* Fotoğraf: Arşiv - AA
Mardin 2. İdare Mahkemesi, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Türk’ün, görevden uzaklaştırılmasına karşı açtığı davanın reddi yönünde karar verdi.
Ahmet Türk, görevi ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma olmadığı ve görevden uzaklaştırılmasının kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle dava açmıştı.
Mahkeme kararının gerekçesinde, Türk’ün üzerine atılı iddiaların görevi ile alakalı olduğunu söyledi. Belediye başkanlarına yönelik her suç isnadına, ihbara ve şikayete dayanılarak sınırsız biçimde görevden uzaklaştırma işlemi tesis edilmesinin kamu hizmetlerinin kesintisiz bir şekilde yerine getirilmesini sekteye uğratmayacağını belirtti.
Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Ahmet Kanbal’ın haberine göre, Türk’ün avukatlarından Erdal Kuzu, mahkemenin kararına karşı Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi’ne itirazda bulunacaklarını açıkladı.
Seçimden önce ön inceleme
Kararda şu ifadeler yer aldı:
“Bakanlığın, kendisine ulaşan ihbar ve şikayetlerin doğruluk derecesini, isnat edilen suçun özelliğini dikkate alarak, görevden almayı gerektiren olumsuzlukları hukuken kabul edilebilir nitelikte açık olarak belirtip gerekçesini ortaya koyarak, geçici tedbir niteliğindeki görevden uzaklaştırma işlemini tesis etmesi hukuk devletinin gereğidir.”
“İçişleri Bakanlığına tanınan kayyım atama yetkisinin kamu yararına aykırı, nesnel iddialara dayandırılmadan kullanılmasının belediyelerin özerkliğini zedeleyeceği ve demokratik toplum yapısının gelişmesini engelleyeceği” de kararda ifade edildi.
Mahkeme, Türk hakkında 31 Mart 2019’daki yerel seçimlerden önceki süreçte açılan davaları sıralayarak, İçişleri Bakanlığı’nın başlattığı “ön inceleme/araştırmanın” seçimden sonra da devam ettiğini kaydetti.
Kayyımda “kamu yararı” görüldü
Türk’ün icra ettiği görevi, üzerine atılı iddiaların görev yaptığı süre içinde Anayasal düzene, hukuka ve mevzuata bağlı kalıp kalmadığı konusunda kamuoyunda şüphe uyandıracak ciddiyette olduğunu ifade etti:
“Bununla birlikte yine söz konusu kovuşturmalar kapsamında alınacak olası bir mahkumiyet hükmünün, 2972 sayılı Kanunun 9 ve 2839 sayılı Kanunun 11 ve 5393 sayılı Kanunun 44'üncü maddeleri uyarınca davacının belediye başkanlığının düşürülmesine sebebiyet vereceği dikkate alındığında, bu soruşturma ve kovuşturmaların doğrudan davacının göreviyle ilgili olduğu anlaşıldığından davacının anılan iddiası yerinde görülmemiştir.
“Soruşturma ve kovuşturmaların davacının göreviyle ilgili olduğu anlaşılmakla, yerel yönetimlerin seçilmiş organları veya bu organların üyeleri hakkında, görevleriyle ilgili bir soruşturma başlatılması halinde geçici bir önlem olarak İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılabileceği, bu konuda merkezi idarenin mahalli idareler üzerinde açık bir idari vesayet denetimi yetkisi bulunduğu ve bu yetkinin gerek savcılıkça yapılan ceza soruşturmasına, gerekse mahkemece yürütülen kovuşturmaya konu anılan fiillerin niteliği ve ağırlığı göz önüne alındığında somut nedenlere dayalı olarak ve soruşturmanın selameti için ve yapılan görevin niteliği ile bağdaşmayacağı dikkate alınarak kullanıldığı kanaatine varılmakla, bu nedenlerle davacının görevden uzaklaştırılmasına ilişkin olarak kamu yararı ile hizmetin gereği olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.”
Avukat Kuzu: Suçlamalar göreviyle ilgili değil
Mahkemenin kararını “skandal” şeklinde nitelendiren avukat Erdal Kuzu, kararla birlikte hukukun en önemli sacayaklarından biri olan “masumiyet karinesinin” bertaraf edildiğini vurguladı. Kuzu şunları söyledi:
“Müvekkilimizin hakkındaki suçlamaların görevi ile ilgili olmadığı açık bir şekilde ortada olmasına rağmen mahkeme zorlama bir yorum ile suçlamaların Sayın Ahmet Türk’ün görevi ile ilgili olduğunu savunmaktadır. Masumiyet karinesi yerle bir edilmiş, Sayın Ahmet Türk’ün üzerine atılı suçlamalardan beraat edeceği göz önüne alınmak yerine ceza alması üzerine bir karar verilmiştir.
“Zorlama bir yorum”
“Mahkeme adeta ‘ya mahkumiyet kararı verilirse’ şeklinde ‘ya tutarsa’ diyerek karar vermektedir. Bu açıkça Anayasa’ya aykırı, zorlama bir yorumdur.
“Yaşananlar tüm ülkenin gözleri önünde cereyan etmektedir. Kamu milyonlarca lira zarar uğratılmış, Mardin’in adı tüm ülkede kayyım döneminin yolsuzlukları ile beraber anılır hale gelmiştir. Buna rağmen mahkemenin halen burada kamu yararı görüyor olması akıl tutulmasıdır. Karar açık bir şekilde siyasi bir karardır.”
Ne olmuştu?
İçişleri Bakanlığı 19 Ağustos sabahı, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ve Van Büyükşehir Belediye Başkanı Bedia Özgökçe Ertan'ın haklarında yürütülen soruşturmalar gerekçesiyle görevden alındıklarını açıkladı.
TIKLAYIN - Türk ve Yıldırım’a Kayyım Gerekçesi Dosyalardan Beraat
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne Mardin Valisi Mustafa Yaman, Van Büyükşehir Belediyesi’ne Van Valisi Mehmet Emin Bilmez başkan vekili olarak atandı.
Ahmet Türk, kayyım atama işlemi yürütmesinin durdurulması ve işlemin iptali için Eylül 2019'da İdare Mahkemesi'ne başvurmuş, Mardin 2. İdare Mahkemesi Kasım 2019'da bu davayı da reddetmişti. (TP)