararası tekellerin çıkarları ve küreselleşmeye uyum adı altında kamu işletmeciliğinin içi boşaltılmakta, 80 yılda binbir emekle oluşturulan kamu kurumları bir çırpıda peşkeş çekilmektedir. Bir işletmenin verimli olması için özelleştirilmesi gerektiği safsatadan ibarettir. Mülkiyetin verimlilikle ilişkisi yoktur ve gerçekte sorun denetim, şeffaflık ve işletmecilik sorunudur. "Altın yumurtlayan tavuk" olarak adlandırılan Türk Telekom'un bile bile zarara uğratılmadan önce Türkiye'nin ve dünyanın en karlı kuruluşları arasında olması önemli bir örnektir.
* Bugüne kadar enerji, bilişim ve telekomünikasyon alanlarında söylediğimiz her şey ve tüm uyarılarımız maalesef gerçekleşmiştir. Yaptığımız falcılık değil sadece ülkemizi ve halkın çıkarlarını düşünerek geleceği öngörmektir. Enerji açığı, doğalgaz santralleri ve elektrik fiyatlarının yüksekliği üzerine geçmişte söylediklerimizi bugün Enerji Bakanlığı ve Dünya Bankası bile dile getirmektedir. Ancak geçmişte yapılan yanlışların ve yolsuzlukların faturasını tüm ülke ödemektedir ve ödeyecektir. Üstelik bu yanlışlardan ders alındığına dair de bir ipucu yoktur. (BB/NK)