Fotoğraf: AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Partisinin grup toplantısından konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ayasofya'nın ibadete açılması, İstanbul Sözleşmesi ve havai fişek fabrikasındaki patlama üzerine konuştu.
Akşener özetle şunları söyledi:
"Türkiye insan hayatını önemsemeyen bir anlayışla yönetiliyor"
"Sakarya'da, havai fişek fabrikasındaki patlamada kaybettiğimiz, emekçilerimizin yasını tutarken, bilinçsizlik, plansızlık nedeniyle, 5 gün önce yaşanan ikinci bir patlamada, şehit verdiğimiz askerlerimize kahrolduk.
"Türkiye'yi maalesef, insan hayatını önemsemeyen, ciddiyetsiz bir anlayış yönetiyor. Bu anlayışın neden olduğu; daha önce Soma'da, İstanbul'da, Pamukova'da, Çorlu'da şahit olduğumuz, Nice insanımızın canına mal olan, sorumsuzluklar zinciri devam ediyor.
"Daha önceki acılarda yaptıkları gibi yine, sanki böyle bir acı hiç yaşanmamış gibi davrandılar. Olayı geçiştirdiler. Gerekli tedbirlerin alınıp, öyle imha edilmesi gerekirken, patlama olmuş, yangın çıkmış bir fabrika enkazına evlatlarımızı gönderdiler. Mehmetçiğe, enkazdan çıkan patlayıcıları, o sıcak havada taşıma görevi verdiler.
"Ne zaman akıllanacaksınız? Böyle sorumsuzluk olur mu? Böyle ciddiyetsizlik olur mu? O çocukların hesabını kim verecek? Şehitlerimizin ailelerinin yüzüne nasıl bakacaksınız?"
"Ayasofya ibadete açılsın, ama siyasete kapatılsın"
"Türkiye bu hafta önemli bir gelişmeye sahne oldu. Sultan Mehmet Han'ın emaneti Ayasofya, artık tamamen ibadete açılacak. Milletimizin bir beklentisi yerine getirildi. Hayırlı olsun.
"Hayırlı olsun ama, işin daha en başında yaptığım bir uyarıyı, tekrarlama ihtiyacı hissediyorum; Ayasofya ibadete açılsın, ama siyasete kapatılsın.
"Biliyorsunuz; Sayın Erdoğan, Danıştay'ın kararından sonra ekranlara çıktı ve bir konuşma yaptı. Bekledim ki; milletimizden gelen talep ve beklentiyi, siyasetin her kanadından gelen desteği, sağduyuyla ve birleştiren bir dille karşılasın.
"Yine yapamadı. Kavgadan beslenen bir ruh haliyle, Cumhuriyetle bitmeyen kavgasının dışa vurumu niteliğinde, birleştiren değil, yine ayrıştıran bir konuşma yaptı.
"Türkiye'nin Cumhurbaşkanı olarak değil, yine Ak Parti Genel Başkanı olarak karşımızdaydı... Yine olmadı, yine yakışmadı...
"Çıktı, utanmadan, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, Cumhurbaşkanlığı döneminde alınan kararı, hem hukuki bir hata, hem de ihanet olarak tanımladı.
Kendine gel Sayın Erdoğan! Ağzından çıkanı kulağın duysun. 19 Kasım 1936 tarihinde düzenlenen tapu evrakında, Fatih Sultan Mehmet Han'ın vakfiyesinden sonra, yeni Türk devletinin kayıtlarına Ayasofya'yı, Cami-i Şerif olarak tescil eden ikinci kişi, o beğenmediğin Mustafa Kemal Atatürk'tür.
"Milleti birbirine düşürmekten hâlâ bıkmadınız mı?"
Bu gerçek ortadayken, öyle hukuki hatadan söz etmek, daha da ötesi, utanmadan tarihe ihanet yakıştırması yapmak, makamı ne olursa olsun, kimsenin haddi değildir.
Ayasofya'nın Osmanlı dönemindeki fatihi Sultan Mehmet Han; Cumhuriyet dönemindeki fatihi de Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür.
Allah aşkına; sokakta Ayasofya kararı üzerinden kavga eden tek bir Allah'ın kulunu gördünüz mü? Birbirine hakaret eden tek bir vatandaşımız var mı? Yok. O halde, niye böyle bir birlikteliği kirletip de, devletin zirvesinde, sanki "Kavga varmış" gibi pozlar veriyorsunuz? Milleti birbirine düşürmeye çalışmaktan hala bıkmadınız mı?"
"İstanbul Sözleşmesi'nin nesinden rahatsızsınız?"
"Kadınlarımızın acıları her geçen gün büyüyor. Ama onlar, çözüm üretmek yerine, üzerine bir de tüy dikiyorlar, Ve İstanbul Sözleşmesi'ndeki imzalarını geri çekmeyi konuşuyorlar. Kırk yılın başı doğru bir iş yaptılar, şimdi ondan da vazgeçiyorlar. Buradan sormak isterim; kadınlarımızın durumu ortadayken, yapılacak daha çok şey varken, neden geri adım atıyorsunuz? İstanbul Sözleşmesi'nin nesinden rahatsızsınız?
İstanbul Sözleşmesi diyor ki; "Kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı önlemek için, gerekli yasal tedbirler alınmalıdır." Bundan mı rahatsızsınız? İstanbul Sözleşmesi diyor ki; "Devlet, kadına şiddeti önleyecek, etkili ve kapsamlı politikalar geliştirmelidir." Bundan mı rahatsızsınız? İstanbul Sözleşmesi diyor ki; "Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için, gerekli finansman ve insan kaynağı sağlanmalıdır." Bundan mı rahatsızsınız?
Sözleşme diyor ki; "Kadının, erkeklerden daha aşağıda olduğuna dair önyargılarla, mücadele edilmelidir." Bundan mı rahatsızsınız?
Hepiniz bilin ki, İstanbul Sözleşmesi, kadınlarımız için kıymetlidir. Ve bu sözleşmeyi, özgüveni gelişmemiş birkaç korkağa ezdirmeyiz, ezdirmeyeceğiz." (AÖ)