TMMOB Makina Mühendisleri Odası'nın her ay iktisatçı yazar Mustafa Sönmez'in katkısıyla hazırladığı sanayinin sorunları bülteninde, bu ay kredi patlaması sonrası ekonomide gündeme gelebilecek batık krediler sorununu değerlendirildi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Türkiye Bankalar Birliği (TBB), Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Merkez Bankası, Hazine ve Maliye Bakanlığı verileri kullanılarak yapılan değerlendirmede, özellikle Haziran sonrası ucuzlatılan ve genişletilen ve yıllık 1 trilyon lirayı aşan kredi genişlemesinin kredi dönüşlerinde yaratacağı sorunlara dikkat çekildi.
Koronavirüs salgını nedeniyle geri ödemelerde sağlanan toleransın sonuna gelindiği ve bankaların yeni yılda borçlu firmaları sıkıştıracağı ve çok sayıda iflas, el değiştirmenin gündeme gelebileceğine işaret edildi.
Değerlendirmede şunlara vurgu yapıldı:
"2018 ortalarından beri yaşanan küçülme, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) rejiminin kredi musluklarını açmasıyla ve genişlemeci para politikalarıyla hafifletilmeye çalışıldı. Hem şirketlerin hem tüketicilerin krediye erişimi, özellikle kamu bankaları kullanılarak erişimi kolaylaştırılan kredi kullanımı özendirildi ve bu sayede ekonominin daha sert daralması önlenmek istendi.
"2020 yılında Gayrisafi Yurt İçi Hasıla'da (GSYH) ya yüzde 1 dolayında bir küçülme olacak ya da ekonomi küçülmeden, belki de yüzde 1 büyüyerek yılı bitirmiş görünecek.
"Salgın gerekçesiyle, yeniden yapılandırılan krediler, tahsili gecikmesine rağmen süresi uzatılan takipteki krediler ile 'top çevrildi' ama 2021, alacaklıların kapıya dayanacağı, borçluların uykularının kaçacağı bir yıl olmaya aday.
İlk sıra bireysel kredilerde
"Sektörel olarak bakıldığında miktarsal artışta ilk sıra tüketici kredileri ya da 'bireysel krediler'de. Tüketici kredileri 12 ayda yüzde 46 arttı ve 260 milyar lira daha kredi kullanıldı.
"Zamanında ödenmediği için takibe alınan krediler, Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre Ekim sonunda 166 milyar liraya yaklaştı.
"Bundan sonra pandemi bitene kadar gelirler düşük, buna karşılık kredi desteği pek olamayacak. Bu durumda şirketler kendi başlarının çaresine nasıl bakacaklar? Sahiplerinin, ortaklarının şirkete sermaye koyması, olmadı küçülmeye gitmesi, yeni ortaklıklar kurması ya da şirketi satması, kısaca yeniden yapılanması, daha önce kriz ve daralma dönemlerinde deneyimlenmiş davranışlar.
"Kısacası, reel sektör için en sancılı süreç başlıyor. Bu süreçte devlet şirketler için yönlendirici ve yol gösterici olursa sancı azalır, süre kısalır, dönüşümün maliyeti de düşer. Tersi, sert yaprak dökümleri olur."
(DŞ)