AKEL:Çözümün Temeli Değiştirilmiş Annan Planı
AKEL "Üzerinde anlaşmaya varılan, yaşayabilir ve işler bir çözümü hedefleyen özlü müzakerelerin başlaması için her tür girişimi destekliyoruz" açıklaması yaptı.
AKEL Polit Bürosu'nun 21 Aralık 2004 toplantısında yapılan değerlendirmenin ardından yapılan açıklamada "Kıbrıs sorununda çözümün temelini, Kıbrıslırum tarafına kabul olanağı verecek şekilde üzerinde değişikliklerin yapılması gereken Annan planı oluşturmaktadır" görüşü ifade edildi.
AKEL açıklamasında, Brüksel sonuçlarının, Kıbrıs Cumhurbaşkanı'nın ve hükümetin, meclis başkanının ve siyasi liderliğin aylardan beri vermekte oldukları sistemli uğraşıların sonucu olduğuna dikkat çekildi.
Gelecekte üzerinde yoğunlaşılacak konular
AKEL, yakın gelecekte dikkatini yoğunlaştıracağı konuları şöyle sıraladı.
* Türkiye'nin aldığı yükümlülükleri pratikte yerine getirmesi için kolektif olarak çalışmamız gerekmektedir
* Müzakerelerin yeniden başlaması için zeminin daha iyi hazırlanması uğraşılarında, Annan planında değişiklik gereksinimine anlayış göstermeleri amacıyla Kıbrıslıtürk siyasi güçlerle temaslar yoğunlaştırılmalıdır.
* Koşullar iç cephede birliğin mümkün olan en yüksek derecede gerçekleşmesini dayatıyor ve AKEL bu yönde çalışmaya devam edecektir.
* Kıbrıs sorununa en kısa sürede yaşayabilir ve işler bir çözüm bulunması acil ve öncelikli hedef olarak varlığını koruyor. Daha da artan bir uğraşı ile bu yönde çalışmaya devam etmeliyiz. Kıbrıs hükümeti ve Kıbrıslırum tarafı hem uluslararası faktöre hem de Kıbrıslıtürk vatandaşlarımıza sürekli olarak bu mesajı vermelidir.
* Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk tüm halkımızın Kıbrıs sorununun çözümüne hiçbir kimsenin olmadığı kadar ihtiyacı vardır. Üzerinde anlaşmaya varılan, yaşayabilir ve işler bir çözümü hedefleyen özlü müzakerelerin başlaması için her tür girişimi destekliyoruz.
* Çözümün temelini, müzakereler aracılığı ile Kıbrısrum tarafına sorunun çözümü olarak kabul olanağı verecek değişikliklerin yapılması gereken Annan planı oluşturmaya devam etmektedir.
Hedefimizin, ne planının felsefesini değiştirmek ne de Kıbrıstürk toplumunun haklarını ortadan kaldırmak olmadığını, fakat tüm Kıbrıs halkının çıkarına hizmet etmek olduğunu tekrarlıyoruz.
* Çözümü istemede 3 Ekim 2005 tarihi Türkiye için hareketlendirici bir sınır çizgisidir. Bu yılki acı veren deneyimi de dikkate alarak, zaman sınırlı takvimler ve hakemlik tehditleri ile olumlu bir sonuca ulaşamayacakları hem Ankara hem de uluslararası topluluk için net olmalıdır. Özel olarak Türkiye'nin ya da Kıbrıs halkının çıkarına karşı herhangi bir başkasının değil her şeyden önce bütünde Kıbrıs halkının çıkarına bir çözüme ihtiyaç olduğunu uluslararası camia anlamalıdır. (YS/BB)