Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Haberin İngilizcesi için tıklayın
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu. Kuzey Suriye’ye yönelik başlatılan askeri operasyona ilişkin değerlendirmeler yapan Akşener, ABD ile yapılan anlaşmanın metninde belirsizlikler olduğunu ve yanıtlanması gereken soruların olduğunu söyledi.
"Kasımpaşalıların başını öne eğdin"
Akşener’in konuşmasından satır başları şöyle;
“ABD Başkanı harekat durduktan sonra “Okul bahçesindeki çocuklar gibi kavga etmeleri gerekiyordu. Kavga ettiler ayırdım” dedi. Sayın Erdoğan ise, ‘Bu konuyu önceliğimiz olarak görmüyoruz‘ dedi. Mehmet’imin kanı pahasına mücadele ettiği bu meseleyi, Cumhurun başkanı önceliği olarak görmüyor. Kasımpaşalıların başını öne eğdin.Türk milletinin başını öne eğdin. Görüşmem dediğin adamla koltukların yan yanaymış gibi poz verdin. Yazıklar olsun! Ben bu işlere yabancı değilim Sayın Erdoğan. Türkiye ilk defa sınır ötesi operasyon yapmıyor. Irak’ın kuzeyindeki çekiç harekatının altında benim de imzam vardı.
“O harekat dört ay sürdü. PKK’ye çok ağır bir darbe indirildi. Ne ABD’den misafir ağırladık ne de dönemin ABD Başkanı ağzını açabildi. Çünkü kararlılığımızı biliyorlardı. Nasıl oldu da ABD Başkanı her türlü tehdit ve hakareti kendine hak görüyor. Nasıl oldu da PKK ile Türkiye eş tutulabiliyor! Bu küstahlık cevapsız bırakılamaz, yenilip yutulamaz, üstü örtülemez, bunu yapanlara dostum denilemez Sayın Erdoğan. Teröristin üzerine yürürken yürüdüğün yola kilit vuruyorlarsa sen de İncirlik’in kapısına kilit vur.
“Süleyman Şah Türbesi’ni hatırlatırım”
“Umarım sahada kazandığımızı, masada kaybetmeyiz. Bu yüzden, bugünkü görüşme dahil (Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Soçi’de Rusya Devlet Başkanı Putin ile yapacağı görüşme) atılan her adımı, devlet ve diplomasi birikimi yüksek bir ekiple takip ediyoruz. Ordumuzun caydırıcı gücü devreye sokularak, muhatapların masaya oturtulmasını, olumlu bir adım olarak değerlendiriyoruz. Mutabakat metnindeki belirsizliklerin yeni bir oyalama sürecinin habercisi olmasından da endişe ediyoruz. Bazı sorular havada duruyor.‘Güvenli bölgeyi kim nasıl yönetecek? Şam yönetimi ile nasıl bir temas yapılacak? Teröristlerin silahlarını kim toplayacak?’
“Güvenli bölge Suriye’nin tamamıdır”
“Güvenli bölge esasen Suriye’nin tamamıdır. Bölgesel istikrarın temel şartı, Suriye’nin toprak ve siyasal bütünlüğüdür. Bunu sağlamak için, gerekeni yapmak durumundayız. Süleyman Şah Türbesi’nin de durumunu hatırlatalım. Barış Pınarı Harekatı sınırımızın ötesinde bir güvenli bölgeyi hedef aldığına göre bu tarihi mirasın devir alındığı bölgeye dönmesi gerekiyor. İktidar beklentimiz odur ki, harekatı durdurduğunuza göre bölge artık güvende. Buyurun Süleyman Şah’ın incinen yüreğini tamir edin.
“8 milyonu aşkın insan işsiz”
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçtiğimiz günden bu güne işsizlikteki artık ortada. Bir milyon 100 bin üniversiteli olmak üzere 8 milyonu aşkın insanımız işsiz. Şehirlerimizde işsizlik üst üste 16 aydır artmaya devam ediyor. Son iki ayda 2 milyon vatandaşımız daha işsiz kaldı. Adana’nın nüfusu 2 milyon 200 bin. Son iki ayda Adana’nın nüfusuna yakın işsizimiz var demek. Sakarya’nın nüfusunun iki katı kadar vatandaşımızı işsiz kaldı demek. Sayın Erdoğan ve damadı için bunlar birer rakamdan ibaret."
"Birilerinin gözü yine rantta"
"Haydarpaşa Garı ihalesine İBB de girmek istedi. Önce sen girme dediler. İmamoğlu ısrar etti, ihaleye girildi. İhaleyi İBB değil onun 3 bin TL maaşlı çalışanı kazandı. Şaşırtıcı ama gerçek. İhaleyi kazanan kişi iki yıl öncesine kadar İBB'nin maaşlı çalışanı. Bu arkadaş aynı zamanda Okçuluk Vakfı yöneticisi. Hani şu İBB'den yıllık 17 milyon lira destek alan vakıf, hani şu Malazgirt Savaşı'nda atılandan fazla ok atılan vakıf. İhaleyi yapan demir yolları işletmesinin bağlı olduğu bakan Cahit Turhan kendisi önce Karayolları Genel Müdürlüğü yaptı, sonra gitti müteahhitlerin genel müdürü oldu. İhaleyi alan kişiye nereden bu para diye sormadı. Birilerinin gözü yine rantta, fakirin, fukaranın ekmeğinde. Haram olsun, zıkkım olsun!
"Türkiye kalitesiz büyüme hastalığından kurtulacak"
"İyi Parti iktidarında Türkiye vakit kaybetmeden üretime dayalı bir ekonomik modele geçiş yapacak. Türkiye kalitesiz büyüme hastalığından kurtulacak. Tekrar 17. büyük ekonomi olacak. Tarımın millî gelirdeki payını yüzde 10'un üzerine çıkaracağız. Öyle iş insanlarını toplayıp her biriniz iki kişiyi işe alsanız diye nutuk atmaktan bahsetmiyorum. İstihdam yaratmak için adım atmaktan bahsediyorum. Türkiye bu kaynaklara sahip. Yeter ki ekonominin merkezine üretimi, üretimin merkezine kaliteyi koyalım. Çünkü kaliteli üretim rant paylaşmaktan başka bir iş bilmeyenleri çıkarmayı gerektirir. (RT)